Hakkâri Millet
vekili Esat Canan, cumhurbaşkanlığı
seçiminde partisi
CHP'nin aksine
Meclis'i boykot etmedi. Erken seçim kararının alınmasının ardından da CHP'den
istifa etti. Şimdi Hakkâri'den bağımsız
aday. Canan,
Köşk oylamasındaki 'haklı duruşunun' vekil seçilme noktasında 'en büyük şansı' olduğuna inanıyor. 367 şartını, '
derin devletin organize bir dayatması' olarak tanımlıyor. Halktan yana tavır aldığını vurgularken, "Vicdanım çok rahat." diyor.
2002 seçimlerinde CHP'den
Hakkari milletvekili seçilen Esat Canan, 22 Temmuz'da bağımsız olarak yarışacak.
22 Temmuz seçimleri için
Türkiye genelinde 726
bağımsız aday yarışıyor. DTP'nin desteklediği adaylar dışındaki tüm bağımsızlar, kendi imkânlarıyla milletvekili olmak için çalışıyor. Bu isimlerden biri de mevcut vekillerden Esat Canan. Partisi CHP'yle fikir ayrılığını kısa süre önce istifa ederek sonlandırdı. Canan, ayrılış sebebini şöyle açıklıyor: "CHP uzun süredir keskin milliyetçi ve statükoya dayalı
halktan kopuk bir
politika izliyor. Bu politika sonucu Doğu ve Güney
doğu'da hiçbir etkinliği kalmadı. Uzun süre parti içinde mücadele ettim; ancak tek başıma başarılı olamadım. Halkın önemsenmediği partiler ne
ülkeye ne de demokrasiye fayda getirir."
Esat Canan, seçim çalışmalarını zor şartlar altında sürdürüyor. Bir ilçeden diğerine gid
erken 20 ayrı
kontrol noktasından geçtiğini kaydediyor. Canan,
Kuzey Irak'a yapılması tartışılan
sınır ötesi operasyona da karşı. Bunun Türkiye'ye zarar vereceğine inanıyor: "Halk huzur istiyor, barış istiyor. Bugüne kadar 20'ye yakın sınır dışı operasyon yapıldı; ama sonuç elde edilemedi.
PKK sorununu Türkiye'de halletmek gerekir. Ayrıca olaya sadece güvenlik boyutuyla, namlunun ucuyla bakılmamalı." Canan, son dönemlerdeki
terör faaliyetleri ve çete olaylarının altında 'seçimi iptal etmeye yönelik gizli bir gayret' olabileceğine dikkat çekiyor.
Şemdinli olayından önce valiyi uyardım
Canan, uzun süredir siyasette olmasına rağmen adını Şemdinli'deki
bombalama olayı ve
cumhurbaşkanı seçimlerindeki tavrıyla duyurdu.
Canan, Şemdinli olayı öncesinde muhtemel bir bombalama konusunda Hakkâri valisi, il
emniyet müdürü ve
jandarma il komutanını uyarmış.
Yüksekova Çetesi'nden sonra devlet görevlilerinin karıştığı bazı çetelerin çok sayıda olayın faili olduğunu iddia eden Canan, şunları anlatıyor: "Abdullah Canan (yeğeni) 1996'da öldürüldü. O zaman Türk mahkemeleri iddialarımızı haklı görmedi; ancak geçtiğimiz günlerde
AİHM bizi haklı buldu. Bana yönelik 'askeri suçluyor, yıpratmaya çalışıyor' deniyordu. 10 yıl sonra AİHM'nin ortaya koyduğu karar haklılığımı gösterdi. Benim amacım kesinlikle askeri suçlamak değil, gerçekleri anlatıyorum. Şemdinli olayından bir hafta önce valiye,
emniyet müdürüne ve jandarma komutanına, o tarihte Hakkâri'de yoğunlaşan bombalamaların büyük bölümünün devlet içine sızmış çeteler tarafından yapıldığını söyledim, 'önlem alın' dedim, alınmadı. 9 Kasım'da Şemdinli'de suçüstü yakalandılar. Keşke önlem alınsaydı, kamu görevlilerimiz şu an cezaevinde olmasaydı."
Cumhurbaşkanlığı oylamasına CHP'den katılan tek isim olan Canan, ilginç iddialarda bulunuyor. Anayasa'nın açık ve net olduğunu, Genel Kurul'un tüm toplantılarda 184'le toplandığını ifade eden Canan, şöyle devam ediyor: "Toplantı yetersayısının 367 olması bir dayatmadır. Derin devlet, 367'yi halkın iradesine dayattı. Ya dayatmadan yana ya da halktan yana olacaktım. Ben tavrımı halktan yana koydum. Davranışım parti disiplinine aykırı olabilir; ama hukuk açısından ve demokrasiye sahip çıkma açısından doğrudur. Vicdanen çok rahatım. Halkın yüzde 90'ı da benim gibi düşünüyor. 367 konusu daha önce hiç gündeme gelmemişti. Bu, derin devlet tarafından organize edilen bilinçli bir dayatma yolculuğuydu. Yolculuğa iyi bakınca başvurunun Mahkeme'den dönmeyeceği de anlaşılıyordu. Ne yazık ki Meclis cumhurbaşkanı seçemedi. Bu, ülke için bir eksiklik, bizim için de bir burukluktur. Bu ayıbı hepimiz üzerimizde taşıyoruz."
Zaman