İbret-i âlem için...
Bir
CHP milletvekilinin sarf ettiği münasebetsiz sözleri herhalde işitmiş olmalısınız: '
Ermenilerden özür' dilemek için
imza toplanmasına istediği şiddette tepki vermediğine sinirlendiği 'devletin başı' konumundaki Cumhurbaşkanı için, “
Annesinin atalarına bakılsın, tavrının sebebi anlaşılır” deyiverdi...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün anne ve babasının epey eskilere kadar gidilebilen geçmişinde 'Ermeni kökenli olmak' ithamını hak edecek bir özellik bulunmuyor.
Bulunsaydı, ne olurdu sanki? Burası
Türkiye ve '
mavi kanlı' bir avuç insan dışında pek azımız
aile köklerimizi birkaç nesilden öteye sayabilecek durumdayız. Hem sayabilsek ne olur? Bu topraklarda binlerce yıldır yaşayan veya zaman zaman uğrayıp geçen ırkların kanları da damarlarımızda dolaşıyor. Irklar ve kültürler meşheri bir coğrafyada 'ırk birliği' aransa kim kendisinin 'saf kan' olduğunu iddia edebilir ki?
Şimdilerde
Kosova sınırları içerisinde yer alan Prizren kökenli bir anne-babanın çocuğuyum. Eşim Doğu
Karadeniz kökenli. Ailenin her iki tarafında farklı yörelerden evli kadınlar-erkekler bulunuyor. “Ailede Ermeni, Rum,
Yahudi veya Sabatay kökenli fertler var mı?” sorusunu sormamı gerektiren bir kuşkulu durumla bugüne kadar karşılaşmadım. Çok yakın akrabalarım Anadolu'nun değişik yörelerinden insanlarla evli; üçüncü halkada bir Kolombiyalı, bir de Polonyalı gelinimiz olduğu gibi Mısırlı bir Arap'a da kız vermiştik...
Bu durum beni ve ailemin diğer fertlerini ne yapar? 'Saf ırk' konusunu olağanüstü ciddiye aldığı anlaşılan CHP'nin
İzmir Milletvekiline soruyorum bu sorumu...
Geçtiğimiz yıllarda bir
dergi, Anadolulu bir ailenin yakın zamanlarda
Müslüman olmuş bir dalına mensup birinin
Diyanet İşleri Başkanı, olduğu gibi kalmış başka bir dalının çocuğunun ise Ermeni Başpatriği olduğunu haber olarak işlemişti. Hem de o görevleri eşzamanlı yapmışlar. Bilgi doğru değilmiş. Doğru olsaydı bunu bizler için bir 'meziyet' mi sayacaktık, yoksa 'çirkinlik' mi?
Bugünün dünyasında 'saf ırk' var mıdır, olabilir mi, bilemem; bildiğim, Türkiye'de bu tür konular üzerinde bir saniye bile durulmayacak bir zihinsel olgunluk ve geniş bir uzlaşma bulunduğudur. Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkesi içine alan bir geniş uzlaşmadır bu ve 'Ermeni', 'Rum' ve 'Yahudi' ırkından olanlarımızı da içerir...
Demek ki yanlış düşünüyormuşum... CHP'de kendisine yuva bulabilmiş bir zihniyete göre, herkes ırk kökeni konusunda hesaba çekilebiliyor ve farklı ırktan olanlar ya da ırk kökeni hakkında kuşku duyulanlar 'eşit vatandaş' sayılmayabiliyor.
Biz bu zihniyeti tanıyoruz da, kendi ülkemizden değil, Nazi Almanyası'ndan tanıyoruz. Göğsüne 'sarı
yıldız' takılan, dükkânlarına gamalı haçlı
boya sürülenler her türlü kötü muameleye lâyık görülüyordu Nazi Almanyası'nda. CHP Milletvekili kökeninden kuşku duyduklarına nereleri, hangi mevkileri lâyık görmüyor, hangi muameleyi uygun görüyor acaba?
CHP'ye “Bu milletvekilini saflarınızda tutmaya devam edecek misiniz?” diye sormaya gerek yok; o kişi bir gün bile siyasette kalmamalı. Türkiye'nin Nazi Almanyası olmadığını ispatlamak TBMM'ye düşüyor.
İbret-i âlem için o kişinin milletvekilliği derhal düşürülmeli.
FEHMİ KORU-YENİ ŞAFAK