Araştırma üç ana başlıkta gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananların değerlendirilmesi, 22 Temmuz seçimlerinde parti eğilimleri ve sağda ve soldaki
birleşme girişimlerine
seçmenin bakış açısı sorgulandı.
ZAMAN yayın kurulu, '22 Temmuz'da hangi partiye oy vereceksiniz?' sorusu ve bunun alt açılımlarını yayınlamama kararı aldı. Oy tercihlerini önemli ölçüde etkilediği görülen merkez sağdaki birleşmenin son dakikada iptal edilmesi ve iptal şekli bu karara sebep oldu.
Çapraz kontrollerle saha çalışmasının yapıldığı tarihteki (21-27 mayıs) eğilimleri yansıttığı tespitine rağmen, sorumlu yayıncılık ve seçim sonuçlarını etkilememe özeninden dolayı anketin bu kısmı kapsam dışı bırakıldı.
Araştırmanın en can alıcı sonucu cumhurbaşkanlığı seçiminin
Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesini yanlış bulanların yüzde 66,4 gibi yüksek oranda çıkması.
AK Parti seçmeni olmayanlar bile bu gelişmeyi onaylamıyor. Doğru bulanlar ise yüzde 28,3. Anayasa Mahkemesi'ne gidişi onaylamayanların sadece yüzde 55'i AK Parti seçmeni, kalanı diğer partiler ile kararsızlar arasında dağılmış durumda.
CHP'ye oy vereceğini belirtenlerin yüzde 3,7'si de onaylamayanlar arasında.
Halkın büyük çoğunluğu 367 şartının AK Parti'nin
cumhurbaşkanı seçmesini engelleme amacı taşıdığını düşünüyor. Yüzde 73,3 bu görüşe '
evet' derken, 'emin değilim' diyen yüzde 7,4; katılmıyorum seçeneğini işaretleyen ise 19,2. Bu soruya evet diyen 7844 kişinin sadece yüzde 51'i AK Partili. Yüzde 49 içinde en önemli pay kararsızlara ait: Yüzde 18. AK Parti bu insanları kendi saflarına çekebildiği ölçüde oyunu artırabilir.
'Cumhurbaşkanı'nı kim seçmeli?' sorusuna verilen cevaplarda 'Halk' ağırlığı giderek artıyor. Geçen yıl haziran ayında yaptığımız ankette aynı soruya yüzde 59
halk, yüzde 41
Meclis cevabı verilirken, son ankette yüzde 70,9'a karşılık 23,5'lik bir sonuç çıkıyor. Yüzde 5,7'lik kısmın ise kafası karışmış. Bu tabloyu halkın krize el koyma ve
demokrasiye sahip çıkma arzusu şeklinde yorumlamak mümkün. Muhtemel bir referandumun ezici çoğunlukla çıkacağı tahmini gerçekçi olur.
Siyaseti şekillendiren gelişmelerden mitingleri ise yüzde 66,3'lük bir oran ideolojik birliktelik olarak yorumluyor. Yüzde 23,3'ü ise bu görüşe katılmıyor. Yüzde 12,3'ü mitingleri tanımlamakta zorlanıyor.
Merkez sağ ve soldaki birleşme ve
ittifak girişimlerine seçmenin yaklaşımı da anketin ilginç sonuçlarından. Son dakikada bozulan DYP-Anavatan birleşmesinin AK Parti'ye karşı güçlü bir alternatif olacağını düşünenler yüzde 31,3. Ankete katılanların yüzde 58,7'si bu görüşe katılmıyor. Bu birlikteliğin
baraj endişesinden kaynaklandığını düşünenlerin oranı ise yüzde 80,5.
Merkez soldaki seçim işbirliğinin AK Parti'ye karşı güçlü bir alternatif olacağı görüşünde olanlar yüzde 37,5. Bu görüşü paylaşmayanlar ise 49,1. Yüzde 13,4'ü ise kararsız. Ankete katılanların yüzde 56,6'sı CHP-DSP işbirliğinin taban baskısı ile gerçekleştiğini düşünüyor. Yani sağdaki birleşme girişimi baraj korkusuna bağlanırken, soldaki ise tabanın ısrarı ile açıklanıyor. Bu da birlikteliklerin yapaylığına işaret ediyor. Sağda
çatı zaten çöktü, sol ise seçim sonuna kadar hülle evliliği yaptığını baştan açıkladı.
Ankete katılanların yüzde 77,5'i CHP'nin solda birleşmeyi sağlayamazsa tek başına
iktidar olamayacağını öngörüyor. Anlaşılıyor ki, sadece kendi tabanları değil, seçmenin kahir ekseriyeti, sol iktidar için birleşmeyi şart görüyor. Anketin yayınlanmayan kısmından
küçük bir ipucu vereyim: Yeni seçmen konusunda AK Parti ağırlığını hissettiriyor. Diğer partilerin
genç seçmene
mesaj verme konusunda çok başarılı olmadığını söyleyebiliriz.
BÜLENT KORUCU/ZAMAN