Çavuşoğlu, Cenevre'deki Kıbrıs müzakerelerinden sonra anayasa değişikliği teklifiyle ilgili oy kullanmak için Ankara'ya geldi. Teklifin 10. maddesi için oyunu kullanan Çavuşoğlu, Genel Kurul Salonu'ndan ayrıldıktan sonra Meclis koridorlarında, anlaşma olursa Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte Cenevre'ye gitmek üzere valizleri hazır bekleyen Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ile karşılaştı. Bakan Çavuşoğlu, Türkeş'e "Garantörlükten vazgeçmedik" deyince, Başbakan Yardımcısı Türkeş de "Aslansınız!" karşılığını verdi. Türkeş, müzakerelere ilişkin 5'li zirveye tüm tarafların hazır halde gelmesi gerektiğini, ancak Rum tarafında bunu göremediklerini, görüşmelerde hâlâ hiçbir maddede bir sonuca ulaşılmadığını vurguladı. Türkeş, Yunanistan tarafının da çözüm istemediğini söyledi. Rum tarafının toprak talepleri karşısında Türkeş, "Ben de şimdi şurayı burayı istiyorum diyeyim. İstemekle oluyor mu" yorumunu yaptı.
Yeni Şafak'ta yayınlanan kulis haberi şöyle:
Yunanistan'ın Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesini ve Türkiye garantörlüğünün Avrupa Birliği'ne devrini istemesi üzerine Cenevre görüşmeleri 18 Ocak'a ertelendi. Müsteşar ve yardımcıları düzeyinde devam edecek Kıbrıs konferansında Atina, sözkonusu tavrında ısrar ederse görüşmelerde bir ilerleme sağlanması mümkün görünmüyor. Kapalı Maraş bölgesiyle birlikte Güzelyurt'u da isteyen Rum Yönetimi'nin, Ada'nın yüzde 36.6'sını kontrol eden Türk tarafının bu oranı yüzde 28'lere kadar çekmesini istemesi de ayrı bir kriz konusu.
Final oturumu 6 saat sürdü
Edinilen bilgiye göre, sabahki ilk oturumda tüm taraflar kendi pozisyonlarını açıkladı. İki tarafın hazırladığı haritalar BM kasasında kilit altına alındı. Sabahki toplantıya garantör ülkelerin dışişleri bakanları da katıldı. Ardından akşama kadar alt seviyede toplantılar sürdü. Akşam saatlerinde final oturumu için bakanlar tekrar müzakere masasına döndü. Final oturumu yaklaşık 6 saat sürdü. Oturuma 2 kez ara verildi.
Atina İngilizleri bile şaşırttı
Türkiye ve KKTC'nin son derece rahat tavırlar sergilediği müzakere masasında Rum tarafı ile Yunanlılar hayli gergindi. Final oturumunda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 'teknik ekiplerin çalışmaya ne zaman başlayabileceklerini' sordu. Türkiye ekibi, “Hemen yarın sabah başlarız” derken, KKTC “Bizim için de uygun” diye destekledi. Ancak Yunanistan ve Güney Kıbrıs tarafı beklenmedik bir şekilde, “Bizim için uygun değil. Biz hazırlıklı değiliz” diyerek 10 günlük hazırlık süresi istedi. Yunanistan ve Rum kesiminin bu şaşırtıcı süre talebi karşısında Guterres, “10 günlük süre çok. Hazırlanabileceğiniz en erken süreyi söyleyin” derken, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson da “10 gün neyin hazırlığı?” diye tepki gösterdi. Yunan ve Rumlara, garantörler toplantısına zaten hazırlıklı olarak gelineceğinin kararlaştırıldığı hatırlatıldı. Tepkiler üzerine Yunan heyet, 10 gün değil 6 günde karar kılarak '18 Ocak' tarihini verdi ve bu tarihte karar kılındı.
AB BU MASADA OLAMAZ!
Kıbrıs Konferansı, Türkiye, KKTC, Yunanistan, GKRY ve İngiltere'nin katılımıyla 5'li zirve şeklinde planlanmıştı. AB temsilcileri de 'gözlemci' sıfatıyla Cenevre'de hazır bulundu. Süreci kilitlemek için türlü yönteme başvuran Atina ve Rum kesimi, müzakere masasında bu kez AB'nin de 'müzakereci' sıfatıyla yeralmasını teklif etti. Yunanistan ise 5'li konferansın '5+1' şeklinde yeniden formüle edilmesini istedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun bu taleplere tepkisi masaya damga vurdu. Çavuşoğlu, “Bu masanın etrafında 5 ülke var. Rum tarafı ve Yunanistan, ikiniz AB üyesisiniz. Türkiye ve KKTC olarak biz iki ülke de AB üyesi değiliz. Masadaki bir diğer ülke de (İngiltere) kendi isteğiyle AB'den ayrılıyor zaten. Dolayısıyla Avrupa Birliği'nin bu masada olması için bir neden yok. Bu masada kimlerin olacağı anlaşması çok önceden yapıldı. AB gözlemci olarak isterse gelir bir başka odada oturabilir. Ama masada olamaz” dedi.
PARAYLA TEHDİT ETMEYİN!
Bakan Çavuşoğlu'nun AB'nin masada olamayacağına yönelik sözleri üzerine AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile Çavuşoğlu arasında 'AB parası' tartışması yaşandı. Juncker, “Para lazım olunca bizi hatırlarsınız. AB sadece para konularında mı masada olacak?” deyince Çavuşoğlu'ndan tokat gibi bir cevap aldı: “Sayın Juncker sözlerine dikkat etsin. AB bizi parayla tehdit edemez. Eğer söz paradan açılacaksa, o zaman ben de Suriyelilerden lafı açayım. 3 milyar Avro vereceklerdi Suriyeliler için, doğru düzgün onu bile veremediler. Çok az bir miktarı geldi. AB bizi parayla tehdit edemez. Herkes kullandığı cümlelere dikkat etsin!”