Bakan
Eker,
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyetince
Diyarbakır Ticaret Borsasında düzenlenen ''Diyarbakır Medyayı Tartışıyor, Güneydoğu'nun İmajında Medyanın Rolü'' panelinin açılışında yaptığı konuşmada, Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nin imajında medyanın büyük önemi olduğunu vurguladı.
Diyarbakır'da geçen hafta çok acı bir
terörist
eylem yaşandığını ve üzerinden 7 gün geçmesine rağmen televizyonlardaki bazı haber programlarında olayın hala ilk günün veriliş biçimiyle sunulduğunu belirten Eker, şöyle konuştu: ''Olay tekrarlanıyor. Yani 7 gün süreyle kentteki bir
terör eylemi aynı şekilde işlendi. Klasik olarak medyayı suçlamak istemiyorum. Böyle bir değerlendirmede bulunmak istemiyorum. Bu toplantıda bundan sonra (Biz bu şehrin imajına nasıl olumlu bir katkı sunabiliriz ?) sorusunun cevabını aranmasını istiyorum.
Tarafsızlık da taraf olmaktır. Diyarbakır ile ilgili bizim tarafsız olmamız yetmiyor. Diyarbakır'ın tarafında olmamız lazım. Diyarbakır'ın tarafında olmalıyız ki Diyarbakır'a haksızlık yapılmasın.''
Diyarbakır'ın 1930-1940'larda sahip olduğu parametrelerin bugünkü parametrelerden daha iyi olduğunu bildiren Eker, bunun temel nedenin göç olduğunu kaydetti.
Kırsal alandan kentsel alana göç başlamasıyla bütün şehirlerin dokusunun bozulduğunu, ancak bazı şehirlerin zamanla toparlandığını belirten Eker, şöyle dedi: ''Diyarbakır'da son 30 yılda tersine durum yaşandı. 2003'ten bu yana
Türkiye milli gelirini 2 kat artırdı. Diyarbakır bundan istifade etti. 2003'ten bu yana Güneydoğu 8,5 milyar YTL yatırım aldı. Diyarbakır'da 2003'ten bu yana kırsal altyapı sorunları çözüldü. Örneğin bin 300 yerleşim ünitesinin bin 200 tanesine şebekeli içme suyu götürüldü. 5 bin kilometre yol ağının 4 bin kilometresine stabilize yol ağı yapıldı. Eğitim, sağlık ve tarımda çok ciddi mesafeler alındı. Diyarbakır'ın çok ciddi sorunları var. Her alanda sorunları var. Bu sorunları çözmek için hepimiz çaba göstermeliyiz.
Arzu ettiğim şey, medyanın Diyarbakır'dan taraf olmasıdır. İnsanlar televizyon ve
gazete haberlerinden derinlemesine etkileniyor. Türkiye'nin en büyük 20 ili arasında Diyarbakır, bin kişi başına düşen suç sayısında binde 8'lik paya sahip. Ve bu, iller arasında en alt sırada yer alıyor. O şehirlerin imajı Diyarbakır'ın imajından çok farklı. Oralarda binde 16'dır. Diyarbakır'a lütfen haksızlık etmeyelim.''
-DİYARBAKIR'IN İMAJIYLA İLGİLİ POZİTİF AYRIMCILIK YAPILSIN-
Vali Hüseyin
Avni Mutlu ise Diyarbakır'ın imajıyla ilgili pozitif ayrımcılık yapılmasını istedi.
23 yıldan bu yana ''
bölgeye düşmüş olan terörün'' bölgedeki kalkınmayı durdurduğunu, hatta var olan
sermaye ve
beyin gücünü bölge dışına ittiğini ifade eden Mutlu, şöyle konuştu: ''Bu terörün istediği şeydir. Bunun mutlaka düzeltilmesi lazım. Şehir ve bölgesel olarak terörle ilgili duruşumuzu açık bir şekilde her olayda ortaya koyacağız. Burada gösterdiğimiz duygusallığı mantıkla örtüştürerek, yavaş yavaş söylemeye başladığımız güven geliştirici sözleri her olayda ifade etmeliyiz. Bu işin tarafı Diyarbakır'da herkestir. Görev bize düşüyor. Diyarbakır'ın imajını kuvvetlendirmesi konusunda net duruş sergilemesi gerekiyor. Hepimize bu konuda sorumluluk düşüyor. İmajı düzeltecek olan biziz. Bu konuda
destek sağlayacak olan da basınımızdır.''
Diyarbakır Ticaret ve
Sanayi Başkanı (DTSO) Başkanı
Mehmet Kaya da Diyarbakır'ın hak etmediği olumsuz bir imaja sahip olduğunu ve bunun değişmesi gerektiğini belirterek, ''Bütün Güneydoğu'daki terör ve
asayiş olaylarının tamamı İstanbul'daki terör ve asayiş olaylarının yarısı kadar değildir'' dedi.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkanı Faruk
Balıkçı ise bölge haberlerinin büyük kısmının asayiş ile ilgili olduğunu vurgulayarak, ''Bölge ile ilgili haberlere daha önem verilmeli, barış ve kardeşliğe
hizmet eden dil kullanılmalıdır. Diyarbakır şiddet ve terör kenti olarak anılıyor. Bu durum kentsel gelişmeyi engelliyor. Diyarbakır ve bölge
ekonomik, sosyal, turizm ve
spor boyutu yerine hep asayiş boyutuyla öne çıkıyor. Bu değişmeli'' diye konuştu.
AA