Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bu yılın 11. ayına kadar 422 hakim ve savcıyla ilgili, gerek başsavcılıklarda gerekse
Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu (
HSYK) nezdinde işlem yapıldığını belirterek, ''Şimdi bu 400 küsur arkadaşımızdan sadece 2-3 tanesi haber oluyor ve bu
soruşturmaların her aşaması geniş bir şekilde medyada yer alıyor ve olay bu 2-3 isim etrafında döndürülüyor'' dedi.
Ergin,
Borçlar Kanunu Tasarısının 3. bölümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Sincan 1. Ağır
Ceza Mahkemesi Başkanı Osman
Kaçmaz ve
YARSAV Başkanı Ömer Faruk
Eminağaoğlu hakkında meslekten
ihraç istemiyle ilgili sorular üzerine Ergin, iki tane hakim ve savcı ile ilgili özel bir
uygulama yapılıyormuş gibi takdim edildiğini söyledi.
Oysa Adalet Bakanlığının yıl içerisinde soruşturma sayısının 5 bin 900 olduğunu ifade eden Ergin, bunların gelen şikayetlerin değerlendirilmesi sonucu Ana
yasa'nın 144. maddesi, Hakimler ve Savcılar Kanununun 82 ve 93. maddeleri doğrultusunda yapılan soruşturmalar olduğunu ifade etti. Ergin, şöyle devam etti:
''27 yıldan beri bu ülkede 1982
Anayasası ve 2802 sayılı yasaya göre yapılan bir uygulama var. Bugün başlamış bir uygulama değildir. 2009 yılı itibariyle 5
Kasım tarihine kadar 4 bin 362 şikayet ulaşmış Bakanlığa. Önceki yıldan devirle beraber, bu 5 bin 930'a ulaşmış. Dolayısıyla
Teftiş Kurulu ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğümüz gelen bu şikayetleri daha önceki yıllarda yapılan yöntemle işleme almıştır. Bu incelemelerin tamamı
müfettiş eliyle yapılmıyor. Bunlar belli yerlerde daha kıdemli bir hakim eliyle yapılıyor. O hakim eğer gerçekten gerekli görüyorsa ondan sonra Teftiş Kurulu devreye giriyor. Ama olayın ağırlığına göre farklı uygulamalar da mümkün. Çünkü Anayasa ikisine de cevaz veriyor. Dolayısıyla, sadece bu yıl içerisinde 208
dosya kovuşturma verilerek ilgili başsavcılıklara gönderilmiş. 214 dosya da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna (HSYK)
disiplin işleri için sevk edilmiş. Dolayısıyla 11. ay olmasına rağmen 422 hakim ve savcıyla ilgili gerek başsavcılıklarda gerekse HSYK nezdinde işlem yapılmış. Şimdi bu 400 küsur arkadaşımızdan sadece 2-3 tanesi haber oluyor ve bu soruşturmaların her aşaması geniş bir şekilde medyada yer alıyor ve olay bu iki üç isim etrafında döndürülüyor.
Adalet Bakanlığında bugüne kadar uygulandığı gibi bütün hakim ve savcılarımız için aynı hükümler uygulanıyor. Hiç birisi için ayrım yapılmıyor. Kaldı ki Bakanlığın yapmış olduğu işlem dosyayı teşekkül ettirmek, tekemmül ettirmekten ibaret. Müfettişlerin yaptığı soruşturma neticesinde dosya tekemmül ettirildikten sonra, eğer görev suçu ise farklı, kişisel suç ise farklı bir soruşturma yöntemi uygulanıyor. İlgili başsavcılığa gönderiliyor ya da disiplinse HSYK'ya gidiyor. Kararı Bakanlık vermiyor. Kararı bağımsız yargı verecek. Bu telaş niye? Bu konuyla ilgili deliller toplanıyor, bağımsız yargının önüne konuluyor. Burada bağımsız yargı kararını verecek, dolayısıyla kimse bu noktada bir endişeye girmesin.''
Ergin, bir başka soru üzerine, karşılıksız çekten dolayı 5 Kasım 2009 itibariyle 2 bin 155 kişinin cezaevinde olduğunu bildirdi.
Çek Yasa Tasarısıyla ilgili Adalet Komisyonunda bir değerlendirme yapılacağını ondan sonra tasarıyla ilgili
seri şekilde adım atmayı planladıklarını belirten Ergin, ''Ekonomik çarkın dönüşünü engelleyecek, sistemin dönüşünü tıkayacak bir düzenlemeyi yapmak mümkün değil. Burada hem borçlunun hem alacaklının yararını hem de
ekonomik sistemin dönebilmesi için gerekli güvenceleri korumak zorundayız'' dedi.
-''BÖYLE BİR USUL YOK''-
''
Yargıtay'ın dinlendiği'' iddiasıyla ilgili
CHP Mersin Milletvekili İsa Gök'ün sorusuna
cevap veren Ergin, şunları kaydetti:
''
Dinleme kararlarının kendisi gizli, takibatı gizli. Bakanın haberinin olması mümkün değil, doğru da değil. Dinleme kararları mahkemeler tarafından veriliyor ve
Türkiye İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından icra ediliyor.
Bu süreçten Adalet Bakanının haberi olmasını istiyorsanız, Bakanın
yargıya müdahalesini arzu ediyorsunuz demektir. Benim böyle bir yetkim yok, imkanım yok. Hem 'yargıya müdahale etmeyin' diyeceksiniz hem de ondan sonra mahkemelerin verdiği
gizlilik gerekçeleri kararlarının içeriğini buradan soracaksınız, Anayasa'nın 138. maddesinin ihlalini benden isteyeceksiniz. Böyle bir usul yok.''
Ergin'in sözlerinin ardından
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkan, CHP
Bursa Milletvekili Atilla Özer'in ''Seni Bakan yapanın'' dediğini ifade ederek, Özer'e tepki gösterdi. İki milletvekili arasında yaşanan tartışmayı arkadaşları önledi.
Daha sonra
TBMM Başkanvekili Yakut, yarın saat 13.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı.