Bahçeli, CMK'nın 102.maddesi kapsamında bazı tutukluların
tahliye edilmesinin yol açtığı
tartışmaları değerlendirdi.
Yaşananların, hukuktaki sarsıntıların ve
adaletteki gerilemenin yalnızca bir örneği olduğuna dikkat çeken Bahçeli, "Yoksa sırf bu gelişmelere bakarak
AK Parti'yi suçlamamız doğru ve hakkaniyetli olmayacaktır. Ancak, söz konusu maddenin 31
Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle, tutukluluk halleri devam edenlerin serbest kalacağı bilinmesine rağmen, gerekli önlemlerin alınmaması ihmaldir, aymazlıktır ve gafletten öte bir davranıştır." dedi.
Yargının acil sorunlarına acil çözümler için yürütme ile yargı organları biran önce bir araya gelmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, bu konularda mutabık kalınacak acil önlemler paketi TBMM'nin önüne getirilerek süratle
yasalaştırılmalıdır." dedi.
Bahçeli, TBMM'de partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli konuşmasının hemen tamamını tahliyelere ayırırken, hükumete ağır yüklendi. Bahçeli, Adalet bilinci ve hukuk anlayışının AK Parti ile birlikte ağır darbeler aldığını ruhunu ve
yaptırım gücünü kaybettiğini iddia etti.
Devlet Bahçeli, "Bu
iktidar döneminde hukukun üstünlüğü prensibine hiç sadık kalınmamış, yapılanları 'hukuka uyduramadık o halde hukuku bunlara uyduralım' sözleriyle meşrulaştırma girişimlerine tesadüf edilmiştir." dedi.
CMK 102. maddesinin 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte bazı tutukluların tahliyesi ile başlayan tartışmalara değinen Bahçeli, 2004 yılında yapılan değişikliklerle kanunun 2005 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Bahçeli, "Ancak bekleyen dosyalar ve süren hukuki safhalar nedeniyle geçiş dönemine ihtiyaç olduğu gerekçesiyle, 1
Nisan 2008'e kadar ertelenmiştir. Ancak bu tarihte de maksat hâsıl olmayınca, bu defa da 31 Aralık 2010 tarihine kadar yasa hükmünün hayata geçmesi uzatılmıştır. Sonuç olarak bu yılın ilk günlerinde, tutukluluk sürelerinin dolmasıyla bazı suçluların tutuksuz yargılanmalarına karar verilmiş ve serbest kalmaları sağlanmıştır." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'YE YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜK"
Bahçeli, "Ne var ki örgütlü suçlar kapsamında en hunhar cinayetleri işleyen ve insanlık dışı yöntemlerle canlara kıyan
PKK ve
Hizbullah teröristlerinin tahliye edilmesi ve bunların davul-zurnalı törenlerle karşılanması milletimizde infial yaratmıştır. Söz konusu vahim gelişmelerin münferit olaylarla sınırlandırılmış soyut bir çerçevede ele alınması, karanlık resmin bütününün görülmesine ve sağlıklı bir sonuca ulaşılmasına engel olacaktır. Bu noktaya gelinmesinin nedenleri ve sorumlularının daha iyi anlaşılması için konunun her yönüyle kapsamlı ve bir bütünlük içinde ele alınması bizim açımızdan gerekli ve kaçınılmaz olmuştur. Adalet mülkün temeli,
insan hakları ve özgürlüklerinin nihai teminatı v
e devletin temel taşıdır. Yargının yara alması, adalete duyulan güvenin zedelenmesi ve yargı organlarının siyasi düşüncelerle ve
baskı yöntemleriyle etkisiz hale getirilmesi Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülüktür. Türk hukuk sisteminin çözümsüz bırakılan ciddi yapısal sorun ve sıkıntıları olduğu, bunların yılların birikimiyle kangren haline geldiği bildiğimiz ve üzerinde durduğumuz gerçekler arasındadır."
"HÜKUMET AĞLAMA DUVARI, ŞİKÂYET ETME VE BAHANE ÜRETME MAKAMI DEĞİLDİR"
Bahçeli, tahliyelerin ardından gündeme gelen Yüksek Yargıdaki sorunların sebebi olarak hükümetin politikası ile Yargıtay'ın yanlış tutum ve uygulamalarını gördü. "Yargının yapısal sorunlarını köklü çözümlere kavuşturacak, giderek ağırlaşan ve katlanılamaz hale gelen sıkıntılarına çare bulacak olan öncelikle yürütme ve yasama organlarıdır." diyen Bahçeli, "
Hükümet ağlama duvarı, şikâyet etme ve bahane üretme makamı değildir.
Başbakan Erdoğan ve hükümeti, yargının bugün içine düştüğü kısır döngü ve çıkmazın nedenlerini ilk önce kendilerinde, önyargılı siyasi hesaplarında ve çarpık
siyaset zihniyetlerinde aramalıdır. Yıllarca süren davaların karara bağlanamaması, adaletin gecikmesi ve hukuka olan güvenin sarsılması bugünkü şartlarda karşı karşıya olduğumuz en ciddi krizlerden birisidir." değerlendirmesini yaptı.
"AK PARTİ HUKUKSUZDUR, ADALETSİZDİR YOKSULLUĞUN KORUYUCUSUDUR"
Bahçeli, yargıdaki sorunları yalnızca kamuoyunda tartışma meydana getiren tahliyelere bağlamasının doğru olmadığına dikkat çekti. Yargıda köklü bir reforma ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan MHP lideri, şu görüşleri dile getirdi: "Mesele CMK 102.maddesi kapsamında bazı katillerin serbest kalması değildir. Bu yaşanan hadise hukuktaki sarsıntıların ve adaletteki gerilemenin yalnızca bir örneğidir. Yoksa sırf bu gelişmelere bakarak AK Parti'yi suçlamamız doğru ve hakkaniyetli olmayacaktır. Ancak, söz konusu maddenin 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle, tutukluluk halleri devam edenlerin serbest kalacağı bilinmesine rağmen, gerekli önlemlerin alınmaması ihmaldir, aymazlıktır ve gafletten öte bir davranıştır. Bu kadar ertelenen 102. maddenin yürürlük tarihi, biraz daha ileri bir tarihe bırakılabilir ve iş yükünün fazlalığından kaynaklanan mazeretlerin de önüne geçilebilirdi. Domuz bağlarıyla insanların canlarına kast eden canilerin, bölücü hainlerin elini kolunu sallayarak ve üstelik coşkulu kalabalıklar eşliğinde karşılanması milletimizi öfkelendirmiştir. Bu gelişme kuşkusuz adalete olan bağlılığın ve hukukun üstünlüğüne olan güvenin daha da azalmasına yol açmıştır. AK Parti hukuksuzdur, adaletsizdir, yolsuzluk markasıdır ve yoksulluğun koruyucusudur. Ülkemizi risklerle dolu belirsizliğe ve içinden çıkılmaz karmaşaya doğru hızla sürüklemektedir."
Devlet Bahçeli, Adalet Bakanı'nın siyasi sorumluluğunun gereğini yerine getirerek ya
istifa etmesini ya da görevden alınmasını isterken, "Yargının acil sorunlarına acil çözümler için yürütme ile yargı organları biran önce bir araya gelmeli ve bu konularda mutabık kalınacak acil önlemler paketi TBMM'nin önüne getirilerek süratle yasalaştırılmalıdır." diyerek bu konuda gerekli her türlü desteği vereceğini söyledi.