Tuncel, "Bir
takım gerekçelerle
BDP'yi de kapatabilirler, milletvekillerini tutuklayabilirler. Böyle bir olayın
Türkiye'nin yararına olmayacağını düşünüyoruz." dedi.
Sabahat Tuncel, hakkında çıkan olumsuz haberlerle ilgili BDP
İstanbul İl teşkilatında
basın toplantısı düzenledi. Bir aydır şahsına yönelik basında bazı haberler, bilgi ve belgeler çıktığını belirten Tuncel, bunun özel bir nedeni olduğunu düşündüğünü söyledi. Bütün bu sürecin nedenini Türkiye'de yaşanan
Kürt sorunuyla doğrudan alakalı bir durum olduğunu savunan Tuncel, "Ölmek ve öldürmek üzerine yapılan
siyaset ne yazık ki aşılamamıştır. Yaşamak ve yaşatmak üzerine geliştirdiğimiz siyaset, Kürt halkının taleplerinin mutlaka dikkate alınması gerektiği konusundaki yaklaşımımızı başından beri hep ifade ettik. Başından beri gizli kapılar ardından da konuşmadık. Her zaman açık olduk." dedi.
Şimdiye kadar
KCK operasyonları adı altında 8 bine yakın
gözaltı olduğunu ve bunlardan 4 bin 500'ünün tutuklandığını söyleyen Tuncel, "Son dönemlerde yapılan özellikle Şeyma Güzel'le başlayan ve Cafer arkadaşımızla devam eden tartışmalarda, bu arkadaşlarımız bizim
gençlik çalışanı arkadaşlarımızdır. Sanki Türkiye'de başka bir durum varmış gibi bir basın aracılığıyla emniyetin verdiği bilgi ve belgelere göre bir görüntüdür ve resimdir yayınlanıyor. '
Sebahat Tuncel ve diğer BDP'li vekiller şunla görüştü, şunu kaçırdı' filan gibi gerçekten aslı astarı olmayan yaklaşımlar içinde bir
linç kampanyasına alet olduklarını düşünüyoruz. Bu kampanya nereden başlatılıyor, niye başlatılıyor? bilmiyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye'de şu an herkesin her an KCK'lı olabileceğini ve tutuklanabileceğini öne süren Tuncel şöyle konuştu: "Böyle bir zemin var ne yazık ki, yani olur olmaz demiyoruz ama şunu ifade etmek istiyoruz. Türkiye siyaseti açısından gidilen yol iyi bir yol değil. Yapılması gereken şey Kürt sorununda
Başbakanın kendisinin dediği gibi müzakere meselesini devre dışı bırakmamak, müzakere edebileceği temel şey de BDP'dir. Biz anlıyoruz ki
Anayasa yapım sürecinde AKP, BDP'yi Mecliste istemiyor. Başbakan bizim olmamızı istemiyor. En önemli neden Anayasa yapım sürecinde Kürtlerin talebini görmemek ve Kürt sorunun çözümünü başka bir bahara
erteleme yaklaşımıdır. Bizim vermeyeceğimi bir hesabımız yok. Bizim bugüne kadar yargılandığımız
davaların hepsi bellidir. Söylediğimiz sözlerden dolayıdır. Söylediğimiz söz Kürt sorunun çözümü savaş politikalarıyla değil,
diyalog ve müzakere yoluyla yapılması gerektiğidir. Bundan başka şey aramamak gerekiyor. Eğer gerçekten bunlar suçsa, o yüzden bunu daha yargılanmadan dava süreci devam eden gençleri
terörist ilan etmeden varsa bir şey Başbakan ya da AKP parti
kapatmaya zemin hazırlıyorsa bu sözlerimiz çünkü DTP'nin kapatılmasına bunlar neden oldu, BDP'yi de bu gerekçelerle kapatabilirler. Milletvekillerini tutuklayabilirler, yöneticilerini tutuklayabilirler, yapılmayan şey değil bunlar Türkiye açısından. Ama bu neye yarar kim kazanır bu önemlidir. Biz Türkiye'nin yararına olmayacağını düşünüyoruz."