Küçümsemek de yanlış, panik de
İstatİstİklere bakılırsa koronavirüs paniğinin açtığı zarar virüsün kendisinden çok daha tehlikeli. Meselâ ABD’de bu dönem gripten 10 bin kişi ölürken dünya genelinde koronavirüsten ölenlerin sayısı 3000 civarında. Durumu küçümsemek de yanlış, panik havası estirmek de.
Korku, piyasaları allak bullak etti
Virüsün direkt etkisinden ve hayatı durdurmasından ziyade; yatırımcıların korkulu davranışı piyasaları allak bullak etti. Şu anda global ekonomide büyümenin yarı yarıya düşmesi öngörülüyor. ABD borsaları ciddi bir düşüşle açıldı. Petrol fiyatları çöktü.
Virüsün yayılma hızı her geçen gün daha fazla korku salıyor.
2002-2003 yıllarında dünyada korku salan SARS virüsü Çin’de 6 ayda yaklaşık 5 bin kişiye yayılırken, korona virüsünün aynı rakamlara ulaşması sadece 1 ay sürdü. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre virüsün öldürme oranı yüzde 3.4. Bu oran gençlerde daha düşük iken, bilhassa yaşlılarda ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde çok daha yüksek. Sağlık uzmanları hastalığa kapılanların yüzde 80’inin kolayca iyileştiğini belirtirken yaklaşık yüzde 20’sinin durumunun ciddileşebildiğini dile getiriyor. Bu veriler göz önünde bulundurulduğunda panik oluşturan durum bilhassa virüsün yayılma hızından kaynaklanıyor.
Çin’den sonra hastalığın en yüksek görüldüğü ülkeler; İran, İtalya, Japonya ve Güney Kore. Bu ülkeleri ziyaret etmek şu anda oldukça riskli olarak belirtiliyor. Hatta bazı ülkeler sınırlarını bu ülkelere kapatmış durumda. Alınan tedbirler virüsün yayılmasını durdurup daha fazla kimseye bulaşmaması için. Mevcut durumda hastalık patlak verip nüfusun yüzde 10’u hastanelere başvuracak olursa, maalesef sağlık sistemi bu rakamı kaldıramayıp çökecektir. Devletlerin aldığı tedbirler bilhassa bu aşırı yüklenmeyi önlemek için. Evden çalışma, okulların tatil edilmesi, kalabalık faaliyetlerin iptal edilmesi şu anda Batıda alınan tedbirler arasında yer alılyor.
Panik artarken ve ciddî tedbirlerin alınmasının asıl etkisi ciddî olarak dünya ekonomisi üzerine. Çin’deki sosyal hayatın durması, Batıdaki ülkelerde de meydana gelmesi halinde dünya ekonomisi ciddî bir krize girecektir. Bütün bu ülkelerin faaliyetlerinin 2 ay durması dünyadaki herbir ülkeyi derinden etkileyecektir. Bu salgının havaların ısınmasına kadar geçeceğini umuyoruz ancak bu salgın kontrolden çıkarsa dünya ekonomisini resesyona sürükleyecektir ve dünyadaki nakit akışını ciddî anlamda durduracaktır.
Çin’e yakın ülkeler ve Çin ile iş yapan ülkeler hali hazırda ciddî olarak etkilenmiş durumda. Tayland, Vietnam gibi güneydoğu Asya ülkeleri ciddî anlamda zorda çünkü bu ülkelere gelen turistler çoğunlukla Çin’den. Diğer turistler de Asya ülkelerinden uzak dururken, Vietnam’ın kumsalları ve otelleri bomboş turist bekliyor. Vietnam örneği bir yana, birçok Asya ülkesi bilhassa turizmin durmasından dolayı ekonomik olarak zor durumda. Avrupa’ya gelecek olursak İtalya’da salgın patlak verdikten sonra, İtalya büyüme oranı tahminlerine ulaşamayacağını açıkladı. Uzmanlar bu durumda ülkenin resesyona gireceğini düşünüyor. İtalya’nın ardından diğer Avrupa ülkeleri de ciddî tedbirler almakta veya kısa bir süre içerinde ciddî tedbir almayı göz önünde bulundurmakta. İtalya, Milan bölgesini karantinaya alarak 16 milyonluk nüfusun dolaşımını kısıtladıktan kısa bir süre sonra sarsıcı bir şekilde Pazartesi akşamı (9 Mart 2020) bütün ülkeyi kapattı.
Benzer tedbirler Fransa’da da göz önünde bulunduruluyor. Şu anda global ekonominin büyümesinin yarı yarıya düşmesi öngörülüyor.
Ülkeler gibi aynı şekilde üretiminin büyük kısmı Çin’de olan şirketler de hissedarlarına hali hazırda büyüme rakamlarını tutturamayacaklarını açıkladılar. Meksika, ABD sınırında olmakla birlikte fiyat olarak da avantajlı durumda olmasından dolayı Amerikalı şirketlerin % 64’ü tedarik zincirini Meksika’ya ya taşıdı ya da taşımayı planlıyor. Aynı şekilde gelişmekte olan Güney Asya ülkeleri bilhassa ASEAN (Endonezya, Tayland, Singapur, Malezya, Vietnam…) bloğu bu durumdan uzun vadede faydalanması öngörülüyor. Meselâ Vietnam’ı ele alacak olursak, saatlik üretim maliyeti Çin’e göre hemen hemen yarı yarıya iken üretim kalitesi de benzer veya daha iyi. Şirketler bozulan tedarik zincirini tekrar yapılandırırken tedarikçilerini elbette Çin dışından seçecek. Bu süreçte Çin uzun vadede ciddî yara alıyor. Aynı şekilde dünya ekonomisi de.
İstatistikleri göz önünde bulunduracak olursak paniğin açtığı zarar virüsün kendisinden çok daha tehlikeli. Meselâ ABD’de bu dönem gripten 10 bin kişi ölürken dünya genelinde korona virüsünden ölen sayısı 3000 civarında. Durumu küçümsemek elbette yanlış olur, ancak panik sonucu borsaların çalkalanışı söz konusu. Hafta başında açılan ABD borsaları ciddî düşüşlerle açıldı. Petrol fiyatları da piyasalarda düşüşte. Panik ortamında, Suudi Arabistan ve Rusya arasındaki petrol gerilimiyle birlikte petrol fiyatları hepten ciddî bir şekilde çöktü. Yatırımcılar güvenli liman olarak gördükleri değerli madenlere paralarını yatırıyorlar. Elbette bu durum altının yükselmesine sebep oluyor. Virüsün direkt etkisinden ziyade, hayatı durdurmasından ziyade; yatırımcıların korkulu davranışı piyasaları allak bullak etti.