AK Parti Ankara İl Başkanlığı Danışma
Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada
Atalay,
halk oylamasının güvenliğini sağlamak için
ülke genelinde tedbirler aldıklarını ve
halk oylaması kampanyasının huzurlu biçimde yürümesini sağlamaya çalıştıklarını belirtti.
Başbakan Erdoğan'ın 8 mitinginden 7'sine katıldığına işaret eden Atalay, ''Vatandaşlarımızın çok geniş bir ilgisi var. Dün, son olarak
Hatay ve Adana'daydık. Hatay'da, 45 derecelik, insanı eriten bir sıcak vardı ama 50 bin kişi mitinge katıldı.'' diye konuştu.
Halk oylamasını, bir
demokrasi şöleninden çıkararak, lekelemeye çalışan kişilerin ve kesimlerin olduğuna işaret eden Atalay, "Bizzat siyasi
parti liderleri var. Tahrik eden, adeta
teşvik eden, siyasi söylemler var. Bu da bizi çok üzüyor.'' dedi.
İnegöl ve
Dörtyol'da istenmeyen olayların meydana geldiğine işaret eden Atalay, olayla ilgili inceleme yaptıklarını ve
sivil toplum örgütleri ile bir araya geldiğini belirterek, şunları söyledi: "İnegöl burada masum, İnegöl bundan çok üzüldü. Ama, şunu da söyleyeyim, bu fırsatları kollayan ve vatandaşı
tahrik eden, getirip polis otolarını yaktıran birileri de var. Dörtyol'da da bu olayları azmettiren, tahrik ettiren birileri var. İstiyorlar ki huzurlu bir halk oylaması sürmesin. Bunu anlamak mümkün değil. Ama kararlı şekilde hepsinin üzerine gidiliyor.
Oralara özel istihbarat ekipleri gönderdik. Hatay'a da, Dörtyol'a da, hem il genelinde hem ilçede, daha olayın olduğu gün gönderdik. Bunlar çalışıyorlar. Dün onları Hatay'a çağırdım, dinledim. Olaylar, hiç öyle geriden göründüğü kadar yalın değil. Ama, bütün karmaşıklığıyla
analiz ediliyor, değerlendiriliyor ve üzerine gidiliyor.''
"ANAYASA MAHKEMESİ YASAKÇI BİR ÜNE SAHİP"
Anayasa değişikliğinin getirdiklerini de anlatan Atalay,
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını getirdiklerini kaydetti. İnsanların artık AİHM'e değil Anayasa Mahkemesi'ne gideceklerini kaydeden Atalay, "Bizde Anayasa Mahkemesi parti kapatan, yasaklayan; 2 yıl önce olduğu gibi, Meclis'in 411 oyla kabul ettiği
insan haklarıyla ilgili anayasa değişikliğini hukuksuz şekilde bozan,
yasakçı bir üne sahiptir. Dünyadaki anayasa mahkemelerinin esas görevi, insan haklarını, demokrasiyi korumaktır. İnsan hakları aleyhine yasal
düzenlemeler olursa onları önlemektir. Dolayısıyla biz Anayasa Mahkemesi'ni olumsuz imajdan da kurtarıyoruz.''
Paketle sivil kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önüne geçildiğini, askeri mahkemelerin görev alanının daraltıldığını belirten Atalay, millet iradesinin güçlendirildiğini vurguladı. Atalay, şunları söyledi: "Türkiye'de, her ne kadar, '
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' dense de bunun böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Örneklerini gördük. Meclis, kanunu yapıyor ama Anayasa Mahkemesi'nde 6 kişi karar verirse Meclis'in 411 kişisinin oyunun hiçbir anlamı kalmıyor. Peki millet iradesi nerede kalıyor? İşte, '
Millet iradesini güçlendiriyoruz', derken bunu kastediyoruz. Milletin iradesinin gerçekten belirleyici olması. Onun için, gerek Anayasa Mahkemesi'nin yapısının değişmesi, gerek
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (
HSYK) yapısının ve görevlerinin değişmesi, millet iradesini daha etkili kılmada en önemli unsurlardır. Millet iradesi etkili olmazsa yapılan siyasi çalışmaların sonucu olmaz. Vatandaşın umudu kırılır.''
"HSYK'DA KAST SİSTEMİ VAR"
HSYK'da kast sistemi olduğunu ifade eden Atalay, şu anda kurula yalnızca
Danıştay ve
Yargıtay'ın üye seçtiğini hatırlattı. Atalay, yapılan düzenleme ile kast sisteminin kırıldığını belirterek, ''Şimdi o kast sistemi kırılıyor, yıkılıyor, kalkıyor. Oranın üyelerini, sadece
Yargıtay ve Danıştay seçmiyor, ülkemizin her köşesinde görev yapan hakim ve savcılarımız seçiyor. İlk defa yargıya da demokrasi geliyor. Onlar bu demokrasiden rahatsızlar. Kendi tekellerindeki yetkilerin bütün yargı camiasına yayılmasından rahatsızlar. İşin özü bu doğrultuda. Orada
yargıya müdahale falan yok. Yine HSYK çalışmasına devam edecek.'' diye konuştu.
Halk oylamasının 12 Eylül'de yapılmasının simgesel bir önemi de bulunduğunu kaydeden Atalay, "Belki geçmişe dönük rolü çok fazla olmayabilir ama gelecekle ilgili simgesel değeri büyük. Türkiye'de hiç kimse bunlara teşebbüs etmesin diye bunu yapıyoruz. Demokrasi yürüsün, hiç kimse artık böyle şeyler yapamasın. Demokrasiyi kesintiye uğratmaya kimsenin gücü yetmesin. Bilsin ki bunu yapanlar, yargılanır, cezasını görür. Simgesel değeri bu. Kin,
öfke içinde katiyen bakmıyoruz. Geçmişin yaralarını da
tamir ediyoruz ama daha çok geleceğe ufuk açıyoruz." dedi.