Sayın Cumhurbaşkanı,
Başbakan,
Meclis, YÖK ve
Anayasa Mahkemesi Başkanları, herkes AKP’li ‘’ diye konuştu.. Sıkıştığında ve tıkandığında, eleştirildiğini ve engellere takıldığını öne süren Hükümetin,
Anayasa değişikliği dahil tüm uygulamalar için gerekli
yetki ve güce sahip olduğunun altını çizdi.
Saadet Partisi’nin,
iktidarı sadece eleştiren bir yaklaşım içinde olmadığına da işaret eden
Kurtulmuş, ‘’Siyasette bir ilktir bu, biz hükümeti başarılı bulduğumuz durumlarda, yazılı bir şekilde teşekkür de ettik.
Suriye ve
Davos için düşüncelerimizi ilettik’’ dedi. Muhalafet-İktidar kutuplaşmalarında, yaşanan üslup ve yöntem hatalarına, belden aşağıya vurmalara,
hakaret ve yakışıksız söylemlere de değinerek, ‘’Saadet Parti’si olarak,
siyaset anlayışına yakıştıramadığımız bu yaşananları doğru bulmuyoruz . İcraatları olan hükümetin eleştirilmesi çok doğaldır, ama bunun da bir üslubu olmalı’’ sözlerini kaydetti
. Geçmiş Hükümetler Dönemi, 8 Yıl öncesinde Kaldı!
Hükümetin, yapılan eleştiriler karşısında, geçmiş dönemdeki yönetimleri hatırlattığını ve yanlışların yarıştığı bir kutuplaşma siyasetinin içinde bulunduğumuzu söyleyen
Numan Kurtulmuş ‘’Geçmiş hükümetler 8 yıl öncesinde kaldı, 7 yıldır ne yapılmış ya da yapılamamış ona bakalım’’ diye konuştu. İşsizliğin ve yoksulluğun giderek artan
Türkiye’sinde, IMF programları peşinde koşan bir
AK Parti Hükümeti olduğunu söyleyerek, ‘’ Eğer şimdiye kadar, IMF ile bir
anlaşma yapılmadı ise bu, Saadet Partisi sayesinde olmamıştır. IMF talimatlarına
boyun eğen bir
ülke olmamalıyız.’’ dedi. İktidarı sürekli yanlış
politika izlemekle eleştirerek’’ Siyasi partiler ve kişiler geçicidir. Önemli olan geride ne bıraktığımız. Ülke meseleleri asla siyasi
rant malzemesine dönüştürülmemeli’’ sözlerini kaydetti.
. İkisi de Komik!
Başbakan Yardımcısı ve
Devlet Bakanı olan
Bülent Arınç ‘a düzenlenen suikast için ‘’İster politikacı olsun, ister sokaktaki vatandaş, herkesin güvenlik içinde olması önemlidir. ‘’ diyen
Numan Kurtulmuş, ‘’Muhalefeti ve İktidarı, olaya ilişkin yaklaşımları için
komik buluyorum. Geçmişte yaşanan suikast girişimlerine de , bir çok kez
tanık olduk. Olayın ciddiyetinden uzak, bu şekilde konuşulması çok vahimdir ve rasyonel bir tarafı da yoktur.. Türk yargı sisteminin gerçekleri su yüzüne çıkarması için sabırlı olmalıyız ’’dedi.
Gölge Olanın, Gölgesi Olmaz!
‘’Gölge olanın gölgesi olmaz’’ diyen Saadet Partisi Genel Başkanı,’’Sayın
Erbakan, 40 yıllık tecrübesi ile saygı duyduğumuz bir isimdir Ama ne
seçim kampanyalarımızda ne de toplantılarımızda hem kendisine bir şey sorulmamış, hem de Sayın Erbakan bir imada bulunmamıştır. İş dünyası ve üniversite camiası başta olmak üzere
genç ve dinamik bir kadro ile Saadet Partisi daha da güçlenmektedir. Artık yanlış algıların ve geçmişin bir kenara bırakılması gerekir. Akıllı siyaset
vesayet altında olmaz ‘’ diye konuştu. Genel Başkan, kayıp trilyonların hesabının verilmesi eleştirilerine de karşılık vererek, ‘’
Kayıp trilyon davası, 28
Şubat döneminde, antidemokratik şartlar altında açılmıştır. Hangi holdingin hangi haksızlığı varsa hesabının verilmesi önemli, Devletin bu tür uygulamalarda, çok dikkatli olması gerekir’’ dedi. ‘’Kamunun hak ve hukuku, millete verilen sözler bizim için her şeyden önce gelir. Öbür dünyada
hesap verileceğine inanan bir maneviyat ve vicdan anlayışımızla yol almak amacındayız.11-12 yıllık bir siyaset geçmişim var. Hiçbir zaman yapamayacağımız, tutamayacağımız sözler vermedik.
Harun gibi gelip,
kanun gibi gitmeyeceğiz .Bizim en büyük güvencemiz dürüstlüğümüzdür ‘’ açıklamasında bulundu ‘’Kamuoyunda, asla, Saadet parti’sine oy vermem diyenlerin oranı %14-16’lara düştü. Bu, milletimizin %85’nin artık, bize oy vermeyi düşündüğünü gösterir’’ sözlerini kaydetti.
Biz Parlamentoda Olsaydık!
‘’Saadet Partisi olarak, eğer biz, parlamentoda olsaydık demokratik açılımın ne hükümetin tarafından, eline yüzüne bulaştırılmasına ne de muhalefet tarafından sokağa düşürülmesine izin vermezdik. ‘’ diyen Numan Kurtulmuş, hükümeti, Türkiye’yi küresel sömürü ağlarına hapsetmeye çalışmakla eleştirdi. IMF’nin bekleme salonlarında zaman geçirmenin, ülke adına tekrarlanan bir süreç olduğuna dikkati çekerek, 7 yıl içinde, sayısız kere,
İncirlik Üssü’nün, bölgedeki ülkeleri işgal etmek ve bombalamak için kullanılmasına da tepkili olduğunu ifade etti. 2004-7 yıllarına işaret ederek, ‘’Türkiye ‘ye her gün
Dubai modeli örnek gösterildi. Sadece küresel şirketlerin şovrumu olan bu model, Dubai’de bile karşılık bulamadı. Hele ki Türkiye için zaten olmazdı.’’ sözlerini kaydetti..