Destici, "Sayın Cumhurbaşkanı bazen itiraf ediyor. 'PKK eşittir PYD' dedi. Eğer eşitse nasıl oluyor da biz PYD'nin üç kantonundan biri olan Ayn-el Arab'ı kurtarmaları için Kuzey Irak'tan, Suriye'den koridor açıyoruz, Suriye'nin kuzeyinde PYD geçici yönetim ve özerk yönetim oluştursun diye nasıl gönderiyoruz? PKK'ya hizmet etmiş olmuyor musunuz? PKK'ya el uzatıp Türkiye Cumhuriyeti devletini siz PKK'ya yardım ettiriyorsunuz, açık ve net. Türkiye cumhuriyeti devleti kendi eliyle kendi kuyusunu kazıyor." dedi. 

Partisinin İzmir'de düzenlediği 'Çözüm süreci mi bölünme süreci mi?' konulu panele katılan Mustafa Destici, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Ülkenin çok önemli iç ve dış gündem maddeleri olduğunu ancak ülkeyi yöneten siyasilerin gündemi saptırmaya çalıştığını vurgulayan Destici, "Dersim tartışması tutturuldu. CHP özür dilemedi. AKP özür diledi. Cumhurbaşkanı Kristof Kolomb'u ortaya attı. Müslümanların keşfetmiş olmasından gurur duyarız ama bu bilim adamlarının işidir. Filistin, Kudüs, Gazze hepimizin davası. Bizim artık söze karnımız tok. Ne sözler söylendi bu memlekette ama akabinde ne işler yapıldı, çok biliyoruz. İsrail ile ilişkileriniz hangi düzeyde, bütün anlaşmalarımız devam ediyor mu, asıl buna bakarız. Yapılmak istenen Türkiye'yi gerçek gündem maddelerinden uzaklaştırmak." diye konuştu. 

Irak'ın kuzeyinde ilk Barzani yönetiminde özerk bölge oluşturulacağı gündeme geldiğinde Türkiye'yi 13 yıldan yöneten siyasi iktidarın en altından üstüne kadar, 'Irak'ın kuzeyinde bir oldu bittiye izin vermeyeceğiz, defacto bir durumu asla kabul etmeyeceğiz' şeklinde açıklamalar yapıldığını hatırlatan Destici, bu sözlerin hepsinin uçup havada kaldığını belirtti. "Tam tersi olarak dün gitti Başbakan Davutoğlu, Erbil'de Barzani ile birlikte 'İstanbul'un güvenliği neyse bizim için Erbil'in güvenliği de odur' anlamına gelecek sözler söyledi" diyen Destici, sözlerine şöyle devam etti: "Aynı sözleri biz Suriye'nin kuzeyi için duyuyoruz. Aynen 5 yıl önce Irak'ın kuzeyi için bu iktidar ne demişse bugün de Suriye'nin kuzeyi için aynı şeyleri söylüyor, altı ay önce aynı şeyleri söyledi. PYD'nin geçici yönetim oluşturup üç kanton kurduğunda Türkiye'yi yönetenlerden aynı sözü duyduk. 'Suriye'nin kuzeyinde oldu bittiye izin vermeyeceğiz, defacto bir duruma izin vermeyeceğiz' dediler ama ne oldu, ABD'ye yapılan bir ziyaretin sonrasında koridor açıldı." 

PYD'nin bir aldatmaca olduğunu, hepsinin adı olduğunu belirten Genel Başkan Destici, dağdaki isimlerinin PKK, şehir yapılanmasının KCK, yolları kesenlerin YDGH,  Suriye yapılanmasının PYD, siyasi partilerinin ise HDP olduğunu söyledi. Bunların hepsinin aynı olduğunu ve bölücü terör örgütünün 21. yüzyılın eşkiya sürüleri olduğunu vurgulayan Destici, "Hedefleri belli sapma yok, açık ve net söylüyorlar. Ama bunu Türk milletine, iktidarın kontrolündeki basın kamuoyu oluştururken yumuşatarak veriyor. Türk toplumdan bazı gerçekler gizleniyor." şeklinde konuştu. 

Destici, şunları söyledi: "Eğer tedbir alınmazsa, İslam dünyasında uyanış meydana gelmezse 20- 30 yıl sonra İslam dünyasının kalbine ikinci bir ihanet hançeri saplanmış olacak. Geçmişte bir İsrail tecrübesi var. Geçmişten ders almamız lazım, almazsak tarih ikinci kez tekerrür edecek. Hem de bizim elimizle, Türkiye'yi yönetenler buna aracılık etmiş olacak. İkinci bir ihanet şebekesi İslam dünyasının kalbine saplanacak. Bu İslam dünyasına yapılmış en büyük ihanettir, gelin bundan vazgeçin. Bunu benim gördüğüm gibi Cumhurbaşkanın ve Başbakan'ın da gördüğünden eminim."

Hükümetteki bir bakanın bizzat bazı noktalarda alan hakimiyetini kaybettikleri itirafında bulunduğunu, terör örgütünün mahkemeler, vergi daireleri kurduğunu Genelkurmay'ın sitelerinden, resmi kaynaklardan öğrendiklerini ifade eden Destici, eski yer isimlerinin iadesi adı altında en son Şırnak Belediyesi'nin tüm mahalle ve sokak adlarını Türkçe'den başka dile çevirdiğini belirtti. Buna dünyanın hiçbir yerinde izin verilmeyeceğini söyleyen Destici, "Almanya'da, Fransa'da bunu göremezsin, Makedonya'da bile göremezsin. İpsala'dan çık İskeçe ve Gümülcine isimlerini Türkçe göremezsin. Dilimiz egemenliğimizin ta kendisidir. O paylaşılmaya başlanmışsa iki halklı, iki dilli, iki bayraklı bir oluşuma gidiyorsunuz demektir." şeklinde konuştu.  

Hükümet sözcüsünün, birkaç hafta önce çıkıp sekreterya diye bir şey söz konusu olmadığını söylediğini, PKK sözcüsünün ise 'biz anlaştık onun haberi yok' dediğini de hatırlatan Destici, "Neticede anlaşıldı ve başbakan yardımcısının haberi olmadığı ortaya çıktı net şekilde. Gidecek heyet kimi isterse onu gönderiyor, artık ipler nasıl ele geçirilmişse. Üçüncü bir ülkenin gözetiminde deseler olmayacak ama yumuşatmak için üçüncü göz diyorlar sanki film oynatır gibi… Üçüncü göz Oslo'da İngiltere idi, burada ABD. Bu konuyu uluslararası alana taşıyacaklar ve uluslararası müdahaleye Türkiye'nin bir bölgesini açık hale getirecekler. Gel bizim meselemizin çözümünde hakem ol demektir ki, bunun sonu Suriye ve Irak'ta neler yaşanıyorsa Türkiye'nin bir bölgesinde de bunlar yaşanabilir." uyarısında bulundu.

Terör ve teröristle anladığı dilde mücadele edilmesi gerektiğini belirten Destici, Türkiye'nin hala Kurtuluş Savaşı'ndan daha kötü durumda olmadığını sözlerine ekledi.

CİHAN