'Politik düşmanları Erdoğan'ın insafına kaldı'

Amerikalı Türkiye uzmanları, New York’ta bulunan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) seçim sonuçlarının değerlendirmek üzere yaptığı tele-conferansta konuştu.

SHABER3.COM

Etkinlikte konuşan CFR’ın Ortadoğu uzmanı Steven Cook, seçimlerden sonra Türkiye’yi ekonomik sorunlar beklediğini söyledi.

Türk Lirası’nın (TL) 2018’in ilk yarısında yüzde 21 değer kaybettiğine, enflasyonun iki haneli rakamlara kadar çıktığına ve cari açığın büyüdüğüne dikkat çeken Cook, Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu (IMF) programına dahil olması ihtimalinin Erdoğan açısından politik olarak zor olabileceğini söyledi.

“TÜRKİYE EKONOMİK KRİZ İLE YÜZLEŞEBİLİR”

Cook, Türkiye ekonomisinin çöküşüyle ilgili bir çok tartışmaların yapıldığını ifade etti.

Seçim öncesi ve seçim sırasında Erdoğan’ın medya üzerine ezici bir baskı uyguladığını söyleyen Cook, “Medya ya Erdoğan veya Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) yakın dostlar tarafından kontrol edildi. Devletin ajansı (AA), Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçimle ilgili sonuçlarını beklemeden Erdoğan’ın zaferini ilan etti. Tabii ki AKP tarafından atanan YSK üyeleri, onun zaferinin duyurulmasına izin verdi. AKP genel olarak yüzde 7 oy kaybetti. Hiçbir seçim mitingi yapmayan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ise şaşırtıcı bir şekilde yüzde 11 oy aldı.” değerlendirmesinde bulundu.

Seçim sonuçlarının çok bir şey değiştirmediğini iddia eden Türkiye uzmanı, seçimlerde ve oy pusulalarında hile yapıldığını gösteren gerçek delilerin olmadığını belirtti.

“2015’TE OY ÇALINDIĞI İDDİA EDİLMİŞTİ” 

Cook, asıl problem olarak “Erdoğan’ın 2015 genel seçimleri ile 2017’deki anayasa değişikliğini içeren referandumda oy çalındığı iddialarını” gösterdi.

“Bundan sonra Türkiye-ABD ilişkilerinin nasıl olacak?” sorusu üzerine Cook, her iki ülkenin Suriye’de farklı politika izlediğini ifade etti.

İki ülke arasında, değerler ve çıkarlar arasında gerçek farklılıklar olduğunu belirten Amerikalı uzman, “İki ülkenin birbirleri ile uyuşmamaya (farklılıkların olacağı) devam edecek. ABD’nin kendileri için seçenekler oluşturması gerektiğini düşünüyorum. Ama bir kez daha vurgulamam gerekir ki ilişkilerin bozulmasını kastetmiyorum. ABD’nin ilişkilerdeki değişimi yönetmesi için yeni bir yol bulması çağrısında bulunuyorum.” şeklinde konuştu. 

HENRI BARKEY: ERDOĞAN İÇİN BİRİNCİ PROBLEM EKONOMİ

CFR etkinliğinde konuşan Leigh Üniversitesi’nin Türkiye uzmanı öğretim üyesi Prof. Dr. Henri Barkey ise Türkiye’nin çok yakın zamanda ekonomik kriz ile karşılaşabileceğini ve bunun yanında Suriye-Irak’taki Kürtlerin de sorun olabileceğini söyledi.

Türkiye’nin global bir krizde diğer ülkelerden daha erken yüzleşebileceğini belirten Barkey, “Bu da Erdoğan için birinci problem olacak. O da bu soruna odaklanacak.” dedi. Ancak Kürt meselesinin daha da problem olabileceği kaydetti.

“ERDOĞAN DEVLETİ KİŞİSELLEŞTİRDİ” 

Erdoğan’ın bundan sonraki Batı ile ilişkileri ile ilgili soruya Barkey, Türkiye’de kişiselleştirilmiş bir otokrasi olduğunu söyledi.

Barkey, “Erdoğan, ülkedeki her bir tek kurumu, her bir polis memurunu, her bir öğretmeni, her birini kontrolünü elinde tutuyor, bu yüzden çok sıra dışı bir sistem var.” dedi. Barkey, Batı’da böyle bir sistemin olmadığını söyledi. 

Erdoğan’ın bundan sonra yüzleşeceği problemlerde kimseyi suçlayamayacağını savunan Türkiye uzmanı, “Artık bir rakibi yok, 5 yıl iktidarda kalacak. Ancak bu, demokrasi değil. Aynı zamanda diktatörlük de değil. Bu otokrasi. Liderin her şeyi temsil ettiği ve resimlerinin her yerde olduğu kişisel bir otokrasi. Ülkede şu anda her gazete aynı.” dedi.

ERDOĞAN’IN PARADOKSU

ABD’de bulunan Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilip edilmeyeceğine ilişkin soruya Barkey, “Erdoğan’ın aslında Gülen’i gerçekten istediğini düşünmüyorum. Gülen’in burada olması ABD’ye saldırmak için iyi bir yol. Eğer Gülen hapiste olsaydı, o zaman Gülen’deki her şeyi suçlamak için bu bahaneyi yitirir. Bu yüzden paradoksal olarak, Gülen’in burada olmaktan çok mutlu olduğunu düşünüyorum.” şeklinde cevap verdi.

Aynı soruya Cook ise ABD’den birini sınır dışı edilmesinin mahkeme yoluyla gerçekleştirdiğine dikkat çekerek Türkiye’nin bu konuda yeterince delil sunamadığını belirtti.

Cook, Türk hükümetinin dünyanın farklı yerlerinde bulunan Gülen cemaatine mensup kişilerin Türkiye’ye teslim edilmesi için baskı uygulamaya devam edeceğini söyledi.

Erdoğan’ın Türk seçkinlerinin ve Türk devletinin güçleri hakkında derin bir paranoyaya sahip olan politik bir hareketten geldiğini kaydeden Cook, “Erdoğan sadece Türk devleti tarafından baskı altına alınıp ezilen bir İslamcı politik geleneğinden gelmiyor. Çok dikkatli ve çok iyi bir politikacı. Rakibini asla kancanın dışına çıkmasına izin vermiyor. Düşmanları şimdi, bütün gücü kontrol eden Erdoğan’ın insafına kaldı.” değerlendirmesinde bulundu.

GÜLEN’İ RAKİPLERİNİN PEŞİNDEN GİTMEK İÇİN BİR BAHANE OLARAK KULLANIYOR

Barkey, Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri ile ilgili soruya ise, “Erdoğan’ın etrafına baktığımda politik kökenli insanlardan ziyade sadakati olan insanları gördüm. Onlar muhtemelen Erdoğan’ı sert olmaya teşvik ediyorlar.” diye konuştu.

ABD’nin kendi tutuklanan çalışanlar hakkında bile birşey yapmadığını dile getiren Barkey tutuklanan gazeteciler üzerine, “Erdoğan’ın kimseyi serbest bırakmasını beklemiyorum. Umarım yanılıyorumdur.” dedi.

Barkey, Erdoğan’ın sadece Gülen cemaati mensuplarını değil, twettlerini beğenmediği kişileri bile tutuklattığını söyledi.

Cezaevinde yatan bazı gazetecileri tanıdığını ve bunların bazılarının Gülen cemaatine yakın insanlar olmadığını belirten Barkey, ''Gülen etiketi, rakiplerinin peşinde gitmek için kullanılan bir bahane. Bu etiket, yargı sisteminde işini kolaylaştırıyor.” dedi.

“ERDOĞAN, KÜRTLER ÜZERİNDE DAHA SERT OLACAK” 

Bir başka soru üzerine Barkey, seçimlerden önce Irak’a yapılan operasyonu ‘seçmenlere Türkiye’nin Irak’taki PKK ile savaştığını göstermeye yönelik’ bir adımdı değerlendirmesinde bulundu.

Barkey şunları ifade etti: (Kandil'deki) coğrafi şartlardan daha önce bahsetmiştim ki Türk ordusu PKK üslerini işgal edemez. Çok uzaklar ve şartlar çok zor. Bakın, Irak hükümetleri dağlarda Kürtlerin peşine düştü, ama onları yenmeyi başaramadı. Aslında bölgenin doğası gereği yenemedi. Erdoğan Kürtler üzerinde daha sert olacak, ancak Kuzey Irak’taki PKK üslerini işgal edemeyecek.”

İPA HABER
<< Önceki Haber 'Politik düşmanları Erdoğan'ın insafına kaldı' Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER