Bozdağ, yaptığı açıklamada, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın koordinasyonunda yapılmakta olan çalışmanın belli bir süreci zorunlu kıldığını belirtti. Bozdağ, Atalay'ın açıklamasında, çözüm sürecinin, devlet politikası olarak, kamuoyu desteğini yanına alarak yürüyeceğini, bu çerçevede
siyasi partiler,
sivil topum, medya ve konuyla ilgili yazan, çizen, fikir sahibi olan herkesle görüşülerek çözümün ana parametrelerinin oluşturulacağını ifade ettiğini kaydetti.
Bu girişimin, ''sorunun çözülebilmesi, akan kanın durması, anaların gözyaşının akmaması, sevgi, saygı, kardeşlik, birlik ve bütünlüğün daha sağlam tesis edilmesi için atılmış ciddi bir adım olduğunu'' kaydeden Bozdağ, ''Bu, çözümü birlikte ortaya koyma arayışıdır. Muhalefet, sivil
toplum, medya ve herkesi çözüm konusunda belli bir noktada birleştirme ve sorunun bir yerinden tutma, taşın altına elini koymaya davettir'' dedi.
Ortaya henüz bir paket çıkmadığını, ortaya çıkacak çözüm paketinin toplumun tüm dinamiklerinin fikirleri alınarak oluşturulacağına dikkati çeken Bozdağ, şunları kaydetti:
''Çözüm paketi, toplumun büyük ekseriyetinin kabulü ve olabilir anlayışını yansıtacak biçimde şekillenecektir. Bunun için muhalefet ile de görüşülecek, fikri olan herkesle de görüşülecek. Ama işin aslı bu olduğu halde, çözüm önerilerinin somutlaştırılması için çalışmalar yapıldığı halde, henüz ortaya somut çözüm önerileri konmadığı halde,
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal ile MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli ve kimi parti sözcülerinin açıklamaları ve yaklaşımları, kabul edilebilir değildir. 'Paketi bir görelim, ondan sonra değerlendirmemizi yapalım', 'biz de görüşlerimizi söyleyelim, paketi ona göre şekillendirsinler' veya 'umarız bu çalışmalar başarılı olur, biz de katkıya hazırız' demeleri beklenirdi. Ama bunların hiçbiri denmedi. Onlar, 'çözüm, kan dursun, analar ağlamasın, çözüm için formül bulalım' diyenleri, 'vatan haini' ilan edecek bir üslubu kullanmayı
tercih ettiler.
Başbakan, 'bu süreçte muhatap
PKK değildir, hiçbir zaman da olmayacaktır', 'bu süreçte muhatap
Öcalan değildir, hiçbir zaman da olmayacaktır' şeklinde, açıklamaları oldu. Sayın Cumhurbaşkanı'nın da benzer ifadeleri oldu. Bu konuda çıkan haberler, hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanı tarafından açıkça yalanlandığı halde, milletimizin hassasiyetleri açıkça ortadayken, 'muhatap PKK'dır, Öcalan'dır' şeklinde değerlendirme yapmak, sürecin çözüme doğru gitmesinin önüne takoz koymaktan ve çözümden rahatsız olmaktan,
siyaseten
AK Parti'yi yıpratarak oy devşirme anlayışından başka bir şey değildir.''
''OYUNCAĞI ELİNDEN ALINAN ÇOCUK TELAŞI...''
Sorunun, ''partiler üstü ve siyaset üstü'', siyasi kaygılarla yaklaşılmayacak bir sorun olduğunu ifade eden Bozdağ, ''Muhalefetin de böyle yaklaşmasını beklerdik. Ama çözüm iradesinin toplumda kabul görmüş olması ve şu anda belli bir mecrada yürüyor olması, muhalefeti oyuncağı elinden alınan çocuk telaşına düşürmemelidir. Aksine çözüm onları da sevindirmeli ve çözüme katkılarını da açık açık sunmalıdırlar'' dedi.
Bozdağ, yapılan eleştirilere karşı şunları söyledi:
''Sayın Bahçeli, DTP Genel Başkanı
Ahmet Türk ile el sıkışırken, Meclisin açılış yıl dönümünde DTP
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'a, 'Biz Türkiye'nin renkleriyiz' diye iltifat edip yanına oturturken, bu PKK'yı, Öcalan'ı muhatap almak olmuyor da Genel Başkanımız Ahmet Türk ile görüşünce mi muhatap almak oluyor?
Sayın Baykal, çözümün sorunu için 1989'da raporlar hazırlarken, bugün konuşulan pek çok konuyu daha o gün çözüm olarak kamuoyuna takdim ederken, 1991
seçimlerinde HEP ile
ittifak kurup bu partiyi Meclise sokarken,
DEHAP ile CHP
seçim ittifakı görüşmesi yaparken, bu PKK ve Öcalan'ı muhatap almak olmuyor da bugün Recep
Tayyip Erdoğan görüşünce mi muhatap almak oluyor?
Onun için herkes samimi olmalı, siyasi kaygıları bir kenara bırakmalı ve Türkiye'nin
terör belasından kurtulması, 'sorunun çözümü için nasıl katkı veririm, Hükümetin bu konuda ortaya koyduğu iradeye nasıl
destek olurum, akan kanın durmasında, gözyaşının dinmesinde benim daha fazla payım nasıl olur?' sorularının cevabını arayarak Hükümete yardımcı olursa, süreç daha sağlıklı işleyecektir. Aksi takdirde siyasi endişelerle yapılan konuşmalar, süreci provoke etmek ve süreci tıkamak isteyenlerin, çözümsüzlüğü çözüm olarak görenlerin, terörün ve kanın akmasından nemalananların ekmeğine yağ sürmekten başka bir şeye yaramayacaktır. Onun için herkesi bu süreçte sağlıklı ve sağduyulu olmaya davet ediyorum.''
AA