Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, seçimde seçilecek kadar oy aldığı halde partisi barajı aşamadığı için milletvekili olamayan adayın Anayasa Mahkemesi kanalıyla hakkını alabileceğini iddia etti.
SP Genel Başkanı Kamalak, 1 Kasım'da yapılacak erken seçim çalışmalarını Kayseri ziyaretiyle sürdürdü. Dün partisinin milletvekili adayları tanıtım toplantısına katılan Kamalak, bugün de kentte faaliyet göstere yaygın ve yerel basın kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Kamalak, 1 Kasım seçimlerine sıfır barajla girileceğini öne sürdü.
Anayasa'nın değiştiğini belirten SP Genel Başkanı, "Anayasa'nın 148. Maddesi'nde yapılan değişikliğe göre bir temel hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişi Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı var. Seçilme hakkı hem Anayasamızın hem de Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin kapsamında olan temel bir haktır. Olayı biraz somutlaştıralım. Bir aday 40 bin oy aldı. Bu seçilmesi için yeterli ama partisi barajı aşamadı. Aşamadığı için daha az oy alan ancak partisi barajı geçen adaya verilecektir. 40 bin oy alan aday Anayasa Mahkemesi'ne 'Benim hakkım ihlal edilmiştir, benden daha düşük oy alan adaya verildi. Bunun tespit edilmesini istiyorum' diyecektir. Sizce de burada haksızlık yok mu? Anayasa Mahkemesi bu haksızlığı tespit edecek. Mahkemenin kararları da bağlayıcı olduğundan dolayı seçim kurulu haksız olarak düzenlenen mazbatayı iptal edip yeni mazbatayı hak sahibine verecektir. Kısacası seçim barajı yoktur, olmayacaktır." dedi.
"MECLİSTEKİ TABLO DEĞİŞMEZSE ŞARTLAR DAHA KÖTÜYE GİDER"
Mecliste şu anda 4 parti olduğunu anımsatan Mustafa Kamalak, 1 Kasım sonrası bu tablonun değişmemesi halinde şartların daha kötüye gideceğini iddia etti. Kamalak, şunları kaydetti: "Eğer seçim yine mecliste 4 partinin temsil edileceği şekilde sonuçlanırsa ne değişir? Hiçbir şey değişmez ama mevcut şartlar daha kötüye gider. İki milliyetçi parti MHP ve HDP iktidara gelse barış sağlanır mı? CHP, milletin tarihi ve öz değerleriyle kavgalı. AK Parti, 'istikrar için oy verin' diyor. İyi de 13 yıldan beri işbaşında bulunan, ülkeyi bu hale getiren AK Parti değil mi? 2002 yılında ülkeyi ele aldığında Türkiye'de seçim yapılamayacak, riskli, gidilemeyen bir bölge var mıydı? Cumhurbaşkanı ve Başbakan bazı partilere 'Sivas'ın doğusuna gidemiyorsunuz' diyor. Devlet yöneticisi için bundan daha acı bir söz olur mu? Bu ülkenin asayişi, güvenliği ve emniyetinden kim sorumlu?"
"İÇ BARIŞI SAĞLAMAMAZI LAZIM"
Yaşamak için iç barışın sağlanması gerektiğine vurgu yapan SP Genel Başkanı, "İçerde halk birbiriyle kavgalı hale geldi neredeyse. Dışarıyla, içeriyle, basınla kavga… Neredeyse insan kendisiyle kavga edecek hale geldi. Bu atmosferden çıkmamız, barış dili kullanmamız lazım. Sen ben davası değil bu. Aklımızı başımıza toplamamız lazım. Toprak kayıyor ayağımız altından, şakası yok bunun." diye konuştu.
"VEKALETEN YÜRÜTÜLEN SAVAŞ, ASALATEN YÜRÜTÜLMEYE BAŞLADI"
Rusya savaş uçaklarının Türkiye hava sahasını ihlal etmesiyle ilgili de Kamalak, "Rusya tahrik ediyor şu anda. Taciz deniliyor. Rusya 'ihmal' dedi uyarıya rağmen devam etti. Taciz olduğu anlaşıldı. Bildiğiniz gibi Çin de savaş uçaklarını göndermiş durumda. Düne kadar vekaleten yürütülen savaş asaleten yürütülmeye başladı. Türkiye 'Burası NATO toprağıdır, buraya yapılan saldırı NATO'ya yapılmış sayılır' diyor. Küfür tek millettir, bunu unutmamak lazım. PKK'yı başta Amerika ve ardından Batı destekliyor." diyerek sözlerini tamamladı. CİHAN