Baykal 'derin hesap' peşinde
CHP lideri Deniz Baykal'ın, çarşaflı kadınlara parti
rozeti takmasının yankıları sürüyor.
Baykal, dün Grup Toplantısı'nda "kimseye
kıyafet dayatamayız" diyerek kendisini savundu.
İnsan duyduklarına inanamıyor.
Yıllardır başörtülü
genç kızlara üniversite kapılarını sürgüleyen CHP değilmiş gibi...
Konuşmasında dilinin altındaki baklayı da çıkardı aslında:
"Bu memleketin kadınlarının yüzde 70'i örtülüdür. Örtülülerin bir kısmı yazma, bir kısmı
türban, çok azı da çarşaflıdır."
Yerel
seçimler geliyor. Baykal, son genel seçimlerde başörtüsü karşıtlığının
AK Parti'yi nasıl patlattığını gördü.
Muhafazakar oyları bölmenin tek yöntemi, onların gönlünü almaktan geçiyor.
CHP'nin hamlesi "ilkesizlik" gibi gözükse de, "birkaç milyon oy için" değmez mi?
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Ertuğrul Özkök, dün yazısında, Baykal'ın açılımının önemine dikkat çekti:
"Akıllı bir çağdaş parti, ... Türkiye'yi, AKP'nin
inanç monopolünden kurtarabilir.
O zaman
siyasette eşitlik başlar.
Türban perdesi kalktığında, arkasından çöken ekonomi, işsizlik, eğitimdeki sefalet, şehirlerdeki çirkinlik, artık ayyuka çıkan yolsuzluklar, akraba ve yakın kayırmaları iyice ortaya çıkar".
Siyasetin kurdu Baykal'ın bütün bunlar üzerine hesaplar yapmadığını düşünmek, saflık olur.
Nasıl olsa, seçimlerden sonra rozet töreninin üzerine
siyah bir "çarşaf" çekilebilir.
Önemli olan, başörtüsünün değil, perdenin kalkması...
Siyaset de bu değil mi?
CHP'nin, AK Parti'yi zora sokma yöntemi sadece "çarşaf" değil.
Görüştüğüm tecrübeli siyasiler, başka tehlikeli oyunlara da işaret ettiler.
CHP ile DTP arasında resmi olmayan bir "
yerel seçim ittifakı" sağlandığı iddiasındalar.
Buna göre CHP, kazanması mümkün olmadığı illerde zayıf adaylar gösterecek.
DTP adaylarına, AK Parti karşısında açık olmayan bir
destek verecek.
DTP'liler ise, büyük şehirlerde CHP'yi destekleyeceklerini açıktan ifade ettiler zaten.
"AK Parti oy patlaması yapmasın, çok belediye kazanmasın" düşüncesiyle alınmış büyük bir risk bu...
Ters teper mi? Göreceğiz...
Ancak, CHP'nin "tabu yıkan" yaklaşımlarına, ricali devletin sessiz desteği, AK Parti karşıtı "derin hesapların" bir göstergesi.
Şayet kara çarşaflı kadınlara rozeti takan AK Parti Lideri Recep
Tayyip Erdoğan olsaydı, "
laiklik karşıtı odak olmak" ne demek çarşaf çarşaf görürdük.
Başbakan daha dikkatli olmalı!
AK Parti'ye, yerel seçim sürecinde kurulan bir diğer "derin tuzak" da, Başbakan Erdoğan'ın olduğundan 'şahin' gösterilmesidir.
Gerçi Erdoğan, reformcu siyasi tavırlarında dünden bugüne bir değişim olmadığını savunuyor.
Tamamen haklı da olabilir.
Ama, kamuoyuna pompalanan
algı, askerin
terörle mücadele politikalarına uyum sağlayan,
sivil çözüm cesaretini yitirmiş bir AK Parti'dir.
Açıklamalarının "ya sev ya terk et" noktasına çekilmesi de bunun göstergesi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bile tokalaştığı Meclis'teki DTP'liler ile restleşmesi de bu algıya güç katıyor.
Şırnak ve
Batman gibi asker oylarının sonuca etki ettiği bölgelerde, şahin politikalar sonuç verse de,
Diyarbakır gibi illerde ters tepebilir.
Yerel seçimlere yaklaşık beş ay var.
Ama, siyasette derin hesaplar şimdiden sahne aldı.
Çarşafa kucak açmalar, gizli ittifaklar, algı pompalamalar...
"İkinci parti olursam çekilirim" diyen Erdoğan, artık daha dikkatli olmalı.
Erhan BAŞYURT - Bugün