TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) ile ilgili önerisine karşı çıkarak, "Barolar Birliği Başkanı sıfırdan yargılamanın önünü açacak bir süreç ve af öneriyor. Bu yargılamada, yargılananların küçüğü büyüğü tahliye olur. Eğer bu önerisi kabul edilirse, darbe suçunun da cezasız kalma ihtimalini içeren bir süreçle karşı karşıya kalırız" dedi.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, "Ben burada içerisinde ciddi insan hakları ve demokrasiye karşı tehlike içeren bir darbe suçunun da cezasız kalma ihtimalini içeren bir süreçle karşı karşıya olduğumuz söylüyorum. Barolar Birliği Başkanının önerisi kabul edilirse bu direkt tahliyeleri getirir ve ardından Dev-Genç davasında gördüğümüz gibi 30 yılı bulan yargılamalar ve cezasızlık durumuyla karşı karşıya kalırız" dedi.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nda düzenlediği basın toplantısında TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun sıfırdan yargılanma fikrini eleştiren TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, yeniden yargılanmanın başka, sıfırdan yargılanmanın başka anlam taşıdığını söyledi. Yeniden yargılamanın kanunlarda mevcut bir durum olduğunu belirten Üstün, "Yeni bir delil ve şahit varsa her zaman ortaya konabilir. Ama bunu hakimin takdirine bırakmadan bir seferde kanunla getirilebilir. Feyzioğlu'nun önerdiği sıfırdan yargılamadır. Ağır olduğu iddia edilen dosyaların incelenmesi, savunma ve ifadeler süreçlerini barındıran çok uzun süreçler içeren bir sistemden bahsediyor. Sayın Başbakanımızın bahsettiği yeniden yargılamayla, Feyzioğlu'nun bahsettiği yetkinin kaldırılması meselesi çok farklı durumlar" diye konuştu.
AK Parti'nin ve hükümetin bir çalışma yürüttüğünü belirten Üstün, "Partimizin ve hükümetimizin bu konudaki görüşü daha netleşmedi. Netleşince bizler bu kararın arkasında duracağız. Ancak Feyzioğlu'nun teklifine baktığımızda daha önce biliyorsunuz özel yetkili mahkemeler kaldırılmıştı. Geçici ikinci madde ile birlikte özel yetkili mahkemelerin ellerindeki davalar bitene ve kesinleşinceye kadar bu yetkilerinin o davalar için devam etmesi hükme bağlandı. Bu çerçevede bazı davalar sonuçlandırılabildi. Burada dava bitmiş ve bu davada bir yanlışlık var ise önümüzde tüketilmesi gereken bir takım süreçler var. Bunlardan bir tanesi bir yanlışlık varsa mutlaka Yargıtay'da aynı Balyoz davasında olduğu gibi ince ayar bir çalışma ile mağdur olan kişilerin mağduriyetlerini gidecek Yargıtay'ca bir karar çıkarabilir. İkincisi, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakları vardır. Bu henüz tüketilmemiştir ve zamanı da gelmemiştir. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının nasıl etkin bir rol olduğunu son milletvekili tahliyelerinde görmüş olduk. Üçüncü hak olarak da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitme hakları mevcuttur. Bu süreçler ortada dururken verilmiş kararı tümden ortadan kaldıracak ve daha sonra yeniden yargılama demiyorum, bilerek kullanıyorum bu kelimeyi, sıfırdan bir yargılamanın önünü açacak bir süreci öneriyor Barolar Birliği Başkanı" şeklinde konuştu.
"Bu demektir ki, sıfırdan bir dava başlar ise bütün deliller yeniden toplanacak, ifadeler yeniden alınacak, savunmalar yeniden yapılacak ve dolayısıyla bizim önümüzde 4-5 yıllık bir yargılama süreci olacak demektir" açıklamasında bulunan Üstün, "Son Anayasa Mahkemesi'nin uzun tutukluluk süreçleri ile vermiş olduğu iştahatı da göz önüne aldığımızda bu yargılama süreci sırasında yargılananların küçüğü, büyüğü burada tahliye olur. Burada tutuklu bir kişi kalmaz. Dolayısıyla Barolar Birliği Başkanı hemen tahliyeyi öneren veya içeren bir öneri sunuyor aslında. Yargılama usulleriyle bir affı öneriyor. O bakımdan ben burada içerisinde ciddi insan hakları ve demokrasiye karşı tehlike içeren bir darbe suçunun da cezasız kalma ihtimalini içeren bir süreçle karşı karşıya olduğumuz söylüyorum. Barolar Birliği Başkanının önerisi kabul edilirse bu direkt tahliyeleri getirir ve ardından Dev-Genç davasında gördüğümüz gibi 30 yılı bulan yargılamalar ve cezasızlık durumuyla karşı karşıya kalırız. Demokrasi, insan hakları ve özgürlüklere karşı işlendiği iddia edilen suçlarında cezasız kalması ihtimaliyle karşı karşıya kalırız" ifadelerini kullandı.
Avrupa'da Türkiye kökenlilere yönelik ırkçı saldırılara ilişkin raporu açıklayan Üstün, "Irkçı eylemlerden insanların şikayetçi olma sayısı 70, ancak bu sayı çok daha fazla, insanlar 'nasıl olsa sonuç çıkmaz' diye başvuruda bulunmuyor. Eylemlerde en çok hedef alınan yerler camiler. Irkçılık maalesef Avrupa'da devam etmekte. Aşırı sağcı ırkçı partilerin oylarının Avrupa'da yüksek olduğunu görüyoruz" dedi.