"Millet, AKP’nin “bölgede PKK’yı görmemek” manasını taşıyan çılgınlık sürecinin kanlı bedelini her gün ödemeye devam ediyor." diyen Gültekin Avcı, "7 Haziran'dan sonra masanın devrilmesiyle birlikte son iki ayda 118 asker ve polisimiz şehit oldu. Ancak bölgeden gelen haberlere bakılırsa durum çok vahim." diye yazdı. Avcı'dan ses getirecek bir yazı...
PKK’nın korkunç planı
Millet, AKP’nin “bölgede PKK’yı görmemek” manasını taşıyan çılgınlık sürecinin kanlı bedelini her gün ödemeye devam ediyor.
PKK terörüyle hem Kürtler hem Türkler kavruluyor.
İntikal eden bilgilere göre;
KCK ve PKK “durum böyle giderse iç savaş” diyor.
Kandil’den örgüte verilen emir gereği; koruculara silah bırakma ve görevlerinden ayrılma çağrısı yapıldı. Bu çağrıya uymayan korucu aileleri öldürülüyor. Nitekim geçen ay Şırnak’ta bir korucu ailesinden baba oğlu (İsmet ve Cengiz Tatar) öldürüp cesetlerini köprünün altına attılar.
Bölgedeki halk tabanına ilaç ve gıda stoku yapması çağrısı yaptılar.
Hemen belirtelim ki PKK’nın iç savaştan kastı, şehirlerde konuşlandırdığı YDG-H teröristleri ve kırsaldaki HPG teröristleriyle (bölgedeki tüm şehir ve ilçelerde) eş zamanlı saldırılar başlatmak.
Lakin örgüt, güneydoğu ve kısmen doğu bölgeleri dışında sistemli bir hareket sağlayamayacağını iyi biliyor.
Eş zamanlı bir devrimci halk ayaklanmasına şehir ve ilçelerde konuşlu YDG-H teröristlerinin hepsi ikna edilebilmiş değil.
Önemli bir kısmı devletten hâlâ çekiniyor.
APO’nun talimatı bugün gerçekleşti
Nitekim Cizre’de yerleşik en az 1500 silahlı YDG-H teröristinin (2013 rakamıdır) hepsi, operasyonlar sırasında çatışmaya gir(e)medi.
Oysa PKK, doğu ve güneydoğuda şehir yapılanmasını tamamlamıştı.
Örgütün nihai hedefi olan silahlı devrimci halk ayaklanması için bölgede görevlendirdiği silahlı tüm YDG-H terör unsurlarının sayısı bugün on binlerle ifade ediliyor.
Adına “çözüm” denen intihar sürecinde ulaştılar bu sayıya.
Bu militan sayısıyla birlikte şu kritik bilgiyi de hatırlatmak isterim.
Öcalan Kandil'e mektup yoluyla verdiği talimatlardan birinde PKK militan sayısının 100 bine çıkarılmasını istemişti.
Nitekim bu doğru bilgiyi Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan yazmıştı.
AKP ve MİT kontrolündeki çözüm süreciyle Apo’nun bu talimatı bugün gerçekleşti.
Lakin sayısı belirtilen tüm YDG-H unsurları henüz aktif değil.
Şu an bu sayının takriben dörtte biri aktif durumda.
Binlerce silah gömülü durumda.
PKK start verdiğinde tüm YDG-H unsurları gömülü silahları nereden alıp, hangi noktalara hareket edeceğini ve saldırı yapacağını biliyor.
PKK sempatizanı halkla polis ve askerin karşı karşıya bırakılması, halkın arasından ve arkasından yoğun, sistematik saldırı planının harekete geçirilmesi düşünülüyor.
KCK Yürütme Konseyi ve PKK askeri aparatı HPG’nin YDG-H terör unsurlarına verdiği talimat ise şöyle:
“Size dağıttığımız silahları emrimiz doğrultusunda kullanacaksınız.”
Eş zamanlı devrimci halk ayaklanması planlaması il bazında Hakkâri ve Şırnak, ilçe olarak birinci derecede Yüksekova üzerine yapıldı.
İlk hareket Yüksekova’dan bekleniyor.
Ve Beytüşşebap ile Cizre.
Bu 2 il ile 3 ilçenin tamamen alınması ve dışarıyla tüm bağlantılarının kesilmesi planlandı.
Dikkat edilirse PKK saldırı tarzını, büyük ölçüde mayın ve bomba döşeyip zaman ayarlı patlatma şekline dönüştürdü.
Hâlâ anlamadınız mı?
Nitekim Dağlıca ve Iğdır saldırıları bu şekildedir.
Bugün şehirlerde ve yollarda uzaktan kumandalı bomba düzeneği ve patlatma eylemleri kimilerinin sorumsuzca “gençler” deyip geçtiği, silahlı YDG-H teröristleri tarafından gerçekleştirilmektedir.
PKK hâlâ 10–15 bin civarında YDG-H teröristine patlayıcı ve silah eğitimi veriyor. Patlayıcı eğitimi verilen yerler, eğitilecek YDG-H teröristinin yerleşik bulunduğu mevkiye göre tespit ediliyor.
Irak sınırına yakın olanlara Kandil’de, Suriye sınırına yakın olan YDG-H militanlarına da Kobani’de ve PYD kamplarında patlayıcı eğitimi veriliyor.
Bir eğitim konusu daha var ki, karanlık suikastların habercisi gibi.
Keskin nişancılık ve Kanas silahı kullanma.
Hatırlarsanız PKK tarafından çözüm sürecinde YDG-H teröristlerine dağıtılan silahlar arasında Kanas’ı da saymıştım.
Eğitimini tamamlayan YDG-H militanları, patlayıcılarla PYD bölgesinden ve Kandil güzergâhından tekrar Türkiye’ye giriyorlar.
Ve her gün patlayan tuzaklarla hayata veda eden şehitlerimizi sayıyoruz.
Demek ki “çözüm olsun, silahlar sussun da nasıl olursa olsun” romantizmi, daha çok kan getiriyor.
Terör örgütünü güçlendiren hiçbir süreç çözüm değildir.
Hâlâ anlamadınız mı?
GÜLTEKİN AVCI - BUGÜN GAZETESİ