İSTANBUL (CİHAN)- Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türk basınının çok zor bir süreçten geçtiğini söyledi. Türenç, "İfade özgürlüğü ve bunun unsuru olan haber verme ile halkın bilgi alma hakkı ne yazık ki bugün tam anlamıyla yaşanamamakta. Sansürün, otosansürün, yani kendi kendinize uyguladığınız zorunlu sansür uygulamasının, siyasi erk gücüyle dayatılan siyasi akreditasyonların, yasakların 'benim basınım, senin basının' diye ortaya konulan ötekileştirmenin, yüzlerce işsiz kalan gazetecilerin arasında basın özgürlüğünü ne oranda koruyup savunacağımıza da doğrusu bizler şaşırdık." dedi.

Basın Konseyi Olağan 28. Üyeler Genel Kurul Toplantısı Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü'nde yapıldı. Programa; Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve birçok öğrenci katıldı.

Genel kurulda konuşan Pınar Türenç Türk basının çok zor bir süreçten geçtiğini belirtti. Halkın bilgi alma hakkının tam anlamıyla sağlanamadığını vurgulayan Türenç, "Genç Türkiye Cumhuriyeti'nde henüz asrını tamamlamamış olan Türk basın dünyası ne varki günümüzde çok zor bir sürecin içinden geçmekte. İfade özgürlüğü ve bunun unsuru olan haber verme ile halkın bilgi alma hakkı ne yazık ki bugün tam anlamıyla yaşanamamakta. Sansürün, otosansürün, yani kendi kendinize uyguladığınız zorunlu sansür uygulamasının, siyasi erk gücüyle dayatılan siyasi akreditasyonların, yasakların 'benim basınım, senin basının' diye ortaya konulan ötekileştirmenin, yüzlerce işsiz kalan gazetecilerin arasında basın özgürlüğünü ne oranda koruyup savunacağımıza da doğrusu bizler şaşırdık." şeklinde konuştu.

Son yıllarda tutuklu veya tutuksuz yargılanan gazeteciler için mücadele yapmaktan yorulduklarını belirten Türenç, "Ama kimse bizi yıldıramadı. Bugüne geldiğimizde yayın yasakları, yasaklanan gazeteciler ve haberlere direnen gazetecilerin işsiz bırakılışlarını alt alta yazdığımızda önümüze çıkan tablonun demokratik hukuk devleti açısından çok vahim olduğu gerçeğiyle hepimiz yüzleşmekteyiz." diye konuştu.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da, Türkiye'de basının ciddi sorunlarla karşılaştığını söyledi. Başbuğ, "Şu anda Türkiye'de basın ve medyanın içinde bulunduğu sıkıntılar karşılaştığı problemler yalnız Türkiye'de değil dünyanın bütün ülkeleri gözünde de gerçekten Türkiye'de medya ve basının ciddi sorunlarla ve problemlerle karşı karşıya kaldığı bir gerçek. Bunlar nasıl çözülecektir elbette bu konuda tahmin ediyorum Basın Konseyi'nin de bazı önerileri, teklifleri çalışmaları vardır diye ümit ediyorum." ifadelerini kulandı.

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk ise, demokrasinin Türkiye'de hangi noktada olduğu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Demokratikleşmenin vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Selçuk, "Halk artık kapalı bir sistem istemiyor. Halk demokrasi istiyor. Demokratikleşiyor. Ekonomi demokratikleşiyor. Dahası kültür üniversitenin tekelinden çıkıp oda demokratikleşiyor. Çünkü bilgi, kültür ağı ve özellikle bilgisayar çağında artık tamamen bilgi halka inmiştir. Ve saniyelerde trilyonlarda işlem yapılabiliyor. Günümüzde demokrasi hala ikinci iyidir. Çünkü birinci iyi henüz bulunamamıştır. Ve bütün halk kitleleri birinci iyinin peşindedir. Bu birinci iyinin adı bellidir. Hiper demokrasi." diye konuştu.


CİHAN