MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, ''
Anayasa Mahkemesinin Anayasa'da belirlenen çerçevenin dışına çıkarak anayasa değişikliklerinin özüne ve esasına girdiğini,
yetkisini aşan siyasi bir karar verdiğini'' savundu.
Bahçeli, ''
Anayasa Mahkemesinin hukuken şaibeli son kararının,
referandum sürecini sekteye uğratmayarak tarihi hesaplaşmayı etkilememesi hayırlı olmuştur'' dedi.
Yaptığı yazılı açıklamada, partisinin, ''toplumsal mutabakatı yansıtmayan ve
TBMM çatısı altında mümkün olabilecek en geniş tabanlı uzlaşmaya dayanmayan AKP Anayasası konusundaki görüş ve tutumunun çok açık olduğunu'' ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
''Siyasi ve şahsi ikbal hesaplarıyla
Anayasa değişikliği zorlamasına girişen AKP'nin siyasi ve ahlaki meşruiyeti ne kadar tartışmaya açıksa, Anayasa Mahkemesi'nin son kararı da hukuki açıdan o kadar tartışmalıdır.
Yasama organını emri altına sokan
Başbakan, gizli emellerini hayata geçirmek için AKP'nin kirli geçmişine ve
Türkiye'nin hayrına olmayan hesaplarına
hizmet edecek
yandaş yargı arayışına girmiştir. Anayasa Mahkemesi de Anayasa'da belirlenen çerçevenin dışına çıkarak Anayasa değişikliklerinin özüne ve esasına girmiş, yetkisini aşan siyasi bir karar vermiştir.
Yürütmenin siyasi ve ahlaki meşruiyet sınırlarını ayaklar altına alması da anayasal yargının yetki gaspı yapması da
doğal değildir, anlaşılabilir ve kabul edilebilir değildir.''
-''GİZLİ EMELLER''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''gizli niyet ve emellerinin'' olduğunu ileri süren Bahçeli, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Başbakan Erdoğan ve AKP'nin Anayasa değişikliği konusundaki amaçları; sekiz yıla yaklaşan AKP'nin
yıkım,
soygun ve vurgun döneminin hesabını
adalet önünde vermekten kurtulmak ve etnik bölücülüğün emellerine sahip çıkan Başbakan'ın '
PKK açılımı'nı ilerletmek için anayasal alt yapıyı hazırlamaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi, Başbakan'ın bu gizli niyet ve emellerini referandum sürecinde bütün çıplaklığıyla teşhir edecektir.
12
Eylül 2010 referandumunda Türk milleti
sandık başında, AKP'nin sekiz yıla yaklaşan yıkım ve tahribat döneminin, işsizliğin ve yoksulluğun, terörle mücadelenin bilinçli olarak zaafa uğratılmasının, etnik bölücülüğün önü açılarak PKK'nın siyasallaştırılmasının,
Habur rezaletinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerinin yıkılması ve milli birliğimizin temellerine
dinamit konulmasının ve AKP kadrolarının boğazlarına kadar içine battığı yolsuzluk, vurgun, soygun ve talanın hesabını soracaktır.
Anayasa Mahkemesinin hukuken şaibeli son kararının, referandum sürecini sekteye uğratmayarak bu tarihi hesaplaşmayı etkilememesi bu bakımdan hayırlı olmuştur.''
-''ÇOK MASKELİ SİYASET''-
Açıklamasında, ''Çok maskeli
siyaset yapan Başbakan Erdoğan, bu durumda sahte mağduriyet rolü oynamayacak, mazlum maskesi takarak
milli iradeyi bir kere daha dolandıramayacaktır'' görüşünü savunan Bahçeli, şunları kaydetti:
''
12 Eylül 1980 askeri
darbesinden otuz yıl sonra 12
Ekim 2010'da Başbakan'ın gizli emelleri ve hesaplarına dayalı siyasi darbe teşebbüsü milli irade duvarına çarpacaktır.
Bugüne kadar bütün
siyasi partiler ve
yüksek yargı konuşmuştur. Altmış altı gün sonra egemenliğin sahibi büyük Türk Milleti konuşacak ve ülkesinin kaderine sahip çıkacaktır.
12 Eylül 2010 referandumunda Başbakan ve AKP'nin emellerine geçit verilmemesi,
erken seçimin yolunu açacak ve Türkiye'ye büyük kötülükler yapan bu inançsız kadrolardan demokratik yollarla kurtulunmasının son aşamasına girilecektir. Referandumda 'hayır' sonucu çıkması AKP'nin
seçim sandığı yoluyla tasfiyesini hızlandıracak, Türkiye'de yeni ve aydınlık bir dönem başlayacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin tüm kadroları bugünden itibaren Türk milletini aydınlatmak için topyekun bir seferberlik ve AKP'nin gizli emellerine 'hayır' kampanyası başlatmaktadır.''