Ankara'nın ilk konuğu

Hükümetin kurulmasından sonra başkent Ankara'yı ziyaret eden ilk yabancı konuk olan İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, 'Türkiye'nin Avrupa'nın geleceği için hayati önem taşıdığını' bildirdi.

Ankara'nın ilk konuğu

Miliband, Daily Telegraph gazetesine yazdığı makalede, 21. yüzyılda İngiltere'nin güvenliğinin bazı düşman güçlerinin tehditleriyle karşı karşıya kaldığını belirterek, terör örgütü El Kaide'nin başarısız yönetimlerin bulunduğu ülkelerde faaliyet gösterdiğini kaydetti. Miliband, güvenlik güçlerinin ülke içinde ve dışında önlem almasının şart olduğunu, ancak bunun tek başına yeterli olamayacağını ifade etti. Aşırı uçları tanımlamak için bu güçlerin hareketlerinin altındaki nedenlerin iyi tespit edilmesi gerektiğine dikkat çeken Miliband, 'dünyadaki inançlar ve bölgeler arasındaki anlayış ve empati boşluğunu gidermek için mücadele verilmesi gerektiğine' de işaret etti. Dünyada bu konuda ortaya konulacak dayanışmanın ortak değer ve çıkarlardan geçtiğini, ancak ortak çıkar ve değerlerin dünya devletlerini birleştirmeye yetmediğini hatırlatan Miliband, bu birleşme için ortak proje ve kurumların içinde yer almanın gerektiğini ifade etti. 'İşte bu nedenle bu hafta Türkiye'yi ziyaret ediyorum' diyen Miliband, 'Avrupa ile Asya arasındaki mesafeyi kapatmak, ortak insani değerlerin dini farkları gölgede bıraktığını göstermek için Türkiye'den daha önemli bir ülke yok' dedi. Miliband, Türkiye'nin Orta Doğu'ya güvenlik ve refah getirilmesi için yeni bir boyut katabileceğini, Aralık 2005'te Sünnilerin seçime katılmasını ve böylece demokratik sürece dahil olmasını teşvik ettiğini, Afganistan'da da NATO üyesi bir ülke olarak anahtar rol oynadığını hatırlattı. Bakan Miliband, Afganistan'daki kız okulunun inşasında Türk kuruluşlarının rol oynadıklarını, Türkiye'nin Avrupa'nın enerji ihtiyacının giderilmesinde de önemli bir geçiş yolu oluşturduğunu belirtti. Ortak değer ve çıkarların, karşı karşıya kalınan ortak tehditlerle birlikte mücadeleyi gerektirdiğini ifade eden Miliband, 'Aynı zamanda kurumsal ortaklıklarımızı da arttırmak ve güçlendirmek zorundayız. Bizce egemen ulusların ittifakı olan AB bu anlamda iyi sonuçlar yaratabilir' görüşünü vurguladı. AB'nin 50. kuruluş yıl dönümü olduğunu hatırlatan Miliband, '21. yüzyılda güvenlik ve refahımız Avrupa'nın dışından gelen aşırı unsurlar, iklim değişiklikleri ve ekonomik istikrarsızlık gibi yeni risklerle karşı karşıya. Bu nedenle gözünü çevresindeki dünyaya yöneltmiş bir AB'ye ihtiyacımız var. Avrupa'nın kendi içinde ve dışında ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan olumlu bir güç haline gelmesi gerek. Türkiye'yi tam ve eşit üye olarak birliğine dahil etmek, AB'nin açık hedefi olması gerekir. Türkiye ve Avrupa'nın diğer ülkeleri demokrasiye olan ortak inanç ve çıkarlarıyla bir araya gelmiş durumdadır. AB üyeliği bu ortak çıkarların ve değerlerin gelişmesine ve farklılıkların giderilmesine yardımcı olacaktır' dedi. Miliband, AB'nin, her genişleme hamlesinden sonra daha güçlü ve güvenli olduğunu, her genişlemenin ardından birliğin üyelerine daha çok güvenlik ve istikrar getirdiğini kaydetti. Farklılıkların çoğalmasıyla birlikte AB'nin sınırlarının ötesini etkileme gücünün de arttığına işaret eden Miliband, 'Bundan sonra atmamız gereken adımlar gayet açık. AB sözlerini tutmalı ve Türkiye ile müzakere sürecinin kendi seyrinde devamını sağlamalı. Türkiye'nin de kendi tutumuyla karşıtlarının ellerindeki silahı alması gerek' dedi. İfade özgürlüğü ve Kıbrıs'taki ilerleme konularının kritik konular olduğunu, bunlara eğilmek gerektiğini de belirten Miliband, Avrupa'nın genişlemenin yanı sıra reforma ihtiyacı bulunduğunu ifade etti. David Miliband, Türkiye'nin AB üyesi olarak üzerine düşen rolü oynaması, ortak projelerde yer alması ve ortak değerleri desteklemesi halinde, Türkiye, İngiltere ve Avrupa için kazancın çok büyük olacağını vurguladı.
<< Önceki Haber Ankara'nın ilk konuğu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER