Yüzünde ve boynundaki izleri gösterip
gözyaşı döken Gümüş, savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Pendik İlçe
Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ise,
Hilmi Gümüş'ün polis memurlarına
hakaret ettiği iddiasında bulundu.
Gece kardeşinin
kavga nedeniyle Pendik Şehit
Yüksel Taşpınar
Polis Merkezi'nde olduğu bilgisini alan Hilmi Gümüş, 3 Haziran 2008 günü saat 23.00 sıralarında karakola gittiğini belirtti. Aracından inerek
polis merkezi bahçesine yaklaştığını ifade eden Gümüş, kardeşini ve diğer şahsı görerek, "Siz niye kavga ediyorsunuz?Arkadaşsınız." şeklinde konuştuğu sırada görevli polis tarafından atılan yumrukla sarsıldığını, dışarı çıkan diğer memurların da kendisini
darp etmeye başladığını iddia etti. Gözyaşlarına boğulan Gümüş, başından geçenleri şöyle anlattı; "Polisler sürekli dövdükleri için güvenlik kameralarının görmemesi için beni binanın bodrumuna götürdüler. Bodrumda da daha çok kafama olmak üzere suratıma şiddetli bir şekilde aralıksız vurmaya başladılar. Bu sırada bana vururlarken birbirlerini de yumrukla değil de avuç içi ile vurmaları konusunda uyardılar. Yüzümde ve çenemde aldığım darbeler sonucu izler oluştu, dişim kırıldı. Kafamda da şişlikler oluştu. Polisler beni 45 dakika dövdü. Polislere sürekli kendilerine bir şey söylemediğimi ama gerekeni ertesi günü savcılıkta yapacağımı söylediğimde bir yandan hayalarımı tekmelerken, bir yandan da küfürler ettiler."
Avukatı
Sinan Koman'ın karakola gelmesi ile dayağın son bulduğunu ifade eden Gümüş, nezarette iken su istemesine rağmen kendisine su verilmediğini söyledi. Gümüş, "Beni dayak olayından ancak bir saat sonra
avukatımın aracılığı ile Pendik devlet hastanesine götürdüler. Pendik'teki doktorlar beni buradan Dr. Lütfi Kırdar
Kartal Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
beyin cerrahi servisine sevk ettiler. Eğitim Araştırma hastanesindeki doktor bana beyin travması geçirdiğimi söyledi.Ancak doktorun bu teşhisi ile beni hastaneye götüren polisler dalga geçerek 'Senin kafanda zaten
çatlak varmış' dediler." şeklinde konuştu.
Davacı olduğunu belirten Gümüş, suç teşkil edebilecek hiçbir davranışta bulunmadığını ve hiçbir şey söylemediğini kaydetti.
-AVUKATI: "MÜVEKKİLİME BİR BARDAK SU VERMEDİLER"-
Hilmi Gümüş'ün avukatı Sinan Koman ise, yaşananları şöyle anlattı; "Müvekkilim beni aradı ve karakola gelmemi söyledi. Ben karakola gittiğimde müvekkilim karakolda değildi, hastaneye götürülmüştü. Hastaneden geldikten sonra kendisi ile müdafi odasında görüştüm. Durumu iyi değildi, yüzünde ve vücudunun çeşitli yerlerinde fiili şiddete maruz kalmaktan dolayı darp izleri görülüyordu. Ayrıca kendisinde bir
halsizlik ve konuşmasında güçlük çektiğini gözlemledim. Bunun üzerine görevli memurlardan müvekkilime su istedim. O anı çok ilginç olması dolayısıyla iyi hatırlıyorum. Karakolda görevli memurlardan müvekkilim için bir
bardak su getirmeleri konusunda ricada bulundum, ancak bana karakolda su olmadığını söylediler. Ben de onlara 'Demek ki sizin vermek gibi bir niyetiniz yok o yüzden vermiyorsunuz' dedim."
Avukat Sinan Koman, konuyu yargıya taşıdıklarını, adaletin yerini bulacağını söyledi. Bu arada, Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ise, Hilmi Gümüş'ün polis memurlarına hakaret ettiği iddiasında bulundu.
CİHAN