Terörle mücadeledeki son gelişmelere değirenek konuşmasına başlayan Bahçeli,
Türkiye'nin bölücü tahriklerin tırmandığı,
hain tuzaklarla dolu bir dönemden geçtiğini vurguladı.
Türkiye'nin varlığına kastetmeye amaçlayanların emellerini ortaya koymaya çalıştıklarını belirten MHP lideri Bahçeli, "Türkiye
terörle mücadele konusunda tarihi bir yol ayrımındadır. Terör saldırılarının tırmandığını ve bölücübaşı Apo lehine gövde gösterilerine dönüşen
ayaklanma provalarının yapıldığı bugünkü ortamda güvenlik güçlerini yıpratma kampanyalarının hız kazanması
ihanet cephesinin
terörle mücadele azmini kırmak ve PKK'nın siyasi hedeflerinin tartışılacağı zemine çekmek amacındadır.
Güvenlik ve
demokrasi arasında maksatlı
seçim kampanyası başlatıldı. Bu noktaya gelinmesinin en büyük sorumlusu Erdoğan ve AKP hükümetidir.
Başbakan ve partisi terörle mücadele ile müzakere arasında sürekli gidip gelmiştir.
Başbakan bu ahlaki ve siyasi zorunluluğunun gereğini yerine getirememesi durumunda gereğini Türk milleti mutlaka yapacaktır." dedi.
Başbakan Erdoğan'ın TSK'nın taleplerini karşılamamak için ayak sürüdüğünü iddia eden Bahçeli, konuşmasını şöylü sürdürdü;
"
Sınır ötesi
operasyonu gündeme almamak için direniş cephesi oluşturan Başbakan, seçimler sonrası oluşan
baskı ortamında mecbur kalarak 2007'de tezkereyi Meclise sunmak zorunda kalmıştır. Bu yetkiyi de etkili olarak kullanmamıştır.
AKP'nin ezber bozuyorum, tabuları yıkıyorum, dostluk çemberi oluşturuyorum adı altında sürdürdüğü yanlış politikalar bugün karşımıza hezimet ve teslimiyet olarak çıkmaktadır. Cumhurbaşkanı Gül, tarafından Almanya'da bir dergiye söylenen sözler ibret vericidir. Cumhurbaşkanının Türkiye'de ayrımcılık yapıldığı yönündeki söylemi kabul edilir değildir. Biz Cumhurbaşkanından kendi geçmişimizi şikayet etmek yerine açılışını yaptığı fuardaki bölünmüş Türkiye haritalarına tepki göstermesini beklerdik. Erdoğan ve arkadaşlarının bölücülüğün en büyük cesaret kaynağı olduğunu gösteren somut veriler artık kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçektir. Sizin
tabela diyerek küçümsediğiniz 3
hilal Türk tarihinin hatırasıdır. Bu semboller milliyetçi düşüncenin gelecek bin yıllardaki ülkesidir.
MHP Türkiye'nin milli birliğinin ve kardeşliğinin temel harcı ve sigortasıdır. Türkiye'nin kanlı kardeş kavgasına sürüklenmesini önlemek herkes için en önemli görevdir. Herkes çok iyi bilsin ki; Erdoğan'ın siyasi kışkırtmaları ve etnik bölücülerin tüm tahriklerine rağmen bu oyun boşa çıkarılacaktır. Ülkücü
gençlik kavganın tarafı olmayacak ve demokratik zeminlerde sonunu kadar mücadele edecektir. MHP, kimsenin etnik kökeni ile ilgilenmeyen, Türk milleti kimliğinde birleşen bütün vatandaşlarımızı Türk milletinin onurlu fertleri olarak gören bir milliyetçilik anlayışına sahiptir. Başbakan'dan temel farkımız çok kişilikli
siyaset yapmasından anlaşılmalıdır."
Başbakan Erdoğan'ın, RP
İstanbul İl Başkanı iken 1991 yılında PKK'nın talepleriyle örtüşen bir
rapor hazırladığını ifade ederek rapordan bir bölüm okuyan Bahçeli,
"Başbakan sinsi bir
yıkım projesinin taşeronluğuna soyunmuştur. Şimdi soruyorum; Bu rapor size mi ait? Sizin gerçek kimliğiniz nedir? Son zamanlarda yaşanan gelişmeler ile TSK'nın mücadelesi eskisi gibi taktirle karşılanmamaktadır. Şer odaklarının cephe oluşturarak derin
işbirliği içinde hareket ettikleri
psikolojik operasyon, AKP'ye karşı ülkemizin ayakta durabilen unsurlarına yönelmiştir. Geçtiğimiz günlerde Başbuğ'un açıklaması bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Genelkurmay Başkanının beyanatı bizim için malumun yüksek sesle ve yerinde bir ilanıdır. Cumhurbaşkanının ve Başbakan'ın, Başbuğ'un açıklamasının ardından
destek mesajları geç kalmış ve inandırıcılıktan uzaktır. Başbakanın
aile fotoğrafında
Barzani,
Talabani ve boğun eğdiği çuvalcılar yer almaktadır. Türkiye taviz vermeye mecbur bırakılmaktadır. Erdoğan, Iraklı aşiret reislerine bile PKK'nın
terör örgütü olduğunu bile kabul ettirememiştir. Başbakan başlattığı yeni dönemde karşımıza çıkması muhtemel kanlı bir sürecin vebalini almak zorundadır. MHP bu süreçten kaygı duymaktadır. Türkiye'nin K. Irak'taki yapı ile görüşmesi bunların güçlerini arttıracaktır. Bu yeni süreç PKK'nın affına ve Apo'nun serbest bırakılmasına kadar gidecek ve Türkiye'nin üniter yapısı sorgulanmaya başlanacaktır. Başbakan Erdoğan PKK'yı adi suçlu gibi gösteriyor.
Hükümet hasımlarını hizaya getirmek yerine bölücüğün merkezine kadar yanaşmıştır. Hükümet denize düşmüş yılana sarılmaktadır. Bize göre bunun adı ihanettir."
DHA