Aydın Doğan'ı yanıltan yönetici

Hasan Celal Güzel'in Aydın Doğan'ın yöneticilerini suçlamasının ardından benzer bir suçlama da Taha Kıvanç'tan geldi. İşte o yazı :

Aydın Doğan'ı yanıltan yönetici

Patronlar akıllı olur Başbakan Tayyip Erdoğan için bütün göstergeler aksine işaret etse de, kavganın kaynağı konusunda hâlâ farklı düşünüyorum: Aydın Doğan güç kullanmaya meyyal, ancak onu kavga noktasına yanındakiler getiriyor... Bu kavga bittiğinde, çanak-çömlek patladığı taktirde, olan her şey Aydın Doğan'a olacak, 'yanındakiler' dediklerim "Patron yanlış yaptı" deyip kenara çekilecekler... Ben böyleyim işte, kendi kişisel gözlemlerimi başkalarının kanaatine yeğlerim; gözlemlerim ise Aydın Bey'in yanlış yönlendirildiğini söylüyor bana... Yalnızca Milliyet'in sahibiyken farklı bir patrondu Aydın Bey; mütevazı, hatta mahviyetkâr biriydi. Hürriyet'i satın aldıktan sonra değişti. Hürriyet'in 40. yıldönümü vesilesiyle Ankara'da verilen büyük davette ben de bulunmuştum; özel hazırlanmış belgeselin sonunda 'İmparator' bağırtısı eşliğinde sahneye yürümüştü. Baktım, fazla rahatsız görünmedi Aydın Doğan... Bana kalırsa Hürriyet değiştirmedi onu, Hürriyet'in genel yayın yönetmeni olarak bulduğu kişi değiştirdi. Güç kullanmayı, iktidarlar üzerinde etkili olmayı, sürekli bir şeyler istemeyi kendisine o öğretti. Pop sosyologun dünkü yazısını okuduğumda hayli şaşırdım. Grup gazetelerinden Radikal'de önceki gün Perihan Mağden'in iki taraflı kesen müthiş bir eleştirisi vardı. Kendi gazetesinin yönetiminin yanlış işler yapan askerlerle içli-dışlı olduğu halde ancak emeklilik sonrası yanlışlıkları sergilediğini söylediği gibi, grupta yer alan diğer gazetelerin de bazı haberleri görmezden geldiğine değiniyordu. Bütün bunları, Hürriyet yönetmeninin televizyon görüntülerine bakarak yazmıştı Perihan Mağden... Aa, o da ne? Pop sosyologumuz Radikal yazarının konunun özüne dair yazdıklarını es geçmiş, dişlerine yönelik eleştirisine ("Bir ortodontiste görünmeye ihtiyacı var" diyordu yazar) değinmekle yetiniyor. Daha şaşırtıcı olanı ise, Perihan Mağden'den ismiyle söz etmek yerine "Radikal'in arka sayfası" diyor... Kendisinden burada ismini vermeden 'pop sosyolog' olarak söz ediyorum ya, o da Perihan Mağden'i "Radikal'in arka sayfası" diye anıyor. Bilinçaltı 'arka sayfa güzeli' ile meşgul herhalde. Bilinçüstü ise Perihan Mağden'den nefret ediyor. Nefret etsen de sana yönelik eleştirilere cevap versene be adam! Hayır, o, patronunu siyasî iktidarla çatışmayı koyulaştırmaya yönlendirip kaybının daha büyük olmasını sağlamakla meşgul. Patron kaybedince o ne kazanacak acaba? Yoksa patronu sağduyuyla hareket etmeye başarsa şahsen kaybetmekten mi korkuyor? Grup gazetelerinden Milliyet'te Osman Ulagay'ın konuya ilişkin önemli bir tahlili yer alıyordu dün. Yazıda Başbakan Erdoğan ve Ak Parti'nin tavrına alışıldık biçimde yaklaşılıyordu, ama yazının grup gazetelerinden birinde çıkması o yönün fazla üzerinde durmamamızı gerektiriyor. Yazının ikinci yarısında yapılan "Bu kavga neden şimdi çıktı?" tahlili önemli. Okuyalım isterseniz: "Aydın Bey'i kolay vurulacak hedef haline getiren şey, medyanın en büyüğü haline gelmesinin yanı sıra, medya dışı alanlarda da işini çok hızlı büyütmesi oldu. Bu nedenle dikkat ve tepki çekmeye başladı. Gücünün ve etkisinin sınırları genişledikçe onu 'perde gerisinden ülkeyi yöneten adam' gibi görenlerin sayısı da arttı. Grubun önemli bazı yayın organlarının belli dönemlerdeki tutumu da bu izlenimi güçlendirdi. Bu süreçte Aydın Bey'in maddi olanakları ve belirleyici konumdakileri etkileme gücü muazzam arttı ama bütün bunlar, onu aynı zamanda artan oranda eleştiriye de açık hale getirdi._/ Bu örneğin de gösterdiği gibi aşırı güç projeksiyonu güçsüzlüğü doğurabiliyor. Bush'un Irak serüveni de bunun bir örneği." Daha ne yazsın Milliyet yazarı? Önceki kavgaların medya patronunun lehine bitmesi kavga ettiği kişi ve siyasî kadroların özelliğiyle ilgiliydi... Parçalı hükümet yapıları vardı iktidarda ve devamları pamuk ipliğine bağlıydı. O ipliği koparmak veya koparabileceğini hissettirmek kolaydı... Bazen en büyük medya grubu, bazen rakipleri, çoğu kez de hepsi birleşerek siyasetçilere-iktidara yüklenip koparma noktasına getirebiliyordu. İpin koptuğu da oluyordu zaman zaman... Şimdi kim, nasıl devirecek önünde daha dört yılı olan Meclis'te anayasa değiştirebilecek çoğunluğa sahip hükümeti? Kiminle yapacak bunu? Kavgayı kim çıkartmış ve sürdürüyor olursa olsun, taraflardan biri tek başına Tayyip Erdoğan değil... Türkiye'nin değişim ve dönüşümünün bir parçası daha gerçekleşecek bu kavganın sonunda... İleri sürüldüğü gibi 'diktatörlük' gelmeyecek, Türkiye biraz daha demokratikleşecek... Gözlemim, Aydın Bey'in bunları akıl edecek bir patron olduğu, ama...
<< Önceki Haber Aydın Doğan'ı yanıltan yönetici Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER