Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Hepimizin siyasetçiler olarak itibarımızı korumamız lazım. Kurumlar olarak saygınlığımızı korumamız lazım ve bu saygınlığa gölge düşürecek davranışlardan kaçınmamız lazım." dedi. Arınç, Trabzon'da bir dizi ziyarette bulundu. Partisinin İl Başkanlığı'nda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Arınç, Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu'na ilişkin bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı'nın 29 Ekim'in hem sahibi hem kutlayıcısı olarak bir davet verdiğini, bu davete davetli olanların buraya icabet etmesinin önemli olduğunu söyledi. Arınç, CHP Milletvekili Mustafa Özyürek'in kendisine yönelik eleştirilerine de şöyle cevap verdi: "Sayın Mustafa Özyürek bu konuda konuşacak olanların en sonunda gelir. Kendisi çok da ciddiye alınacak bir siyasetçi değil. Beni kast ederek 'Sayın Başkan da oraya katılmamıştır' diyor. Bunu ben söyledim zaten. O gece 2 bine yakın davetli var, beki bin 500'e yakın katılım var. Burada kimin katılıp katılmayacağı temsil ettiği kurumlara göre değişir. Ben meclis başkanı olsam mutlaka katılırdım. Nitekim sayın Mehmet Ali Şahin de katılmıştır. Ben başbakan olsan mutlaka katılırdım, çünkü hükumeti temsil ediyorum. Sayın Başbakan da katılmıştır. CHP'den birisi katılacaksa o da sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur, partinin genel başkanıdır. Hiç kimse oraya sayın Özyürek geldi mi, gelmedi mi diye çetele tutmadı, merak da etmedi. Ben de şuanda hükumetin bir üyesiyim, benim hükumetin sayın başbakanı başbakan yardımcıları ve bakanlar temsil ettiler. Bundan daha tabii bir şey olamaz. Ama temsil etmesi gereken kişi ben olsaydım koşa koşa bu davete giderdim." diye konuştu. Asıl tartışılması gerekenin böyle bir gecede sayın Cumhurbaşkanının daveti varken, alternatif bir program yapmak olduğunu dile getiren Arınç, "Bu konuda Türk halkının verdiği bir karar var, o kararın dışında yeni bir şey konuşmaya da hiç gerek yok. Her şey milletin gözü önünde cereyan ediyor ve herkes bu konuda kararın vermiştir. Biz önümüze bakalım. Önümüze baktığımızda da doğrular ve yanlışlar konusunda hepimiz bilgi sahibiyiz. Türkiye'nin önü ve ufku açıktır. Türkiye'de kurum ve kuruluşlar kendi görevlerini yaptıkça başarı kazanır, itibar kazanırlar. Hepimizin siyasetçiler olarak itibarımızı korumamız lazım. Kurumlar olarak saygınlığımızı korumamız lazım ve bu saygınlığa gölge düşürecek davranışlardan kaçınmamız lazım. Artık herkesin ağzını açıp da 'şunu yapmak gerekir, bunu yapmak gerekir' demesine ihtiyaç olmadığı kanaatindeyim." değerlendirmesini yaptı.