Başmüzakereci, Avrupa'daki
İslam karşıtlığı ve
yabancı düşmanlığının endişe verici boyutlara ulaştığına dikkat çekti.
Bakan Bağış, "
Somali'ye
balıkçı gönderip, halka balık tutmayı öğreteceğiz. Güvenliğin iyileşmesinin ardından konserve ton balığı fabrikası kurmayı hedefliyoruz." dedi.
Ak
deniz'de 1 Ekim'de petrol
aramaya başlayacağını duyuran
Kıbrıs Rum Kesimi'ne AB Bakanı ve Başmüzakereci
Egemen Bağış'tan tehdit gibi uyarı geldi.
Benzer teşebbüslerde
Türkiye'nin daha önce bölgeye savaş gemisini gönderdiğine işaret eden Bakan Bağış, "Donanmalar bunun için var." dedi.
Rum Kesimi'nde geçmişte de bu tür şeyler denediğinde nelerle karşı karşıya kaldığını hatırlayanların varlığına dikkat çeken Bağış, "Onlara ait olmayan sularda arama yapmak
yasa dışıdır. Türkiye de uluslararası hukukun kendine verdiği hakkı sonuna kadar kullanır, gereğini yapar.
Türkiye'nin ciddiyetini bilirler." diye konuştu. Daha önceki
sondaj girişimlerinde Türk donanmasının bölgeye gittiğinin hatırlatılması üzerine Bakan Bağış, "Deniz Kuvvetleri'ndeki askerlerimizin eğitimi ve teçhizatını; bu orduyu bunun için kurduk. Her türlü opsiyon masadadır, her şey düşünülebilir." dedi.
Ramazan Bayramı münasebetiyle Zaman'a gündemi değerlendiren Bağış, Avrupa'daki İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığının da endişe verici boyutta olduğunu belirtti.
Hollanda'da alenen
ırkçılık yapan bir partinin yüzde 16 oy aldığını hatırlatan Bağış, "Danimarka'da insanların değerlerine
hakaret etmeyi marifet gibi göstermeye çalışan siyasi zihniyet zaten bizi tedirgin eden bir gelişmeydi.
Almanya Cumhurbaşkanı 'İslam Almanya'nın bir gerçeğidir' dediğinde ortaya koyulan tepki bu endişelerimiz için çok önemli bir işaret fişeğiydi. 'Çokluktaki birlik',
dayanışma, çok kültürlülük bunlar AB'nin temel taşlarıdır.
Temel taşları şu anda ciddi bir riskle karşı karşıya. Bunların çözümüne Türkiye bir panzehirdir. 162 gayrimüslim vakfı Baş
bakan'ımıza ilk defa
iftar verirken Avrupa'da tam tersine geriye bir gidiş var." yorumunda bulundu.
Tüm dünyanın gündeminde '
Arap Baharı' varken, AB sürecinin kenarda kaldığı
eleştirilerine
cevap veren Başmüzakereci, reformların hiç gündemden düşmediğinin altını çizdi.
Türkiye'nin ulusal program çerçevesinde atması gereken adımları da attığını belirten Bağış, "Kimse, 'Arap Baharı var' deyip, 'Türkiye gündemden düştü.' diyemez.
Uluslararası toplumun bu coğrafyaya Türkiye dışında ulaşma opsiyonu fazla yok. AB dış
politika şefi [Ashton] bile bölgeye giderken bizim
Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu'ndan
yardım istiyor. Bu Türkiye'nin geldiği noktanın önemli bir göstergesidir." dedi. Avrupa'daki
ekonomik krizi değerlendiren Başmüzakereci Bağış, AB'nin dağılacağı iddialarına katılmadığını söyledi.
AB'nin karar mekanizmalarının değişebileceğini belirten Bağış, "AB'nin üye ülkeler üzerindeki
yaptırım gücü düşebilir. Kararların daha bölgesel olması; yerelleşmeye gitme düşünülebilir.
Yüzyıllarca birbiriyle savaşan ülkeler, AB altında barış içinde yaşayabiliyorsa, AB elzemdir. Bizim AB'ye girmek istememizin sebebi de bu. AB'yi bir barış projesi olarak görmemiz. AB, bizim toplumun birçok kesiminin uzlaşabileceği bir
platform oldu." diye konuştu.
Koşaner'e sınır güvenliği cevabı
Eski
Genelkurmay Başkanı
Işık Koşaner, geçtiğimiz hafta yayınlanan ses kaydında sınır güvenliğinin
sivillere bırakılmasını eleştirmiş ve AB'nin böyle bir talebi olmadığını iddia etmişti.
Konunun hatırlatılması üzerine Bağış, Türkiye'nin AB üyesi tüm ülkelerde olduğu gibi sivil sınır güvenlik teşkilatına kavuşması gerektiğini ifade etti. Bağış, "Son 10 yıldaki her ilerleme raporunda Türkiye bu konuda eleştirilmiştir ve bu konuda
çağrı yapılmaktadır.
Avrupalıların bu konuda ne istediğini bana sormaktan ve başkalarının yorumlarına bakmaktansa, ilerleme raporlarına bakmak herkesin bilgi eksikliğini gidermesine yardımcı olacaktır." dedi.
Eskiden Türkiye
sınır ötesi bir
operasyon yaptığı zaman AB üyesi ülkelerden eleştiriler geldiğini hatırlatan Bağış, "
Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne, Kandil'e son yapılan harekatı sorduklarında, AB'nin
terör örgütü listesinde bulunan PKK'ya karşı Türkiye'nin giriştiği mücadeleyi yüzde yüz desteklediklerini söylüyor.
Biz huzur istiyoruz barış istiyoruz. Avrupalılar bunu anlıyor. Son operasyonda Avrupa'dan eleştiri gelmemesi zaten kendi başına destektir." değerlendirmesinde bulundu.
Nihat Doğan'ı eleştirenler Somali için ne yapmış?
'Türkiye'de de
açlık var.' deyip Somali'ye yardımları eleştirenler var. Bunu dillendirenler Türkiye'de açlık için ne yapmışlar? Somali'ye gitmek bizim insanlık görevimizdir.
"Komşusu açken, tok yatan bizden değildir" anlayışına sahip medeniyetin çocuklarıyız. Ulaşım, teknoloji bu kadar gelişmişken nerede bir aç varsa o bizim komşumuzdur.
Oradaki insanlara deniz ürünlerinin yenmeyeceği inancını vermişler. Ama yıllarca Somali sahillerindeki ıstakozları, ton balıklarını toplayıp ülkelerine götürmüşler.
Başbakan'ımız oraya
balıkçılar gönderecek ve Somalililere balık tutmayı öğreteceğiz.
Güvenlik sorunu aşıldığında belki konserve fabrikası kurup ton balığı üretimini destekleyeceğiz.
Pakistan ve
Hindistan,
Kurtuluş Savaşı'nda bize yardım gönderirken çok mu zengindi?
Kızılay'ımız Haiti'ye,
Amerikan Kızılhaç'ından önce gitti. Başbakan'ımız ile Somali'ye giden
sanatçı Nihat Doğan'ı eleştiriyorlar. Görüşlerini, konuşma tarzını beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ama Nihat Doğan özünde iyi bir insandır. Somali için kendisi
gönüllü oldu.
Onu eleştirenler acaba Somali için ne yaptı? O en azından çabaladı. Müziğini beğenmezsen, CD'sini almazsın. Ama bizde maalesef bu iş Nihat'ın siyasi konularda görüşlerini açıkça paylaşmış olması, birilerini rahatsız ediyor.
Herkesin üzerinde uzlaşabildiği Sezen
Aksu demokratikleşmeden yana tavır aldığında, yılların divasına "sazan" bile dediler!