Hükümete ‘bağımsız medya kuruluşlarına el koyma tehdidinden vazgeç’ çağrısı yapılan bildiriye imza atan gazeteciler, özgür bir toplum için özgür basının şart olduğunu vurguladı.

Dünya Gazeteler ve Haber Yayımcıları Birliği’nin (WAN-IFRA) Washington’daki kongresinde Türkiye’deki basın ihlallerine dikkat çekmek amacıyla başlatılan imza kampanyasına dünyanın dört bir tarafından destek geldi. Dünyanın en büyük gazetecilik örgütü olan WAN-IFRA zirvesinde Türkiye’de basına yönelik ağır baskıları kınayan bildiriye imza atan gazetecilerin sayısı 200’e yaklaştı. Dünyanın en büyük medya konferansında imzaya açılan bildiri Kazakistan’dan Romanya’ya, Norveç’ten Uganda’ya kadar birçok ülkeden destek buldu. Gazetecilerin ve bağımsız medya kuruluşlarının, hükümetin ciddi tehdidi altında olduğu vurgulanan bildiriye imza atan gazeteciler, Türkiye’de ‘özgür basın’ mücadelesine tam destek verdiklerini belirtti.

İmzacılardan Endonezya’nın saygın gazetelerinden Bisnis Indonesia’nın Geliştirme Müdürü Ahmad Djamhar, özgür basın olmadan özgür toplumdan söz edilemeyeceğini vurgulayarak, “Türkiye’deki meslektaşlarımın yanında olduğumu ifade etmek istiyorum.” dedi. Diğer bir imzacı gazeteci olan Hollanda’nın saygın gazetesi De Verdieping Trouw’un Genel Yayın Yönetmeni Cees Van Der Laan da WAN-IFRA Başkanı Tomas Brunegård’ın “Türkiye gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesi.” ifadesini duyduktan sonra şoke olduğunu kaydetti.

UNESCO İfade Özgürlüğü ve Medya Gelişim Direktörü Berger Guy,  gazetecilerin hapse atılmasının orantısız bir ceza olduğunu anlattı. Görevini kötüye kullanan gazetecilerden düzeltme talep etme ya da para cezaları yoluyla hak aranabileceğini söyleyen Guy, “Bir şeyleri dile getirmenin karşılığı hapis cezası olmamalı. Hapis, ciddi şiddet suçları sebebiyle olması gereken çok sert bir ceza.” şeklinde konuştu. Arjantin’in en çok okunan gazetesi Clarin’in Genel Yayın Yönetmeni Ricardo Roa da Türkiye’de basının karşı karşıya olduğu baskılardan dolayı kaygı duyduklarını dile getirdi. Gazetesinin ve kendisinin Türk basınının yanında olduğunu vurguladı. Brezilya’da yayın yapan internet gazetesi A Redação’nun Direktörü João Carlos, “Gazetecileri hapse atmanın hükümete bir yardımı dokunmaz. Bu kesinlikle zorbalık. Böylesi ihlaller ile yüz yüze olan Türk insanı ve Türk basını ile birlikte olduğumu ifade etmek istiyorum.” diye konuştu.

Nijerya’nın en çok okunan gazetesi The Punch’ın Genel Yayın Yönetmeni Ademola Osinubi, “Türkiye’deki meslektaşlarımıza sempati duyuyoruz ve kalbimiz onlarla birlikte.” dedi. Özgürlüğe ulaşmanın uzun ve zor bir yol olduğunu kaydeden Osinubi, “Bugünün baskıcı, zorba ve diktatör yönetimleri sona erecek. Özgür basın yoluyla özgürlük elde edilecek.” diye konuştu. Uganda’nın yüksek tirajlı gazetelerinden The New Vision’ın şef editörlerinden Kulubya Geoffrey de ülkesinde mümkün olduğunca çok sesliliğe yer vermeye çalışan ölçülü bir basını olduğunu kaydederken, “Türk hükümetinin, muhalif şeyler yazmaları sebebiyle gazetecilere çok acımasız davranmasını eleştiriyoruz. Gazeteciler, hükümet ile savaşmıyorlar. Silahlı değiller. Bomba atmıyorlar. Hükümetin gazetecileri tutuklayacak kadar acımasız olması için herhangi bir sebep göremiyoruz.” dedi.

RESİMLERİ BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERLERİNE TIKLAYINIZ