BM'DE TARİHİ TÜRK GECESİ - KARELER
Dışişleri Bakanı
Babacan,
Türkiye'nin Batı
Avrupa bölgesinden
BMGK seçimlerini 1. turda 151 oy alarak büyük farkla kazanmasının ardından BM binası önünde Türk gazetecilere açıklamada bulundu.
Babacan, 48 yıl aradan sonra Türkiye'nin yeniden BMGK üyeliğine seçildiğini belirterek, seçimlerde bugün 192
ülkenin oy kullandığını ve Türkiye'nin oy kullananların 151'nin oyunu aldığını ve bunun yaklaşık yüzde 80'e varan bir oran olduğunu söyledi.
Türkiye'nin BMGK'ya seçilmesinin, Türkiye'nin 5 yıldır sürdürdüğü yoğun çabanın sonucu olduğunu belirten Babacan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün
Dışişleri Bakanlığı döneminde ve Cumhurbaşkanlığına seçildikten sonra, Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tüm görüşmelerinde Türkiye'nin BMGK üyeliğini sürekli gündeme getirdiğini, kendisi ve diğer bakan arkadaşlarının da muhataplarıyla görüşmelerinde bunu gündeme getirdiklerini anlattı.
Ali Babacan, başta Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Baki İlkin olmak ve Ankara'da Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı
Ertuğrul Apakan olmak üzere tüm Dışişleri Bakanlığının son 5 yıldır Türkiye'nin BMGK adaylığına adeta ''kilitlendiğini'' belirtti.
Babacan, Türkiye'nin 1 Ocak 2009'da BMGK'da görevine başlayacak olması dolayısıyla Dışişleri Bakanlığının görev yükünün artacağını da belirtti.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan,
Birleşmiş Milletler Genel
Kurul (BMGK) seçimlerini büyük farkla kazanan Türkiye'nin sınavının aslında şimdi başladığını, bu sınavı başarıyla vereceklerinden de emin olduğunu söyledi.
Babacan, Türkiye'nin Batı Avrupa bölgesinden BMGK seçimlerini 1. turda 151 oy alarak büyük farkla kazanmasının ardından BM binasının önünde Türk gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Babacan, Türkiye'nin BMGK'ya seçilmesinin sadece Türkiye'nin ülkelerden
destek talebi istemesiyle olmadığını, Türkiye'nin seçilmesinin Türkiye'nin son yıllarda da neler yaptığıyla yakından ilgisi bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin yaptığı siyasi,
ekonomik reformlarla, son yıllarda giderek dünyanın takdir ettiği diplomasi başarısıyla artık çok daha farklı algılanmaya başladığını belirten Babacan, Türkiye'nin Pasifik'teki
küçük ada devletlerinden Afrika'nın dört bir yanına kadar, tanındığını ve takdir edildiğini kaydetti.
''Bu durum Türkiye olarak onur duyacağımız, kıvanç duyacağımız bir gelişme'' diyen Babacan, Türkiye'nin kendi içinde yaptığı reformların yanı sıra,
Kafkasyada, Balkanlarda, Orta Doğu'da, Orta Asya'da,
Afganistan,
Pakistan gibi ülkelerde barışa, istikrara, güvenliğe önemli katkılar sağladığını belirtti.
Bakan Babacan, Türkiye'nin bu bölgelere sadece barış için asker ve polis göndermediğini, aynı zamanda
kalkınma desteği, insani
yardım, eğitim ve sağlık konusunda destek de verdiğini belirterek, Türkiye'nin yardım alan bir ülke pozisyonundan yardım eden bir ülke konumuna yükseldiğini vurguladı.
Türkiye'nin son 3 yıldır uluslararası alanda yaptığı yardımlara bakıldığında bu miktarın yılda 700 milyon dolar ile 1.1 milyar dolar arasında olduğunu ifade eden Babacan, bunun sadece resmi devlet rakamı olduğunu, bunun üzerine
sivil toplumun da çok büyük destek verdiğini ve dolayısıyla artık Türkiye'nin dört bir köşesinde varlığı ve yardımlarının hissedilir olduğunu söyledi. Babacan bu durumdan bütün Türk vatandaşlarının kıvanç duyması gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin özellikle son 1 yıl içinde
Suriye-
İsrail barış görüşmelerinin başlamasında, Lübnan'da istikrar ve huzurun sağlanmasında,
Irak'ın istikrarının güçlendirilmesinde, Kafkaslarda
Rusya ve
Gürcistan arasındaki sorunların çözüm yoluna girmesinde ve Balkanlarda son derece etkin olduğunu anlatan Ali Babacan, Türkiye'nin bu kapsamda pozitif gündemiyle, sorunların çözümünde diyaloğu ve diplomasiyi temel aldığını, sorunların barışçıl yollarla çözülmesini istediğini söyledi.
Türkiye'nin bu kapsamda takdir edildiğini kaydeden
Dışişleri Bakanı Babacan, artık Türkiye denilince dünyada hep olumlu şeylerin akla geldiğini vurguladı.
Babacan, bugün Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerinin olumlu yönde geliştiğini, Yunanistan'la ilişkilerde olumlu bir döneme girildiğini,
Kıbrıs'ta görüşme sürecinin devam ettiğini, Suriye ile ilişkilerin değiştiğini, İran'la ilişkilerin çok farklılaştığını ve
Ermenistan ile ilişkilerin de yıllar sonra artık yeni bir sürece girdiğini, sorunların çözümüyle ilgili olarak diyaloğa başlandığını kaydetti.
OYLAMA
Bugünkü
oylamanın gizli olduğunu ve ülkelerin kime oy verdiğini bilmenin mümkün bulunmadığını belirten Babacan şöyle konuştu:
''Dolayısıyla (Aman Türkiye ile ilişkileri iyi tutayım, Türkiye'ye oy vereyim ki oradan da bir şey sağlarım) diyerek verilmiş oylar değil bu oylar. Gerçekten ülkeler kendi iç pozisyonları olarak gönülden Türkiye'yi destekliyorlar mı desteklemiyorlar mı? Aslında bugünkü oylamada bu çok somut olarak ortaya çıktı.''
Babacan, Türkiye'ye oy vermeyen 41 ülkenin dahi daimi temsilcileri ve bakanlarının kendilerine gelip daha önceden taahhütleri bulunduğu için Türkiye'ye oy veremediklerini, ama ''gönüllerinin ve desteklerinin Türkiye'den yana olduğunu'' söyledikleri belirtti.
''Dolayısıyla acaba o 41 ülke Türkiye'ye karşı farklı bir tavır içinde mi diye düşünmeye hiç gerek yok. Ben eminim ki, onların pek çoğunun gönlünde de Türkiye var, onlarda aslında bizi destekleyen ülkeler'' diye konuşan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bundan sonraki dönem üzerimize ağır bir sorumluluk yüklüyor, bu kadar ülkenin desteğini aldıktan sonra artık omuzlarımızda o sorumluluğun ağırlığını, yükünü şimdiden hissediyoruz doğrusu. Kolay değil, 2 yıl boyunca dünyanın dört bir köşesinden sorunlar önümüze gelecek, bu problemlerin çözümünde tutum ve kararlar almamız gerekecek ve bazen tercihler yapmamız gerekecek. Bunları yaparken hep belli ilkeler çerçevesinde yapmamız gerekecek. Türkiye'nin sınavı aslında bundan sonra başlıyor. Türkiye uluslararası toplum karşısında önüne gelen her durumda hep doğruları yapan, hep ilkeli davranan bir ülke olmaya devam etmesi gerekiyor, bunun için çalışacağız.''
Babacan, bu durumun Dışişleri Bakanlığının üzerindeki yükü de artıracağını belirterek, artık Türk diplomatlarının çok farklı meselelerle de uğraşmaya başlayacağını ifade etti.
Bakan Babacan, ''Biz bu yükün altından da alnımızın akıyla kalkacağımızı, başarılı olacağımızı düşünüyoruz. Türkiye bunu gerçekten hak etmiştir'' dedi.
Babacan sözlerinin sonunda ''Önemli bir yük, önemli bir sorumluluk altına giriyoruz ve bu 2 yıllık önemli sınav döneminden Türkiye'nin başarıyla geçeceğinden kuşkum yok'' dedi.
TÜRKİYE 151 OY ALDI
2009-2010 dönemi BM
Güvenlik Konseyi geçici üyeliği Batı Avrupa Grubunda seçimlerinde Türkiye'nin 151,
Avusturya'nın 133 ve
İzlanda'nın 87 oy aldığı belirtildi.
BM Genel Kurulu sözcülüğünden yapılan açıklamada resmi sonuçlar verildi. Buna göre oylamada 192 üye oy kullandı, geçersiz hiç oy çıkmadı. Oylamada seçilmek için adayların 128 (üçte iki oy) oy almaları gerekiyordu.
Türkiye 151 ve Avusturya 133 oy aldı ve 128 oyu geçerek BMGK'nın yeni üyeleri oldular.
İzlanda ise 87 oyda kalarak elenmiş oldu.
Diğer 3 geçici üye ise
Meksika (185 oy),
Uganda (181 oy) ve
Japonya (158 oy) oldu.
Yeni 5 geçici üye 1 Ocak 2009'da 2 yıllık görevlerine başlayacak.
BM GÜVENLİK KONSEYİ ÜYELİĞİ NE ANLAMA GELİYOR?
-
Güvenlik Konseyi BM'nin en güçlü organı
- Örgütün diğer organları sadece
tavsiye kararı alabiliyor
- Güvenlik Konseyi'nin karar ve yaptırımlarıysa tüm üye ülkeler için bağlayıcı
Üyelikle birlikte Türkiye Kıbrıs, Irak ve Kafkasya gibi kritik konularda kendi tezlerini doğrudan anlatabilecek.