PEŞİNİZDEN KAÇ KİŞİ GELİR ?
Önce
Tunus sonra da Mısır'da çıkan
halk isyanlarını
Türkiye'ye uyarlama çabası içine girenleri ibretle ve hayretle izliyoruz.
Bazıları Türkiye'nin o hale gelmesi için alenen kolları sıvamış durumda. Türkiye'de de halk isyan etse, yönetime başkaldırsa zil takıp oynayacaklar.
İktidara karşı geliştirecek politikaları kalmayanlar, sırf Ak Parti'nin
ülke yönetiminden gitmesi için, tıpkı Mısır'da olduğu gibi halkı sokaklara dökmeye çalışıyor.
Türkiye'de taş çatlasa 50-100 kişinin yaptığı münferit konulardaki eylemleri bile, Mısır'daki yüz binlerce insanın ayaklanmasıyla benzeştirip kendilerine bir umut ışığı doğuranlara gerçekten
şapka çıkarmak lazım.
Bu kadar güçlü bir hayal kurma kabiliyeti
Allah kolay kolay kimseye vermez.
Ak Parti'nin devrileceği günün hayalini kuranlar, 9'uncu seneye girdik hala azimle aynı hayalin peşinde koşuyorlar.
“Bu
iktidarın 6 ay ömrü var” diyerek taa 2002'nin sonunda yıkımın düğmesine basanlar; kafalarını kumdan çıkarıp halkın arasına bir karışsalar gerçeği görecekler.
Vatandaşı “göbeğini kaşıyan” ya da “bidon kafalı” olarak görmek yerine onu anlamayı bir deneyebilseler.
Ama imkansız olan da bu zaten.
Son olarak bir
Yargıtay üyesine ait olduğu iddia edilen ses kaydında; Ak Parti'ye oy veren vatandaştan “angut” ve “sığır” diye bahsediliyordu.
Ak Parti'nin;
Anayasa Mahkemesi tarafından 2008'de kapatılmamasından sonra, Türkiye için artık umudu kalmadığını söyleyen bu bayan, ses kaydında;
Anadolu insanını “dağın başındaki angut” diye tanımlıyor.
Ses kaydındaki bayan; ülkenin ekonomisinin iyiye gitmesinden memnun olan Anadolu insanına; “o dağın başındaki angudun parası da yok, sığır paran mı var, sana ne borsadan" diye tepkisini ortaya koyuyor.
İşte vatandaşın tercihini hazmedemeyen bu zihniyet; Mısır'daki, Tunus'daki isyanlardan medet umup Türkiye'de aynı manzaranın yaşanmasını istiyor.
Bu beklenti içinde olanlar aslında halktan ne kadar kopuk ve uzak olduklarını ortaya koyuyorlar.
Fakat çok önemli bir detayı kaçırıyorlar.
Türkiye'de; devrilmesi için isyan çağrısı yaptıkları iktidara oy veren yaklaşık yüzde 50'lik bir halk kitlesi var.
Mısır'da neredeyse ülkenin tamamının isyan ettiği bir yönetime karşı, Türkiye'de halkın yarısının bizzat oy vererek desteklediği bir iktidar mevcut.
Buna karşı direniş çağrısına uyup; heykeldi, alkoldü diye sokağa çıkan, toplasanız bin kişiyi bulmayacak bir topluluk.
Ak Parti'nin devrilme ihtimaline bile aşık olup, bu ihtimal üzerinden hayata tutunanların bu aşkın platonik olduğunu anlamaları zor.
Onlar şimdi karşılık bulamadıkları; “Ak Parti'nin devrilme ihtimaline olan aşkları” ile her türlü çılgınlığı yapıyorlar.
Ülkeyi
yangın yerine çevirmek, sokakları ateşe vermek, milleti isyana sevketmek, direniş çağrısı yapmak...
Kısacası; Ak Parti'nin gitmesi için her yol mubah.
“Ya benim olursun, ya kara toprağın” mantığı.
Ellerinden giden iktidarı niçin kaybettiklerini anlamak yerine, yok etmek üzerine işleyen bir mantık.
Milleti anlamaya çalışmak yerine, milletle savaşma yolunu seçen bu bozguncu kafa yapısının aslında yapacağı şey çok basit.
İnsanlar niçin Ak Parti'ye oy veriyorlar; bunu
analiz etmek.
Sabah bindiğim taksinin şoförü arabasına aldığı müşterilerin nabzını tuttuğunu ve onlarla konuştuğunu anlattı.
Ailesi ve kendisi
CHP kökenli Artvinli bir tır şoförünün ilk defa bu
seçimde Ak Parti'ye
oy vermeyi düşündüğünü söyledi.
Tır şoförünün Ak Parti'ye oy verme gerekçesi; kendi tabiriyle, yapılan “yağ gibi yollar” sayesinde artık ayağını gazdan kesmeden, lastikleri eritmeden gidebiliyor olmasıymış.
Yine arabasına binen bir
emekli,
taksiciye; çok
maaş alamadıklarını ama ekmeğe, zeytine, peynire, eskisi gibi zam yapılmadığı için iktidardan memnun olduğunu söylemiş.
Duraktaki iki MHP'li bu seçimde Ak Parti'ye oy verecekmiş. Çünkü MHP; CHP'nin fazla kuyruğuna takılıyormuş.
Ve aynı taksici; müşterilerinden verdiği bir sürü örnekten sonra kendi başından geçen bir olayı anlatıyor.
Çocuğunu götürdüğü devlet hastanesindeki muayeneden pek tatmin olmamış ve kısaca
BİMER diye bilinen;
Başbakanlık İletişim Merkezini arayıp şikayet etmiş.
“Ertesi gün telefonum çaldı, hastanenin başhekimi aradı benimle özel ilgilendi” diyor. Ve “eskiden nerdeee” diye ekliyor.
“İyi de muhalefet direniş çağrısı yapıyor” diye hatırlattığımda; “çıksınlar sokağa, bakalım kaç kişi geliyor peşlerinden” diyor ve şu tarihi tespiti ekliyor: “Onların derdi milleti sokağa döküp, karambolden orduyu harekete geçirmek.”
İşte vaziyet bu.
Kendini ülkenin sahibi sananların “göbeğini kaşıyan adam”, “bidon kafalı”, “sığır”, “angut” diyerek aşağıladıkları Anadolu insanı her şeyin farkında.
Ve muhabbetin finalinde Ankaralı taksicinin seçim tahmini.
Ak Parti yüzde 52, CHP yüzde 23, MHP ancak barajı geçer.
Bu tahmini yaptıktan sonra da ekliyor. “Biz buradayız abi seçimden sonra gel, tutmadı de.”
Türkiye'yi Mısır'a çevirmek isteyenlere duyurulur. İsyan ve direniş çağrıları yapmadan önce milletin her şeyin farkında olduğunu bilin ve “peşimizden kaç kişi gelir” diye iyi düşünün.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU
[email protected]