Hukuken kayyumun bağımsız isimlerden oluşması gerekiyor ama...
Koza İpek Holding'e atanan kayyum listesinde hükümete yakın Sabah ve ATV'yi de içeren Turkuvaz Medya Grubu'nun eski yöneticileriyle AK Parti bağlantılı isimler de var.
Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği'nden Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum ataması yönünde karar verildi. Siyasi gasp olarak değerlendirilen ve hukuksuz olduğu öne sürülen kararda kayyum atanan şirketler ile buralara atanan bazı kayyumların isimleri skandalı ortaya çıkardı.
Koza İpek Holding AŞ ve maden-enerji şirketleri:
Özen Pala (Demiröz Mali Müşavirlik’te mali müşavir),
Arif Yalçın, Mustafa Akçil, Hayrullah Dağıstan, Mustafa Şimşek, Hamza Yanık, Ali Yazlı (Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi/ AK Parti’den Ümraniye Belediye Meclis Üyesi ve Encümeni), Cahit Demiral, Yasin Kalem.
Basın şirketleri: Ali Rıza Esmen, Çetin Altay, Hüdai Bal, (Daha önce Turkuvaz Medya Grubu’nda çalıştı, daha sonrasında TMSF tarafından SHow TV yönetimine atandı.)
Fatih İcin, Bilal Koyuncu, Ümit Önal (Turkuaz Medya Grubu’nda reklam grup başkanlığı yaptı.
Digiturk Yönetim Kurulu Üyesi) Diğer şirketler: Ali Yazlı, Hayrettin Bıyıklıoğlu, Kemal Yıldır, Yusuf Atmaca, Şahin Dağlı, Özen Pala, Kemal Yıldır, Hasan Ölçer, Mehmet Tunçel, Mehmet Üzer, Nevzat Demiröz (AK Parti Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz’ün kardeşi, mali müşavir) Hikmet Keleş, Yasin Kalem, Hamza Yanık, Arif Yalçın.
Karar siyasidir hukuki değildir
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal: Kayyum atanması siyasi bir atamadır. Hukuki değildir. Seçime 6 gün kala yapılması manidardır. Bu karar Anayasa’nın 30. Maddesine aykırıdır. Bu madde devletin basın önündeki tüm engelleri kaldırması gerektiğini söylüyor. Bunun yaptırımı Türk Ceza Kanunu madde 124’e göre aykırıdır ve Anayasay’ı çiğneme suçudur. Yargının bu kararı veren yargıçlar için yargılama yolu açılacak. Kayyum yolu, borcunu ödeyemeyen şirketler için yapılan bir uygulamadır. Bunlar keyfidir. Anayasal suç işliyorlar. Sıra, Doğan’a Cumhuriyet’e, Ortadoğu’ya, BirGün’e gelecek. Diktatör rejimlerin uygulaması.
Bu bir çökme operasyonudur
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: “Bu bir çökme operasyonudur. Devlet bireylerin hak ve hürriyetlerini, teşebbüs hürriyetini yok sayıyor. Medyayı susturamayanlar şirketlere el koymak suretiyle yönetmek istiyorlar. Bunun amacı ve hedefi medyayı susturmak ve teşebbüs hürriyetini ortadan kaldırmaktır. Sulh ceza hakimlikleri AKP’nin silahı haline geldi. Makul şüphe ile insanları gözaltına alanlar makul şüphe ile şirketlerde el koymanın yolunu açtılar. TMSF basını oluşturmak için tüm medyayı kıskaç altına almak istiyorlar. Toplumun gerçekleri öğrenmesini istemiyorlar. Millet 1 Kasım’da bunlara gerekli dersi verecektir.
Üçüncü dünya ülkelerinde olur
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan: “Bunları asla meşru görmüyoruz. İktidarlar kendilerine muhalif olan işadamlarını, şirketleri batırarak yollarına devam ederlerse bu tamamıyla diktatöryal bir yaklaşım olur. İktidarın yanında olup, olmamasına göre şirketler batırılıyorsa veya kollanıp göklere çıkartılıyorsa bu tamamıyla üçüncü dünya ülkelerinde olan bir şey. Tamamıyla sindirmeye yönelik ama ters tepecektir. Bunu gören millet iktidar ile ilgili daha fazla olumsuz düşünecek. Tepki verecek.”