Aralık ayına kadar partinin Ümraniye ilçe başkanı olan Öztürk Oran’ın 5 kurumun yönetiminde görev aldığı ortaya çıktı. Ayrıca Oran’ın sahip olduğu şirket, devletten destek almış.
‘Ballı maaş’ uygulamasının son örneği Vakıfbank’ta yaşandı. AKP Ümraniye İlçe Başkanlığı’nı geçen aralık ayında bırakan Öztürk Oran’ın, başkanlıkta bulunduğu 30 Nisan 2014 tarihinde Vakıflar Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine seçildiği ortaya çıktı. Öztürk Oran, Vakıfbank Yönetim Kurulu üyeliğinin yanı sıra Vakıf Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu başkanlığı, Vakıf Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu başkan vekilliği, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi ve İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyeliği yapıyor. Aralık ayında yapılan AKP Ümraniye 5. Olağan Kongresi’nde aday olmayarak ilçe başkanlığı görevini bırakan Öztürk Oran, Vakıfbank’ta yönetim kurulu üyeliği ile birlikte bankanın yönetimi açısından kritik iki görev daha yürütüyor. Oran, Vakıfbank Kredi Komitesi yedek üyeliği ve bankanın yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi, yönetim kurulu ve üst yönetimin performans değerlendirmesi gibi önemli konularda karar veren Vakıfbank Kurumsal Yönetim Komitesi’nin de üyeliğini yapıyor. The Wall Street Journal’ın haberine göre ise Vakıfbank Yönetim Kurulu üyelerinin 2014 yılında aylık ücretleri net 9 bin 250 lira. Banka ayrıca ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık net maaş tutarında ek maaşları ile yönetim kurulu üyeleri yıllık 148 bin lira ücret alıyor.
Öztürk Oran’ın Ümraniye ilçe başkanı olduğu dönemde bankacılık faaliyetlerinin yanında sağlık alanındaki girişimleri de dikkat çekiyor. Bir ilaç firmasına ortak olan Oran, aynı zamanda bir Ar-Ge şirketinin de ortağı. Ar-Ge şirketi, geçtiğimiz günlerde ürettiği boğaz KİT’i yani boğaz testi ile gündeme geldi. Antibiyotik kullanımının gerekli olup olmadığını belirleyecek olan boğaz testi Sağlık Bakanlığı destekli. Ayrıca SGK tarafından ödeme kapsamına alınan testin hastanelerde kullanımının Sağlık Bakanlığı’nca zorunlu hale getirilecek olması da dikkat çekiyor. Fiyatlandırma komisyonundan geçerek Sağlık Uygulama Tebliği’ne de giren testin devlete maliyetinin 400 milyon lira olacağı hesaplanıyor.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, bu testin basında abartıldığını vurguluyor. Ergönül, “Türk Klinik ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği başkanı olarak bunu söylüyorum, elbette tanı konulması önemli. Ama şöyle bir yanlış anlaşılma olmamalı, tek bir test üzerinden tanı konulma gibi bir düşünce doğru değildir. Sanki bir test çıktı, kullanılacak, yanlış olup olmadığını söyleyecek. Halbuki bu sadece bir mikroba yönelik tanı testi. Oysa birçok mikrop var. Burada doğru tanı konulursa tabii ki antibiyotikler daha doğru kullanılır ama tek başına bir test ile bu anlatılamaz. Burada yanlış ifade edildi, basında yanlış bir kanı oluştu. Biz buna toplumu yanılttığı için tabii ki karşı çıkarız.” değerlendirmesini yaptı.
Daha önce bir gazeteye konuşan enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy ise testin sadece faranjitten kaynaklanan bakterilere yönelik olduğunu açıklamıştı. Eraksoy, testin diğer durumlarda bir işe yaramadığını ise, “Bu bakterinin boğazda bulunup bulunmadığını belirleyerek hızlı tanısını sağlar ve gereksiz antibiyotik kullanımını önler. Ama bütün enfeksiyonlar faranjitten kaynaklanmıyor ki, onun dışındaki durumlarda bu test bir işe yaramaz. Diğer enfeksiyonlar daha farklı testler ve değerlendirmelerle anlaşılabilir. İnsanın başına gelebilecek enfeksiyonlar sadece boğaz ağrısı mı? Başka durumları çözmez.” ifadeleri ile açıklamıştı.