Erdoğan ve Davutoğlu'nun seyhatleri ile Tükiye'yi mahçup ettiğini ileri süren Bahçeli, "Afrika'ya istismar safarisi için gidenler, Davos'a iflas duyurusu için koşanlar iki farklı coğrafyada Türkiye'yi mahcup etmişlerdir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki takipçileri ile paylaştığı mesajlar şöyle; 'İlk ve orta öğretim kurumlarında okuyan, sayıları 18 milyona yaklaşan evladımız dün karnelerini alarak iki haftalık yarıyıl tatiline başladı. Öğrencilerimizin kimisi sevindi, haklı gururunu aile ve çevresiyle paylaştı; kimisi de boynunu büktü, üzüldü, belki de gözyaşlarına boğuldu. Karnenin kırık olması hayatın sonu değildir. Her şeyin tamir ve telafisi vardır. Azmedip çalışarak zayıflar düzelecek, yüzler gülecektir.
İlim ve irfan denizinde ıslanmaya talip olmak uzun bir serüven, bitmeyen yolculuk, sonu gelmeyen kutlu bir maceradır. Gerek irfan, gerekse de ilim, insanı insan yapan vasıfların bütünü olduğu gibi, bizim ruh kökümüzü aydınlatan tılsımlı fenerlerdir. Başarmak için önce inanmak ve arzuyla istemek; sonra da buna müzahir olacak şekilde çalışmak, çabalamak lazımdır. Bir başka önemli husus ise, karnede yazmayan, aslında çok hayati olan milli ve ahlaki seviyenin durumudur. Belki matematik notu hedeflendiği gibi olmayabilir, ama maneviyat sağlamsa, milli terbiye alınmışsa mesele yoktur, açık kapatılacaktır. Ahlak güzelliği olmadan karnenin güzel olması fazla anlamlı değildir. Adalet ve insaniyeti öğrenmeden de iyi bir karne meyve vermeyecektir.
Hz.Mevlana der ki; Ağaca su vermek adalet, dikene su vermek zulümdür. Adalet bir nimeti yerine koymak, zulüm ise yerinden söküp almaktır. Eğitim ve öğretim süreci bunu öğretiyor, adalet ve zulüm arasındaki ters orantıyı şuurla benimsetiyorsa yarınlar güvenceye alınmış demektir.
Afrika'da okul kapatıp, okul açılması için sefere çıkanlar; önce adalet ve ahlak konusunda sıfırlarla dolu kara kaplı karnelerine bakmalıdır. Afrika'ya istismar safarisi için gidenler, Davos'a iflas duyurusu için koşanlar iki farklı coğrafyada Türkiye'yi mahcup etmişlerdir. Adalet ülküsünü aşılayacak ahlak kültürü, insanlık sevgisine ve Allah korkusuna dayanır. Bu iki alanda sınıfta kalanlar utanmayı denemelidir. Çünkü utanmak da bir erdem, bir pişmanlık ilamıdır. Ahlak karnesi felaket olanların insanlıkları fena, vefaları fuzulidir.
Yalan, yakalanma korkusu taşıyan hırsız gibidir. Fakat hırsız yakalanma korkusunu aşmışsa, yalan kural, adalet ise hiç olur. Vicdani alçalmanın timsali olanların hırsıza hazine anahtarını vermesi, buna da milli irade demesi tilkinin kümese nöbetçi kalmasına benzer. Meşhur bir sorudur: Tilki kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı? Fare mutfakta geziyor diye kedi dışarı atılır mı? Unutmayalım, yüreğiyle bakamayan yüreklice göremez. Yüreklice göremeyen, yürütmeden duramaz. Ya yurdum diyeceğiz, ya da yürüten ve yutanları seyredeceğiz. Ya kanun diyeceğiz, ya da kanun kaçaklarının gövde gösterisini izleyeceğiz. Karar ve tercih sizin…'
DHA