Devlet Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Keşke
Avrupalı liderlerin sözlerini iç
siyaset malzemesi için kullanmaya çalışan siyasi liderler,
ülkemizin AB'ye yaklaşması için atılması gereken adımlarda da aynı kararlığı gösterseler.'' dedi.
Türkiye'nin
AB üyeliği için kararlı tutumunu bir kez daha sergilediklerine işaret eden Bağış,
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas
Sarkozy ve
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in AB Parlamentosu'ndaki seçimler öncesi Türkiye'yi malzeme yapmasını eleştirdi.
Bağış, Sarkozy ve Merkel'in sözlerini anlamakta zorluk çektiğini belirterek, ''AB'nin önemli ülke liderlerinin iç siyaset malzemesi yapmaya kalkıştığı gibi ülkemizde de iç siyaset malzemesi yapmaya çalışanlar beni üzüyor. Keşke bunları içeride kullanmaya çalışan siyasi liderler, ülkemizin AB yaklaşması için atılması gereken adımlarda da aynı kararlığı gösterseler. Vakitlerini Avrupalı liderlerin sözlerine ayıracaklarına Türkiye'nin Avrupa standartlarda bir Anayasa'ya kavuşması,
demokrasi, Sendika Kanunu,
Çevre Kanunlarına geçebilmesi için TBMM'de
işbirliği için aynı kararlığını gösterebilseler. Bu tür kışkırtmaların Türkiye'ye havlu attırmayacağını ne içerdeki ne dışarıdaki direnç odaklarının bizi bu süreçte pes ettirmeyeceğini burada da dile getirdik.'' şeklinde konuştu.
Avrupa kurumlarının hemen hepsine üye olan Türkiye AB 'ye de üye olacağını tekrarlayan Bağış, Madrid'teki temaslarında AB görüşmelerini olumsuz etkileyen
Kıbrıs meselesinin de gündeme geldiğini söyledi.
Bağış, ''Özellikle 2004 yılında AB Konseyi'nin aldığı KKTC'ye uygulanan ambargoların kaldırılıp, son verilmesi gerektiğini dile getirdik. Önümüzdeki salı günü Türkiye AB Ortaklık Konseyi toplantısı var. Buraya
Dışişleri bakanımız
Ahmet Davutoğlu ile birlikte katılıp, Türkiye'nin haklı süreçteki konularını izah edeceğiz.'' dedi.
KKTC'DEKİ AMBARGONUN KALDIRILMASI KOLAY BİR SÜREÇ DEĞİL
Egemen Bağış, KKTC'ye yönelik izolasyonların ne zaman kaldırılabileceği yönündeki bir soru üzerine, bu konularda kesin tarih verilemeyeceğini vurguladı.
Bağış, şunları söyledi: ''Türkiye'nin AB üyelik süreci 1959'da rahmetli Adnan Menderes'in başvurusu ile başlıyor. 50 yıllık bir süreçten bahsediyoruz. Biz bir 50 yıl daha sürmemesini istiyoruz. Ambargolar ne zaman kaldırılır onlara tarih vermek kolay bir süreç değil. AB'de alınan her kararın 27 ülkenin ortak kararı olması gerekiyor. Bunları bir araya getirmek kolay bir süreç değil. AB üyesi ülkeler içerisinde, Türkiye üye olduğu zaman kendi üstünlüklerini yitirecekleri endişesini taşıyan ülkeler var. O çerçevede sabırlı bir şekilde tezlerimizi anlatmaya devam etmemiz lazım. Avrupalılarla yaptığımız görüşmelerde kendilerine hep söylediğimiz bir husus var. Önümüzdeki 20-30 yıllık süreçte Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı ya da kalacağı sorunların yüzde 80'inin çözümü Türkiye'nin tam üyeliği ile gerçekleşecektir. Türkiye, AB için sorun olmak üzere değil sorunu çözmek üzere süreci hızlandıran bir ülkedir. Zamanında İspanya'nın düşünürlerinden Ortega, 'Sorun İspanya'dır çözüm AB'dir' demiş. Bizim AB sürecimizde de tam tersi şu anda. Çözüm Türkiye'dir, sorun AB'dir. Bunu da her vesile ile zaten dile getiriyoruz.''
(CİHAN)