MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, "
Avrupa Birliği'nin
PKK örgütü ve etnik bölücülük konusundaki tutumu her yönüyle bir riyakarlık örneği olmuştur. PKK'yı bir
terör örgütü olarak kabul eden AB, bunun gereklerini bu güne kadar yerine getirmekten ısrarla kaçınmıştır" dedi.
MHP Grup toplantısında konuşan Genel Başkan Devlet Bahçeli, 2007 yılının son çeyreğinde bölücü örgüt PKK'nın siyasallaşma stratejisinde kayda değer bir mesafe alındığını belirterek, bu dönemde
Türkiye'nin bölünmesi reçetelerinin alenen tartışıldığını kaydetti. Etnik bölücülüğünün siyasi amaçlarının, siyasi yollarla gerçekleştirilmesi
ümit ve beklentisinin yerleştiğini dile getiren Bahçeli, "Teröristlerle siyasi müzakere çağrıları ve siyasi af tartışmaları bizzat Sayın
Başbakan tarafından gündeme taşınmıştır" dedi.
Türkiye'nin kanlı terör ve etnik bölücülükle mücadelede çok nazik bir döneme girdiğini vurgulayan Bahçeli, TBMM'nin 17 Ekim'de
sınır ötesi operasyon için hükümete
yetki verdiğini, bu yetkinin hava operasyonları şeklinde kullanıldığını kaydetti. Bunun dışında terörü durdurmak için caydırıcı siyasi ve
ekonomik önlemlerin alınmadığını savunan Bahçeli, operasyon konusunda Türkiye'nin haklılığının anlaşılması için yapılan çalışmaların da çelişkili olduğunu söyledi.
Türkiye'nin haklılığının tüm dünya tarafından anlaşıldığı şeklideki haberlerin gerçeği yansıtmadığını öne süren Devlet Bahçeli, Türkiye'nin yaptığı hava operasyonlarına uluslararası tepkilerin yansıtıldığı şekilde olmadığını, Türkiye'nin terörle haklı mücadelesinin bile önyargılı ve maksatlı mülahazaların ipoteği altına alındığını kaydetti. Operasyonlarla ilgili olarak AB Dönem Başkası
Portekiz,
AB Komisyonu Süzcüsü,
Almanya ve ABD'li yetkililerinin yaptığı açıklamalardan bölümler okuyan Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin haklılığının tüm dünya tarafından da anlaşıldığını ve sınır ötesi operasyon hakkının genel kabul gördüğünü sürekli tekrarlayan hükümetin, bu tepkilerin satır aralarını çok iyi anlamasını ve bundan gerekli sonuçları çıkarmasını
tavsiye etmek istiyorum" diye konuştu.
Devlet Bahçeli, bu noktada AB'nin Türkiye'nin terörle mücadelesi konusundaki samimiyetsiz tutumu üzerinde özellikle durmak istediğini belirterek, şöyle konuştu: "Avrupa Birliği'nin PKK örgütü ve etnik bölücülük konusundaki tutumu her yönüyle bir riyakarlık örneği olmuştur. PKK'yı bir
terör örgütü olarak kabul eden AB, bunun gereklerini bu güne kadar yerine getirmekten ısrarla kaçınmıştır. PKK'nın kara para aklama kaynakları ve finansman alt yapısı AB ülkelerinde faaliyetlerini serbestçe sürdürmektedir. Terör örgütünün sözde siyasi kadroları AB ülkelerinde koruma altına alınmıştır. Kırmızı bültenle aranan teröristler, AB resmi makamlarınca korunmuş ve meşru muhatap muamelesi görmektedir.
Avrupa Parlamentosu, terör ve bölücü faaliyetler için güvenli sığınak haline gelmiştir. ROJ TV başta olmak üzere PKK'nın yayın organları AB ülkelerinin desteği ve müsamahasıyla alenen melanet icra etmektedir."
AB'nin
demokratikleşme adı altında PKK'nın siyasi taleplerinin sözcülüğünü ve savunuculuğunu yaptığını dile getiren Bahçeli, "Türkiye'nin terörle mücadelesini kerhen anlayışla karşıladığını söyleyen AB'nin son
Irak operasyonunu endişeyle izlediğini açıklaması ve
diyalog çağrısında bulunması AB'nin Türkiye'ye bakış açısını ve değişmeyen kafa yapısını gösteren son örnek olmuştur. Böyle bir denkleme hapsedilen Türkiye ile AB'nin ilişkilerinin geleceğinin olmadığı her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır" dedi.
CİHAN