Kimi anketlerde
koalisyon hesapları yapılırken, kimileri bazı partilerin
baraj endişesini çoktan giderdi. Bu durum anket şirketleri hakkında soru işaretlerine sebep oluyor.
Anketlerin neredeyse tamamı
AK Parti'yi birinci,
CHP'yi ikinci parti olarak gösteriyor. Diğerlerinin sıralamasını ve barajı aşacak partilerle ilgili son kararı 'kararsızlar' verecek. Uzmanlara göre bu kitlenin gözü anketlerde.
Araştırma sonuçlarını dikkate alıp kendine en yakın partiye yönelecek olan kararsızların fazlalığı, hem partilerin hem de anket şirketlerinin iştahını kabartıyor. Seçimlere sayılı günler kala adeta anket enflasyonu yaşanıyor. Ancak 23 Temmuz sabahına yönelik net fikir vermesi gereken araştırmaların sonuçları arasında ciddi farklar var. Ünlü araştırma şirketlerinden SONAR'ın anketine göre
Demokrat Parti (DP) yüzde 11'le barajı aşmış durumda. ANAR'ın araştırması ise DP oylarının yüzde 5 civarında olduğunu gösteriyor. Yönetim Araştırma Merkezi'nin 17
öğretim üyesinin
yönetiminde yaptığı çalışmada AK Parti ile CHP başa baş gidiyor: AK Parti yüzde 27; CHP 26,8. Bir gazetenin dün yayınladığı anket ise CHP'yi birinci parti ilan ediyor; MHP ikinci, AK Parti yüzde 18,5'le üçüncü sırada.
Başkent Stratejik ve Sosyal
Araştırmalar Merkezi'nin ulaştığı sonuç da ilginç: DP yüzde 13,5, MHP yüzde 10,7.
Uçurum tablosunu yorumlayan araştırma şirketi sahibi Erhan Göksel,
sipariş verenlerin kendi durumlarını görmekten öte medyayı ve kamuoyunu etkilemeyi amaçladıklarını vurguluyor. TESAV Başkanı
Erol Tuncer'e göre de kararsızlar, "X partisine oy vermek istiyorum; ama ankete göre barajın altında kalıyor, bari Y partisine vereyim, oyum israf olmasın" noktasına getirilmek isteniyor. CHP'li Bülent Tanla ise uyarıyor: "Partilerini güçlü göstererek oy almayı ummak, halka haksızlık."
Türkiye'de 1980 sonrası yaygınlaşan 'siyasi anketler' 2007
seçimleri öncesinde en çok kullanılan kamuoyu araştırma yöntemi. 1994 yerel seçimlerinde
Melih Gökçek'i Ankara'da 4'üncü, Tayyip Erdoğan'ı
İstanbul'da 5'inci gösteren anketler (iki isim de belediye başkanı seçildi) gelinen süreçte ciddi oranda profesyonellik kazandı. Ancak bazı güncel
anket sonuçları arasındaki
uçurumlar, araştırmaların ne kadar objektif yapıldığı tartışmalarının yeniden açılmasına sebep oldu. Uzmanlara göre anketler partiler veya bazı kurumlar tarafından süzgeçten geçirildikten sonra yayınlanıyor. Buradaki temel amaç, kararsız
seçmeni etkilemek. Kamuoyu araştırma şirketi sahibi Erhan Göksel, siyasi anketlerden hiçbirini sağlıklı görmediğini söylüyor. Şirketlere araştırma siparişi verenlerin kendi durumlarını görmekten öte medyayı ve kamuoyunu yönlendirmeyi amaçladıklarını savunan Göksel, burada temel hedefin 'kararsız seçmen' olduğunu kaydediyor. Turgut
Özal zamanında başlayan ve önceleri partilerin 'durumlarını görmek için' yaptıkları anketlerin ciddi bir 'siyasi taktik' halini aldığını belirtiyor. Anketlerin halkı önemli oranda yönlendirdiğini, özellikle kararsız seçmen üzerinde etkili olduğunu vurgulayan Göksel, seçimlere 10 gün kalana kadar anketlerin de etkisiyle seçmenin büyük bölümünün kararını vereceğini ifade ediyor.
Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) Başkanı ve eski CHP yöneticisi Erol Tuncer de anketlerin en önemli amacının kararsızları etkilemek olduğunu vurguluyor. Kararsız seçmenin "Ben X partisine oy vermek istiyorum; ama ankete göre barajın altında kalıyor, bari durumu iyi görünen Y partisine vereyim, oyum israf olmasın" şeklinde düşündüğünü savunan Tuncer, yüzde 20 civarında bulunan kararsız seçmenin bu şekilde yönlendirilmek istendiğine işaret ediyor.
CHP İstanbul
Milletvekili ve eski araştırma şirketi sahibi Bülent Tanla ise
Avrupa Birliği (AB) tarafından yapılan bir araştırmada anketlerin kararsızları etkilemediğini ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.
Kendisinin de böyle düşündüğünü vurguluyan Tanla, bu yüzden partilerin kararsızları etkilemek amacıyla kendi lehlerine anket yapmalarını yanlış buluyor. Bünlet Tanla, "Partilerini güçlü göstererek oy almayı ummak, Türk halkına, Türk seçmenine haksızlıktır." ifadelerini kullanıyor.
ZAMAN