Avrupa Parlamentosu (AP) Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla, dün Avrupa Komisyonu ile birlikte “Türkiye’de ifade özgürlüğü medyanın durumu” konulu ve özel gündemli bir oturum gerçekleştirdi. Oturum dolayısıyla hazırlanmış bilgi bülteninde Türkiye’de medya ve ifade özgürlüğü alanındaki baskıların, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından büyük artış gösterdiği, gözaltı, tutukluluk, kurum kapatma, basın kartı iptalleri gibi yaptırım ve uygulamalara sayılarla yer verildi.

Türkiye’den gazeteci, meslek örgütleri ile sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin davetli olduğu oturumda, AB organlarının temsilcileri konuşma yaptı. Ayrıca ifade özgürlüğü konusunda panel oturumları yapıldı.

AP Başkanı Antonio Tajani, gerçeğin peşinde koşan gazetecilerin yanında olmayı sürdüreceklerini ve bunda kararlı olduklarını söyledi. Tajani, “Türkiye, bir yandan üye olmak istediğini söylüyor diğer yandan da uzaklaşmak için elinden geleni yapıyor” dedi. Sözlerine son bir yıl içinde katledilen 29 gazetecinin isimlerini tek tek anarak başlayan Tajani, basın özgürlüğünün temel insan haklarından biri olduğunu belirterek şöyle derdi:

“Herkesin fikir ve ifade özgürlüğüne sahip olduğu ve hiçbir kısıtlama olmadan bilgi edinme özgürlüğü, sağlam bir demokrasinin temel unsurudur. Dünya basın özgürlüğü günü olan bugünü eski bir gazeteci olarak kalben hissediyorum.”

Türkiye’nin basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 157. sıraya gerilediğini anımsatan Tajani, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ifade özgürlüğünün gereğini yapmak konusunda çağrıda bulundu. AP Başkanı, bir araya geldiğinde Erdoğan’ın idam cezasından söz etmesi üzerine sert tepki gösterdiğini, “Bundan söz bile etmemeniz gerekir” dediğini aktardı. Tajani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o günden bu yana ölüm cezasından söz etmediğini belirtti.

24 Haziran’da yapılacak seçimlerin AB açısından büyük önem taşıdığını ve çok yakından izleyeceklerini belirten Tajani, “Türk halkı seçim kampanyaları konusunda tam anlamıyla bilgi sahibi olmalı. Bu konuda ısrarlıyız” dedi.

Avrupa Parlamentosu raportörü Kati Piri, bu göreve 2014’de gelmesine karşın dört yıl boyunca Türkiye’de olanlar nedeniyle aradan bir asır geçmiş gibi hissettiğini söyledi. Piri, cezaevinde çok sayıda siyasetçi olduğunun da yakından bilinmediğini bu konuda Avrupa’da da yaygın bir farkındalık olmadığını söyledi. Türkiye’de 2015 seçimleri konusunda üzerlerine düşeni yeterince yapmadıkları özeleştirisinde de bulunan Piri, bundan sonra daha yoğun çalışmalarının zorunlu olduğunu vurguladı.

Erdoğan’ın kendisine karşı olanları “teröristlerle berabersiniz” diye itham ettiğini söyleyen Piri, “Ve bu, AB adayı ülkede oluyor. Biz değerleri savunurken, aynı anda AB içinde sesimizi çıkarmak durumundayız. Türkiye’ye Avrupa tarafındadır. Türkiye’ye bir bir Suudi Arabistan gibi bakılamaz” diye konuştu.

AGİT İfade ve Basın Özgürlüğü Bölümü Direktörü Frane Maroeviç, Türkiye’nin yer aldığı bölgedeki “en büyük gazeteci hapishanesine” dönüştüğünü söyleyerek, bu tablo içinde 24 Haziran’da yapılacak seçimlerin çok daha kritik hale geldiğini, seçimlerin yakından izleneceğini söyledi.