İzmir eski Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Burhan Özfatura, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in istifa etmesi gerektiğini söyledi. Görmez'le bir umre dönüşü tanıştığını, daha sonra da görüştüklerini dile getiren Özfatura, "Güzel hizmet verecek bir insan olarak gördüm ama ne yazık ki kendisine bu şans tanınmadı. Çok ciddi baskılar var. Diyanet İşleri, camilerde hutbelere bile karışamaz hale geldi. Diyanet, hedef haline getirildi. Neden? Sırf AKP'nin günahlarına ortak edilmek için. Lüks israf ve saltanatına bir ortak daha katmak için. AKP teşkilatı tam anlamıyla bütün ülke çapında bir baskı kurdu. Ben onun bir gönül dostu olarak şunu söylüyorum, şu an İslam'a yapacağı en güzel hizmet, o iğrenç makam aracını ve görevini iade etmek, yani istifa etmektir." dedi.
Dr. Burhan Özfatura, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e tahsis edilen lüks makam aracı üzerinden yürütülen tartışmalara değindi. Görmez'in bu baskılar ve hedef haline getirilme karşısında bir an önce makam arabasını iade ederek istifa etmesi gerektiğini aktaran Özfatura, "Bu saate kadar belki de müstahak olmadıkları şekilde hem makamı, hem şahsı, hem de inancımız hücuma uğradı. Bence şu anda yapacağı en güzel hizmet, bu baskılara tahammül etmediğini göstermek ve görevden ayrılmaktır. O iğrenç arabayı da iade etmektir. Ciddi biçimde zedelendi, hedef haline getirildi. Neden? Sırf AKP'nin günahlarına ortak edilmek için. Lüks, israf ve saltanatına bir ortak daha katmak için. Aleni bir şekilde İslam'ın ana hükümleri, kuralları ihlal ediliyor ve burada da Diyanet teşkilatı da suç ortağı yapılmak isteniyor. Onun için ben hakikaten kendisine bir gönül dostu olarak manevi vebalden kurtulması için ve daha fazla da yıpranma operasyonu devam etmemesi için ayrılmasının doğru olduğunu hatırlatmak istiyorum." dedi.
'CAMİLER SEÇİM BÜROSU HALİNE GELDİ'
AKP'nin, camileri seçim bürosu haline getirdiğini aktaran Burhan Özfatura, "Camiler maalesef seçim bürosu haline getirildi. AKP, kadın erkek demeden, dikkat edin kadın adaylar bile erkeklere camilerde nutuk atmaya başladı. Camiye gittiğimde, camilerin kapısında ya Başbakan'ın, ya Cumhurbaşkanı'nın çok büyük boy resmini görmekten şahsen huzursuz oluyorum. Yok, 'mitinge gelin', yok bilmem, 'açılışa gelin' diye. Yani bugüne kadar, bu yaşa kadar ben cami kapılarının bu tür reklamlarla kirletildiğine hiçbir dönemde şahit olmadım. Darbe dönemleri dahil. 28 Şubat dönemi dahil. Yani saygısızlık hiç bu raddeye varmamıştı. Camiler seçim bürosu haline hiçbir zaman getirilmemişti. Özellikle 1950'den sonra hutbelerin bu kadar kısıtlandığına da hiç şahit olmadım. Haramdan, tüyü bitmemiş yetim hakkından, hırsızlıktan, yolsuzluktan, rüşvetten bahsetmek tabu haline getirildi." diye konuştu. CİHAN