Ergün, ''Özellikle 1980'li yıllardan sonra rahmetli Turgut
Özal'ın başlattığı
rekabetçi bir
model olmasaydı, biz bugün hala Murat 124'e,
Mercedes fiyatına biniyor olacaktık'' dedi.
Nihat Ergün,
AK Parti Karaman İl Kongresi'ne katılmak için geldiği Karaman'da, Karaman Polisevi'ndeki öğle yemeğinde Karamanlı sanayici ve işadamlarıyla biraraya geldi.
Burada, Karaman'ın il olduğundan bugüne dek çok önemli mesafeler katettiğini ifade eden Ergün, Karaman'ın daha da geliştiğini, büyüdüğünü ve ilçelerden
kent merkezine önemli nüfus transferi gerçekleştiğini söyledi.
Ergün, sanayi,
üretim ve ihracat potansiyeli olarak Karaman'ın önemli iller arasında yer aldığını vurguladı.
Son yıllarda
Türkiye'deki yatırım ortamının iyileştirilmesi, siyasal istikrar ve güven ortamının sağlanmış olmasının girişimciler açısından çok önemli olduğunu anlatan Ergün, şunları kaydetti:
''İnsanlar yatırım ve üretim yapacaklarsa bazı güvencelere ihtiyaç duyarlar. Öncelikle bir ülkede yatırım yapmaya uygun bir iklim olması lazım. Demokrasinin ve bazı hürriyetlerin olması lazım. Bunların başında da müteşebbis özgürlüğü, düşünce açıklama ve
inanç hürriyeti gelir. İnsanlar kendilerini bir toplumda bu alanlarda ne kadar hür hissederlerse, kendini ispat etme ve geliştirme özellikleri o kadar ön plana çıkar. Rekabet ve müteşebbis hürriyetinin olmadığı yerde iktisadi gelişme olabilir mi? Türkiye'de demokratik bir ortamda sosyal ve iktisadi gelişmeler olabilir. Türkiye şu anda bu yolu seçmiştir. Bu yol geri dönüşü olmayan bir yoldur.''
Ergün, Türkiye'nin seçtiği ve geri dönüşü olmayan ikinci bir yolun ise rekabetçi, dışa açık bir piyasa ekonomisi modeli olduğunu dile getirerek, ''Kapalı bir modelle iktisadi gelişme olmaz. Özellikle 1980'li yıllardan sonra rahmetli Turgut Özal'ın başlattığı rekabetçi bir model olmasaydı, biz bugün hala Murat 124'e, Mercedes fiyatına biniyor olacaktık. Yeni ürünler ve yeni modeller önümüze çıkmazdı'' diye konuştu.
Rekabet ve dışa açıklığın doğru bir yol olduğunu anlatan Ergün, haksız rekabete de fırsat verilmemesi gerektiğini, rekabetçi ve dışa açık zeminin korunması gerektiğini bildirdi.
Ergün, bugüne dek ne gelişme olduysa, Türkiye'de özel
sektör eliyle olduğunu savunarak, şöyle devam etti:
''Gerçek gelişme böyle olur. Ama şartlar devletin de bazı işler yapmasını zorunlu kılar, kılabilir, kılmıştır da. Devlet patiska üretecek değil ya. Devletin
bisküvi,
ayakkabı fabrikası olur mu? Artık devletin rolü değişti. Devletin kimsenin yapamadığı işleri yapması gerekir. Devlet genel güvenliği sağlasın, rekabeti korusun, eğitim ve
sağlık hizmetleri versin, müteşebbisin önünü açsın,
özel sektörün önünü açsın. Biz bunu benimsiyoruz. Müteşebbis güç, Türkiye'nin en büyük zenginliğidir.''
Ergün, daha sonra Karaman
Esnaf Sanatkarları Odaları Birliği ve Karaman
Sanayi ve
Ticaret Odası'nı ziyaret etti.
Ergün, Karaman
Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren türlü fabrikalarda incelemede bulunduktan sonra kentten ayrıldı.
(AA)