Açıklamayı Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan Kızılcahamam Kampı'nın kapanışında yaptı.
Küresel kriz,
Kürtçe yayın ve
Alevi açılımı toplantının önemli
gündem maddeleriydi.
Erdoğan,
AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın ardından yaptığı kapanış konuşmasında, iki gün boyunca
Türkiye'yi konuştuklarını, meselelerini değerlendirdiklerini, partinin ve hükümetin yeni yılda takip edeceği yol haritasını, hedeflerini ve yerel
seçimler öncesi yapacağı çalışmaların ele alındığını bildirdi.
Bakan ve milletvekillerinin 13 grup halinde bir araya geldiğini, illerin ve bölgelerin sorunlarının konuşulduğunu, yapılanlar hakkında milletvekillerinin ilk elden bilgi sahibi olma fırsatına sahip olduğunu anlatan Erdoğan, "
Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimiz, milletvekili arkadaşlarımız, Genel Merkez
Kadın ve Gençlik Kollarımız, Merkez Yürütme Kurulu üyesi arkadaşlarımız her konuda bilgi ve görüş alışverişinde bulundu" dedi.
Erdoğan,
Sanayi ve
Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan'ın milletvekillerine bir sunum yaptığını da bildirdi.
Partisinin Türk siyasetine önemli kavramlar ve uygulamalar kazandırdığını vurgulayan
Başbakan Erdoğan, "İstişare etmek, ortak
akılla hareket etmek, parti içi
demokrasiyi kurumsal düzeyde harekete geçirmek AK Parti ile siyasetimizde anlam kazandı" diye konuştu.
Erdoğan, "AK Parti kadar Merkez Yürütme Kurulu toplantılarını, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantılarını, Genişletilmiş İş Başkanları toplantılarını,
Milletvekili İstişare toplantılarını düzenli olarak yapan, ailece bir araya gelip kaynaşan, kendisini gözden geçiren, tartışan, müzakere eden başka bir parti yoktur
ülkemizde" dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün on üçüncüsünü tamamladığımız istişare toplantısı bunun en güzel örneğidir. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada daha güçlü, daha müreffeh, daha saygın bir ülke olması için 70 milyon vatandaşımın huzur, barış ve
refah içinde yaşaması için her birinizin yüreğinde çok büyük bir azim, aşk ve sevda taşıdığınızı bir kez daha burada müşahede ettim.
Sizlerin heyecanını, azmini ve kararlılığını görünce benim de doğrusu azmim ve heyecanım arttı ve 29
Mart, bu noktada inanıyorum ki çok daha farklı bir neticeye, partimiz açısından olumlu olarak inşallah gerçekleşecek ve bu şekilde farklı bir tablo ortaya çıkacaktır.
AK Parti olarak geride bıraktığımız 6 yıl içerisinde yaptığımız köklü reformlarla haklı bir gururu taşıyoruz. Türkiye'nin çözülemez denilen sorunlarını çözdük. Türkiye'nin aşılamaz denilen meselelerini aştık, aşıyoruz. Ulaşılamaz denilen hedeflere ulaştık,
rüya denilen, hayal denilen projeleri de dün de söylediğim gibi gerçekleştirdik.
Bütün bunlardan önemlisi, geleceğe yönelik umudumuzu, iyimser beklentilerimizi, hayallerimizi ve heyecanımızı da ilk günkü gibi muhafaza ettik, ediyoruz ama daha yapacağımız çok iş var bunun da bilincindeyiz. Sağladığımız güven ve istikrar ortamında daha ileri hedeflere doğru yürümek durumundayız.
Şunu hiç bir zaman aklımızdan çıkarmadık: Aşık Veysel'in ifade ettiği gibi, uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece. Gideceğiz gündüz gece. Ciddi bir azim ve kararlılık isteyen, dikkat ve ihtimam isteyen dayanma gücü isteyen, zorlu, uzun bir süreçteyiz. Yaptıklarımızdan çok, yapacaklarımız var, göreceğimiz çok daha güzel günler var. Gerçekleşmeyi bekleyen, gerçekleşmesi mümkün olan hayallerimiz hedeflerimiz var.
Allah'ın izniyle tüm bu hedeflerimizi tüm bu hayallerimizi de hep birlikte işte bu kadroyla birlikte siz değerli yol arkadaşlarımla birlikte gerçeğe dönüştüreceğiz.
Dün ve bugün gerçekleştirdiğimiz istişare toplantımız bir kez daha göstermiştir ki AK Parti Türkiye'nin yegane umududur. AK Parti Türkiye'de gelişimin, değişimin, ilerlemenin lokomotif gücüdür. AK Parti Türkiye'nin birikimidir, tecrübesidir, deneyimidir. AK Parti Türkiye'dir, tüm Türkiye'yi kucaklayan partidir."
Partisinin 6 yıl boyunca, "Yapılamaz, ulaşılamaz, gerçekleştirilemez, imkansız" gibi mazeretlere sığınmadığını anlatan Erdoğan, 780 bin kilometre karelik coğrafyanın tamamına ulaşmanın,
hizmet götürmenin gayreti içinde olduklarını bildirdi.
Partililere hizmetlerinden dolayı teşekkür eden Erdoğan, "Altı yıl öncesinde Türkiye siyasetine hakim olan çaresizliği, ataleti, duyarsızlığı, köhnemişliği, tükenmişliği kırdığınız ve yeni bir sayfa açtığınız için teşekkür ediyorum" dedi. Erdoğan, Türk milletinin, kendisini halkına hizmete adayan AK Parti'yi bugün de yarın da takdir ve şükranla yad edeceğini söyledi.
Yerel seçimler
Başbakan Erdoğan, bugün sona eren toplantı ile mahalli seçimler için de "start verdiklerini" bildirdi. Seçim takviminin işlemeye başladığını ve Türkiye'nin 29 Mart 2009 günü sandığa gideceğini anımsatan Erdoğan, milletin kendisine hizmet edecek kadroları da hür iradesiyle iş başına getireceğini kaydetti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Seçimlerde 16
büyükşehir, 142 büyükşehir ilçesi, 65 il, 750 ilçe ve 1350 civarında
belde olmak üzere toplam 2 bin 300 civarındaki birimde halkımız belediye başkanlarını seçecek. Türkiye genelinde il genel meclisi, belediye meclis üyesi, köy muhtarı, mahalle muhtarı, köy muhtarı azası, mahalle muhtarı azası olmak üzere yedeklerle birlikte yakl
aşık 500 bin kişinin seçimi yapılacak.
Sadece bu rakam bile önümüzdeki seçimlerin ülkemiz açısından ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu gösteriyor. Seçimlerin demokratik kurallar çerçevesinde güven ve huzur içerisinde yapılması için hükümet olarak her türlü önlemi aldık, almaya devam ediyoruz. AK Parti olarak mahalli seçimlerin demokratik bir
yarış içerisinde, demokrasiyi güçlendiren, yücelten ve milletin hür iradesinin sandığa en sağlıklı şekilde yansımasını sağlayan bir anlayış ve tavır içerisinde hassasiyetle çalışmalarımızı biz de sürdüreceğiz."
Bu hafta içerisinde büyükşehir belediyesini kazandıkları 12 ilde bir "
temayül yoklaması" yapacaklarını bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu temayül yoklamasıyla özellikle bu illerde belediye başkanlarımızın başarılı olup olmadığı, olumlu görünüp görünmediği, beşeri münasebetler noktasında halkımızın bakışını... Bunları gerek kamuoyu araştırması ile gerekse il
yönetim kurulu, ilçe başkanlarımız, bunun yanında belediye meclis üyeleri,
gençlik kollarımız, kadın kollarımız, ki bunların hepsinin yazısı teşkilatlarımıza gitti, bunların katılımı ile temayül yoklamalarını yapacağız.
Ondan sonra milletvekili arkadaşlarımızla o ilin değerlendirmesini yapacağız, o değerlendirmeden sonra bir karar vereceğiz. Bu karar eğer yola devam diyeceğimiz arkadaşlar kimlerse onları belirleyip bu arkadaşlarımıza 'Biz bu dönemde de seninle yola devam ediyoruz' diyeceğiz. Fakat henüz karar veremediğimiz arkadaşlarımız varsa onlarla ilgili değerlendirme sürecini biraz daha uzatacağız. Önemli olan burada kişileri o makamlarda tutmak değil veya kişileri öne çıkarmaktan öte, bizim partimizin başarısını sağlamaktır."
Kurban Bayramı'nın ardından 46 ilde daha aynı çalışmanın yapılacağını belirten Erdoğan, bu illerde il ve ilçe belediye başkanlarıyla ilgili çalışmayı tamamlayacaklarını ifade etti.
Belediye başkanlarını belirlemelerinin ardından önce illerin açıklanacağına işaret eden Erdoğan, ancak değerlendirme süreçlerinin devam edeceğini ancak tüm adayların en geç 15 Ocak 2009 tarihine kadar açıklanacağını söyledi.
Yerel yönetim seçimlerine karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörü çerçevesinde ilerleyeceklerini ifade eden Erdoğan, diğer parti ve adayları da seçimlerde demokrasi içerisinde yarışmaya davet ettiklerini söyledi.
"İnandığımız yolda yürüyeceğiz"
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye genelinde boş vaatlerle, ulaşılamaz hedeflerle değil, çamur atma yoluyla, haksız ithamlarla, karalayarak kötüleyerek değil, planlarımızla, projelerimizle, vizyonumuzla, hedeflerimizle 'yaptık, ettik bitirdik' diye konuşacağız, 'cek-cak"larla konuşmayacağız. Şunu bitirdik, şunu yaptık, nerede, ne zaman bunları açıklayarak konuşacağız.
Hep bununla yıllar yılı millet olarak aldatıldık. Ülkemizde temel atanlar çok olmuştur. Sonra yerinde yeller esmiştir ve ülke maalesef temel betonları mezarlığına dönmüştür. Hep bunu gördük. Bizler iktidara geldiğimizde 20 yıl önce başlatılmış ama yüzde 10, 15 buralarda kalmış olan yatırımları gördük ve bunlara çok ciddi paralar ödendi şimdi ise o dönem geride kaldı. Biz başlarız, tarih veririz ve o tarihte de evelallah bitiririz. Bizim özelliğimiz bu. Fevkalade haller olmadıktan sonra bugüne kadar biz hep bu verdiğimiz sözleri tuttuk."
"Gerilim üretmek isteyenlere, kriz ve kaoslardan beslenenlere, karalama
kampanyalarına aldırmadan bildiğimiz inandığımız yolda yürüyeceğiz" diyen Erdoğan, demokrasi içinde, siyasi nezaket ve hukuk içerisinde mücadelelerine devam edeceklerini bildirdi.
Partisinin demokrasinin ve kalkınmanın yerel yönetimlerde başladığına inandığını belirten Erdoğan, belediyeciliğin bir vizyon ve sevda işi olduğunu vurgulayarak, "Belediyeciliğin AK Parti'nin işi olduğunu" söyledi.
Proje ve vizyon sahibi, dürüst adayların yerel yönetim listelerinde yer almasını arzuladıklarını ifade eden Erdoğan, "Bizim gayemiz birilerini belediye başkanı yapmak, birilerine makam, mevki dağıtmak değil. Biz sadece seçimi kazanacak adaylar da aramıyoruz. Bizim gayemiz, Türkiye'yi en
küçük mahalli birimden başlayarak imar edecek, inşa edecek, sorunları çözecek, şehrini köy köy,
sokak sokak bayındır hale getirecek, güzelleştirecek adayları işbaşına getirmek" diye konuştu.
Yerel yönetimlerin önemine de dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şuraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum: Bütün adaylarımızın da bu noktaya dikkat etmelerini bilhassa istiyor, önemsiyorum. Bizler, her alanda olduğu gibi, şehircilik ve mimarlık alanında da dünyaya örnek teşkil eden bir
medeniyetin mensuplarıyız. Önce medeniyetimizi iyi tanıyacağız. Biz sıradan bir millet değiliz. Bizim bu noktada bastığımız yer çok farklıdır.
İnsanımız çok farklıdır. Ecdadımızın yaptıklarına baktığımızda ortaya koydukları eserler çok farklı ama biz kendimizi hala tanıyamamışız. Onun için dünyaya bakışımız o pencereden değil. Hala farklı pencerelerden dünyaya bakıyoruz. Gururlu bakacağız, onurlu bakacağız, biz böyle bir milletiz. Bunu yakalayacağız.
Biz niçin bir Selimiye'nin penceresinden, bir Süleymaniye'nin penceresinden dünyaya bakamayalım, neden? Bunca kervansaraylarımız var. Bunların penceresinden biz dünyaya neden bakamıyoruz, neden? Kimsenin aklına getirmediği tarihlerde, o tarihi mekanlarda su ile akıl hastalarını
tedavi eden bir medeniyetin mensupları olarak niçin oralardan biz dünyaya bakamıyoruz? Bunlar bunu daha yeni yakalamış.
Öyleyse biz, eski dilimizde 'medine' yani şehir kelimesiyle, medeniyet kelimesi biliyorsunuz aynı kökten geliyor. Bizler, Merv, Semerkand, İsfahan,
Bağdat, Gırnata, Kurtuba, Üsküp,
Saraybosna gibi aşkın, sevdanın, estetiğin, güzelliğin sembolü haline gelmiş şehirler imar eden bir kültürden geliyoruz. Sivas'ı,
Konya'yı,
Bursa'yı, Edirne'yi,
İstanbul'u dünya medeniyetinin başkentleri haline getiren bir gelenekten geliyoruz. Bizim şehirlerimiz insan merkezlidir, bizim şehir kültürümüz insan odaklıdır. Bu çok önemli.
Ama şimdi maalesef insan merkezli olmaktan biz bu şehirlerimizi çıkardık. Adeta betonların arasına insanımızı mahkum ettik. Estetik yok, insanın sağlığına güç katacak bir anlayış yok. Adeta nefes alamaz hale getiriyoruz. İşte biz AK Parti'nin belediyecilik anlayışıyla bunu yıkıyoruz.
Şehirlerimizi buna göre imar ediyoruz. Bizim kirlenmeye, bizim gürültüye,
estetikten yoksunluğa, çirkinliğe, çarpık yapılaşmaya tahammülümüz olamaz, olmamalıdır. Bizim her bir şehrimiz, her bir ilçemiz, huzurun, barışın, sükunetin, dinginliğin, estetiğin, mimarinin merkezleri olmak zorundadır.
İstanbul kadar şairane,
New York kadar
modern, Bursa kadar huzurlu,
Londra kadar çağdaş, Konya kadar hoşgörülü,
Paris kadar göz alıcı kentleri inşa etmek, imar etmek gibi bir vizyonun, bir ufkun sahipleri olmak durumundayız.
Geçmişle geleceği aynı potada buluşturan, modern ile tarihi barıştıran, yeşil ile yapıyı kaynaştıran, insan ile şehri bütünleştiren bir şehircilik anlayışını, Türkiye'nin tamamına hakim kılmak gibi bir mesuliyet taşıyoruz. 2004 yılından itibaren mahalli idarelerimiz bu anlayışla hizmet ürettiler. Şehirlerimizin her birini dünya markası haline getirebiliriz."
"Hala bu sol zihniyet katlı köprülü
kavşak fikrine karşı"
Şehirlerin, tüm dünyanın ilgi odağı yapılabileceğini kaydeden Erdoğan, yollarıyla, köprüleriyle, çağdaş konutlarıyla, kütüphaneleri,
spor salonları, kültür merkezleri, parkları, bahçeleri, alt ve üst yapılarıyla, AK Partili belediyelerin şehirlerin çehrelerini değiştirdiğini söyledi.
81 ilin bu potansiyeli ve zenginliği taşıdığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak yerel seçimlerin hazırlıklarına şimdi değil, uzun zaman önce başladıklarını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Aylardır çalışıyoruz ha. Yani biz şimdi kampanya başlayınca çalışmalara başlamayacağız. Yani 29 Mart'tan sonra bu işlere başlamayacağız. O illerle ilgili çalışmalara başladık. Dosyalar hazır. 29 Mart'ta o illerde AK Parti, AK belediyecilik işbaşı yaptığı zaman projeler hazır. Hemen uygulamaya başlayacağız.
Nerede, neyi nasıl yapacağız? Bunun çalışmaları şu anda devam ediyor. Niye? Geldiğin zaman işin zaten 3 ayı önemli. İlk 3 ayda işin temelini attın, attın. 3 aydan sonra şehir seni yemeye başlar. Ondan sonra belediye başkanı olarak kusura bakma, patinaj yapmaya başlarsın. İlk üç ayda ne yapacağını bilmelisin ve hemen de adımları atmalısın.
Bunun raconu budur. Bizler bu tecrübeyi yaşadığımız içindir ki çalışmalarımızı şu anda yaptık, hazırlıklarımız hala devam ediyor. Şehirlerimizin her birini bir dünya markası haline getirebiliriz ve bunu da başaracağız.
Geçmişte, bir tane Allah aşkına katlı köprülü kavşak olmaz mı? Ama olmadı. Ne diyorlar biliyor musunuz? Modern şehirlerde katlı köprülü kavşak olmaz diyorlar. Hala bu sol zihniyet katlı köprülü kavşak fikrine karşı. Geçen baktım, bir televizyonda bir
tartışma. Yani bu işin içinden gelmesem ben de hakikaten yani doğru söylüyorlar diyeceğim.
Dünyada böyle şey yok diyorlar. Demek ki bunlar herhalde Rusya'ya gidip dolaşmamışlar. Moskova'ya bile gitseler orada var. ABD'ye git var. Tokyo'da bırak tek katlıyı, beş katlı yollar var. Niye? Ulaşım sıkıntısı var da onun için. Onu aşmak için bunu yapmış. Artık bunlar mimarının literatürü içerisinde yerini aldı.
Ama bunlar tabii inat olsun, 'AK Parti belediyeciliği böyle bir şey mi yaptı, öyleyse bizim buna karşı olmamız lazım'. Başarıyor ya. Baksana adam şurada 4.5-5 yıl içerisinde 10 tane katlı köprülü kavşak yapmış. 'Nasıl olur?' diyor. Arkadaşlar, bu iş sevda işidir. Öyle rahat rahat, ben belediye başkanı oldum yok. O inceliği, o güzelliği yakalayacaksın. O heyecanı yakalayacaksın.
'Efendim, ama işte mimarlar odası ne der? Mimarlar odasının böyle bir derdi yok ki. Varsa başımız, gözümüz üstünde. Ama bir deseler bize 'Ya şöyle, şöyle yapsanız çok güzel olacak.' Aslında
sivil toplum örgütlerinin yapması gereken bu değil mi? Bu. Ama bunu yapmazlar. Tam aksine hemen Danıştay'a
dava açarlar, bilmem nereye dava açarlar. Bunlar yapılmasın derler.
Bir de belediyelerimiz bunlarla uğraşır. Yapılacak olan bir çok şeyi şu anda yapamıyorsak inanın bu odalar sebebiyle yapamıyoruz. Bunu da burada halkımın özellikle duymasını istiyorum. Yapamıyoruz. İstemiyorlar. Çünkü halka çok uzaklar ve her şeye yaklaşımları ideolojik. 'Ülkem bir şey kazansın'. Yok böyle bir dertleri."
Başbakan Erdoğan, konuşmasının son bölümünde, partililerin ve tüm Türk milletinin Kurban Bayramını kutladı.