Yükü ağır. BBP Genel Başkanlığı'nın manevi sorumluluğu olduğunun farkında. Üstlendiği misyonu Zaman'a anlatan
Topçu, Türk-
İslam terbiyesinin üzerine
demokrasiyi giydirdikleri- ni belirtiyor. Partinin çizgisi-nin değişmeyeceğine dikkat çekerken, "Genel Başkan'ın emaneti şerefimizdir. Anlayışımız, sonuna kadar demokrasi." diyor.
Yalçın Topçu, daha sonra sözü elim
kaza ve sonrasına getiriyor. Büyük bir travma geçirdiklerini belirten Topçu, BBP'nin özel durumunu şu sözlerle ortaya koyuyor: "Hiçbir siyasi partinin tabanı bizimki kadar duygusal ve gönül gözüyle
bakan bir yapı değildir. Bizim
gençlik teşkilatı Alperenler'i o günlerde sokağa dökmek, kışkırtmak isteyenler çıktı. Bunlara direndik. Bizim kitlemiz, liderine sonuna kadar duygusal bağlarla bağlıdır.
Allah muhafaza, kışkırtıcılar emellerine ulaşsaydı, misyonumuza ters bir hareketi o duygusal ortamda yapsaydım, bir
parmak gösterseydim, ülkede kan gövdeyi götürür ve yerel seçimler iptal edilebilirdi. Memleket bugüne kadar görmediği şeyler yaşardı."
BBP lideri Topçu, demokrasiye gönülden inanıyor.
Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği günlerde ve son kurultayda Türk-İslam terbiyesi ile duruşunun üzerine demokrasiyi giydirdiklerine inanıyor.
Ergenekon davası ve
darbe niyetleri konusunda selefi Yazıcıoğlu'nun anlayışına sahip. Duruşu açık ve net: "Anlayışımız, sonuna kadar demokrasi. Hiçbir şey gizli, saklı ve karanlıkta kalmasın."
"Yazıcıoğlu öldü, BBP biter" diyenlerin öngörüsünü boşa çıkartmaya kararlı olduklarını da belirtiyor Topçu. "Biz buraya değirmenden gelmedik. 35 yıl birlikte yürüdüğüm bir liderin yanında yetiştim." derken, BBP'nin dağılmak bir yana, büyüyeceğine inanıyor. Milletin büyük bölümünde bulunan Yazıcıoğlu sempatisinin "Bir benim oyumla mı kazanacak?" düşüncesiyle sandığa yansımadığını, ancak ölümünün ardından halkın partiye sahip çıkmaya başladığını kaydediyor.
Yalçın Topçu, zor bir koltuğa oturduğunun farkında. "Genel Başkan'ın misyonunu sürdüreceğim, emaneti şerefimizdir." diyen Topçu, "Bizim misyonumuzda sıkıntı yok, vizyonumuzda var." teşhisini yapıyor. İyi bir kadro kurup, kendilerini Türkiye'ye layıkıyla anlatmanın yollarını arayacaklarını anlatan Topçu, "Öncelikle yapacağım, Genel Başkan'ımın 40 yıllık siyasi yürüyüşünde rastlaştığı, dokunduğu, yoldaşlık edip de ayrı düştüğü herkese ulaşmak ve onları burada toplamak." ifadelerini kullanıyor. Kongrede rakibi olan Tuna Koç'u ilk
MKYK toplantısında yanına oturtacak. Bir partinin iktidara yürümesi için 3P'nin gerekli olduğunu düşünüyor: "Personel, proje, para. İlk ikisi bizde var. Ancak paramız yok. Yine arkadaşlarımızdan, çocuklarının süt parasından kesmelerini isteyeceğiz."
Nazım Hikmet okuyor, Mahzuni Şerif dinliyor
BBP lideri, kendisini tanımlarken, öncelikle '
Anadolu çocuğu' ifadesini kullanıyor. Nazım Hikmet'in şiirlerini okuduğunu belirten Topçu, Mahzuni Şerif hayranı. 12
Eylül öncesinde sokaklarda solcularla
kavga ettikten sonra evine gidip Mahzuni Şerif türküleri dinlediğini söylüyor. Ünlü
ozan hastalandığında da Yazıcıoğlu'nu ikna ederek birlikte ziyaretine gitmişler. Okuduğu son üç kitabın ikisi Ayşe Kulin'e ait. Adı Aylin ve Füreya. Orhan Pamuk'u ise 'eserlerinde halkla cedelleşme hali gördüğü' için okumuyor.
Alperenlere güveniyorum
BBP'nin gençlik teşkilatı olan Alperen ocakları, ülkenin en dinamik yapılanmalarından biri olarak gösteriliyor. Alperenlerin hiçbir zaman tahriklere gelmeyeceğini belirten Topçu, Yazıcıoğlu gibi gençlere güveniyor: "Davamız ve terbiyemiz icabı genel başkana itaat esastır. Genel başkan seçildiğimde beni ilk kutlayanlar Alperen ocakları oldu. Aldığımız terbiye gereği ne lidere karşı gelirler ne de oyuna, Alperenlerimiz rahmetli Genel Başkan'ımızın vefatı günlerinde büyük bir sınav verdi ve sınavı başarıyla geçti. Bu konuda içim rahat."