Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) yöneticileri ve
otel işletmecileri ile görüşmek ve ''beyaz
cennet'' olarak da bilinen Uludağ'ın sorunlarını yerinde tespit etmek amacıyla iki gündür Uludağ'da bulunan Bakan
Günay, konakladığı otelde,
Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te yakılan ve 37 kişinin hayatını kaybettiği
Madımak Oteli ile ilgili soruyu yanıtladı.
Bakan Günay, 15 Ocakta Madımak Oteli'nin altındaki
kebap dükkanının tahliyesinin gerçekleşeceğini anımsatan bir gazetecinin ''Sivas halkı buranın müze haline getirilmesini istiyordu. Buraya bir anıevi ve kitabevi açılması söz konusuydu. Bakanlık olarak sizin bu konudaki görüşleriniz neler?'' diye sorması üzerine, hükümet olarak bu yılın başından itibaren Türkiye'nin özgürlükçü çoğulculuğu konusunda somut adımlar atması niyeti ve kararında olduklarını belirtti.
Türkiye'nin geçmiş yıllarda özgürlükleri, önemli ölçüde çoğulculuğu yok saymaya çalışan birtakım yönetimlerin yaşattığı bazı sıkıntılarla yüz yüze geldiğini ifade eden
Ertuğrul Günay, geçmiş yıllarda toplumun çoğulculuğu reddi açısından sancılar, sıkıntılar yaşadığını söyledi.
Bakan Günay, hem çoğulculuk konusunda yeni adımlar atmak hem de geçmişte yaşanan sıkıntıların yaralarını sarmak niyetinde olduklarını, bunları yaparken yeni tartışmalar açma, yeni kavgalar üretme, yeni çelişkiler yaratma niyetleri bulunmadığını kaydetti.
Günay, bir kesimin acısını sararken, dindirmeye çalışırken, yeni tartışmalardan, yeni spekülasyon konularından uzak durmaya özen gösterdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
''Madımak da bunlar arasında önemli bir konu. 15 yıl kadar önce, gerçekten Türk insanını utandıran, Türkiye'de yaşayan herkesi kamusuyla, özeliyle, toplumuyla, bireyiyle utandıran bir acı, bir provokasyon, bir saldırı, bir
vahşet yaşandı. 15 yıldan bu yana bu vahşetin yaşandığı yerde en
küçük bir anı plaketi, en küçük bir hatırlatma ibret vesilesi olacak levha, yazı olmaksızın, neredeyse yaşanan acıyla alay edercesine birtakım iş yerleri, işletmeler açıldı.''
Ertuğrul Günay, Sivas'ta yeni bir
düzenlemeyi kendilerinin dile getirdiğini, Valilikle iş birliği içinde yeni tartışmalar açmaksızın, makul ölçülerde yeni bir düzenleme yapmaya çalıştıklarını, buradaki lokantanın bu ay boşalması halinde
Kültür ve
Turizm Bakanlığı olarak oraya talip olabileceklerini daha önce de ifade ettiklerini söyledi.
BUNLARIN HEPSİ BİZİM
Madımak Oteli'nin altındaki yerle ilgili kitabevi düşünceleri bulunduğunu kaydeden Günay, şunları söyledi:
''Sivas'ta yaşanan acıları unutmadığımıza ilişkin bir düzenleme yapacağımızı düşünüyorum. Bu yaşadığımız acılar yalnızca Sivas'ta yaşanan acılardan ibaret değil. Aynı tarihlerden önce mayıs sonunda Bingöl'de 33 çocuğumuz öldü.
Askerlik görevini tamamlamış, başları tıraşlı, asker oldukları belli. Bir minibüse doldurulmuşlar, bir büyük merkeze gönderilirken 33 çocuğumuz öldü. Orada da canımız yandı. Sivas'ta da 37 insanımız yakıldı, orada da canımız yandı. Bir hafta sonra Başbağlar'da
hain bir saldırı oldu, 30 insanımız öldü. Yani 40 gün içinde karanlık, provokatif tuzağın içinde 100'e yakın canımız kayboldu gitti.''
Bu olaylardan birinin hatırlanıp birinin unutulmasının doğru olmayacağını ifade eden Bakan Günay, şöyle konuştu:
''Bunların hepsi bizim. Burada ölen çocuklar, Başbağlar'da ölen köylüler, Sivas'ta ölen aydınlar, hepsi bizim. Hepsinin adını, unutulmaması gereken tarihleri yazarız bir duvara, dileyen önüne bir
karanfil bırakır, dileyen anı defterine
imza atar ama diğer bölümlerde de kitap, sergi gibi düzenlemeler yaparız. Bu bir ibret vesilesi olur. Bir daha böyle acılar yaşamayalım, bütünlüğümüz güçlensin, bu tuzaklara düşmeyelim diye belleğimizde ve yüreğimizde bir yerde yer alır. Böyle bir düzenleme yapıyoruz. Sanıyorum herkes açısından makuldür. Sivas halkının anlayışıyla böyle bir düzenlemeyi yapacağız.''