DTP Genel Başkanı
Ahmet Türk,
Filistinde yaşananların herkesin vicdanını rahatsız ettiğini belirterek "Ama inanın ki
Kürt sorunu bugün Filistin ve
İsrail sorunundan daha büyük, daha kapsamlıdır" iddiasında bulundu.
Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Avrupa Birleşik Sol/İskandinav
Yeşil Sol konfederal grubunun ev sahipliğinde düzenlenen ''AB,
Türkiye ve
Kürtler'' konferansında konuşan Ahmet Türk, "Türkiye'de 20 milyon Kürt yaşadığını" kaydederek, bunların yüzde 90-95'inin AB üyeliğine
destek verdiğini söyledi.
AK Parti'nin 2002 yılında iktidara geldiği dönemde "
küçük de olsa AB yolunda yaptığı reformları önemsediklerini" anlatan Türk, "Statükoya karşı
zafer kazanmış bir partinin AB'den başka hiçbir çaresi yoktu" diyerek söz konusu reformların "benimsenmeden, çaresizlik nedeniyle yapıldığını" bildirdi.
Türk, şöyle konuştu:
"
Kürt sorunu çözülmeden Türkiye'nin
demokratikleşme şansı yok. Yine Kürt sorununun çözümsüzlüğü bugün militarist, bugün Türkiye'nin statükosunu belirleyen, 'cumhuriyetin sahibi biziz' diyenleri ayakta tutan bir güç olarak öne çıkıyor. Çünkü Türkiye'de
evet siyasi partiler var, hükümetler var ama Türkiye'de bugüne kadar değişmeyen bir mantık var. Belli bir kesim, elit kesim, güçlü kesim, 'bu cumhuriyeti biz kurduk, siyasi partiler ve parlamento ancak belirlediğimiz sınırlar içinde
siyaset yapacak' mesajını hep vermiştir, vermektedir. İşte bu elit kesimlerin gücü ve iktidarı yıkılmadığı müddetçe Türkiye'nin değişmesine imkan yok. Ama bu kesimler Kürt sorununun da çözülmesini istemiyor. Çünkü Kürt sorunu çözüldüğü zaman bu elit ve seçkin kişilerin bu ülkede yapabilecekleri fazla bir şey yok."
''Kürtlerin hiçbir zaman Türkiye'yi bölmek istemediklerini'' ileri süren Ahmet Türk, "Tam tersine Türkiye'nin bütünlüğü içinde, halkların kardeşliğini esas alarak, özgür ve eşit birlikteliğini savunan bir mantığa sahibiz. Hep bunu söyledik. Çünkü Ortadoğu'daki etnik milliyetçiliğin, mezhepsel çatışmaların bölgeye ne kadar zarar verdiğini bilen insanlarız" diye konuştu.
Projelerinin, siyasetlerinin halkların kardeşliği üzerine olduğunu söyleyen Türk şöyle devam etti:
"Projelerimiz de
demokratik özerklik üzerinde şekillenmiştir. Kürtlerin kendi coğrafyasında kendilerini özgürce yönetebileceği sosyal, siyasal,
ekonomik, kültürel alanlarda kendilerini ifade edebileceği bir
yönetim anlaşılıyor. Türkiye'nin bütünlüğü içinde kimliğinin anayasal güvence altına alınması, anadiliyle eğitim yapma hakkı, bunlar istenmektedir. Bugün günümüz dünyasında da bunlar çok basit, meşru ve makul taleplerdir. Şimdi bunların hiçbiri yerine getirilmezken sanki Kürt sorununun çözümsüzlüğünün kaynağı Kürtlerdenmiş gibi bir yaklaşım sergileniyor."
Konuşmasında Filistin-İsrail sorununa da değinen Türk, '' Bugün Filistin-İsrail sorununun dünyayı, hepimizi, vicdanlarımızı ne kadar rahatsız ettiğini görüyoruz. Ama inanın ki Kürt sorunu bugün Filistin ve İsrail sorunundan daha büyük, daha kapsamlı'' dedi.
Eski DEP milletvekili
Leyla Zana da yaptığı konuşmada "Yalnızca 24 saat yayın yapan
Kürtçe bir televizyon ile sorun çözülemez. Çözüme ulaşmakta ancak katkı sağlayabilir" ifadesini kullandı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman
Baydemir de
OECD üyeleri arasında gelir dağılımı en bozuk ülkenin Türkiye olduğunu söyleyerek, Kürtlerin yoğun yaşadığı 21 ilin kişi başına düşen gelirde AB ortalamasının yüzde 12'sine karşılık geldiği görüşünü savundu.