CHP Genel Başkan Yardımcıları Suat Özçağdaş ve Gamze Taşçıer, CHP PM Üyesi Prof. Dr. Armağan Erdoğan ve CHP Isparta Milletvekili Hikmet Yalım Halıcı koordinesinde basına kapalı yapılan toplantı öncesinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel açıklama yaptı.
Endişe verici eğitim gündemini değerlendireceklerini kaydederek sözlerine başlayan CHP Genel Başkanı Özel, "Ekim ayında eğitim gündeminde ortak yol haritamızı belirlemek üzere böyle bir toplantı yaptık. Her bir sendikamızdan görüşme talepleri ve bilgi notları geliyordu. Her biri oldukça değerli. Bize bu endişeler iletiliyor. Bugün sizin kendi ağzımızdan değerlendirmeleri dinlemek ve bizim yaz planlarımız hakkında sizi bilgilendirmek için bu toplantıya çağırdık" dedi.
“Bir öğretmenin evladı olarak bugün burada sizlerle birlikte olmaktan ayrıca büyük bir memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullanan Özel, “Suat Özçağdaş yönetiminde gerçekleştirdiğimiz Eğitim Maratonu’nun çıktısını da değerlendirmek istiyoruz. Biz eğitimi bir bütün olarak ele alıyoruz. Bundan sonraki seçimlerde iktidar partisi olmayı ve MEB’i yönetmeyi bir parti olarak çalıştırmayı sürdürmek istiyoruz. İktidardayken ne yapacağımızı biliyoruz ve bunu muhalefetteyken netleştirmek istiyoruz. Tüm bakanlıklar paydaşlarıyla yönetilmek zorundadır ama ilk sıraya MEB’i yazmak lazım. Kısa orta ve uzun vadeli planların yapılması ve bunun üzerinde uluslararası bir mutabakata varılması gerekiyor. Bunun için de ‘biz geldik yaparız’ demek yerine doğrusunu aramak da yarar var. Burada bilimsellikten uzaklaşmamamız gerek. MEB alanında bilimsellikten ayrılmak meseleyi baştan aşağı zedeliyor" şeklinde konuştu.
“Biz CHP olarak müfredat yapmayı Anayasa yapmak kadar önemli görüyoruz” diyen Özel, şunları söyledi:
“Müfredat yapmak ulusal bir meseledir. Gittikçe yıpranan değil gittikçe güçlenen metinlerin ortaya çıkması gerekir. Buradaki temel hedef kendine göre bir nesil yetiştirmek olunca sıkıntılar burada yaşanıyor. AKP’nin en çok değiştirdiği bakanlık Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı. Her gelen bakan bir şey değiştiriyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın politikaları oluşturulurken Adalet ve Kalkınma Partisi’nin parti politikası gözetilerek bir tutum sergilediğini görüyoruz. Yarın Eğitim Maratonu kapsamında ilk resmi çalıştayı Hatay’da yani deprem bölgesinde başlatacaklar. Eğitimi Anadolu ve Trakya’da yaz boyunca gündemde tutmayı düşünüyoruz.”
Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi hakkında da konuşan Özel, “Birden Meclis’in gündemine getirildi. Dayatmacı bir anlayışla yeterince tartışılmadan geçirilmeye çalışıldı. Meclis’ten, STK’lardan ve halktan gelen tepkilerin ardından görüşmeler ekim ayına bırakıldı. Bunu önemli bir başarı olarak görüyoruz. Bizlere ve sizlere düşen bu teklifi Milli Eğitim Bakanı’nın şahsi ihtiraslarına kurban etmemeliyiz. İktidar partisi atanmayan öğretmenlere ‘atanamayan öğretmenler’ diyor. Burada suçu öğretmenlere yıkıyor. Erdoğan mezun edip atamadığı öğretmenleri şeytani bir proje ile eğer bu yasa geçerse gerçekten kusuru olan 1 milyon öğretmenlere dönüştürecek ve diplomalarını çalacak. Diyor ki, ‘evet siz eğitim fakültelerine girdiniz, önce lisede çalıştınız, sınava girdiniz kazandınız, diploma verdik, öğretmen ünvanı aldınız, bu yasa çıkınca hepinizi ben ‘öğretmen adayı’ statüsü vereceğim ve içinizden bazılarını alıp onları Milli Eğitim Akademisi’nde 2 yıl eğitime tabi tutup ondan sonra atayacağım.’ Ne kadar emekli olursa o kadar atayacağım diyor. Eğitim fakültelerini kapatsak, formasyon almayla öğretmenliğe geçişleri durdursak, bu hesabı uygulasak 1 milyon atanmayan öğretmenin hepsinin bu imkana kavuşması için 48 yıla ihtiyaç var. Bu Cumhuriyet tarihinde 1 milyon gence kurmuş olduğu en büyük kumpastır. Bu yankesiciliktir, diploma hırsızlığıdır ve devlet tarafından kazanılmış hakkın elden alınmasıdır” dedi.
Özel, şunları söyledi:
“Öğretmenleri istihdam üzerinden kategorize eden anlayış öğretmenliğin ruhuna da saldırıyor. Öğretmenler odasında ücretli, sözleşmeli gibi kategorize edilmiş şekilde oturtuyor. Bugün genel maaş özel okullarda asgari ücrettir. Taban maaş uygulamasına derhal geri dönülmelidir. Öğretmenlerin yüzde 91’i maaşlarıyla geçinemiyor. İki öğretmenden biri başka iş bulursam bırakırım mesleği diyecek duruma getirilmiş. Öğretmenlerin ekonomik durumları konuşulurken öğrencilerin ailelerin ekonomik durumunun da ülkeyi ne hala getirdiğini konuşmak gerekiyor. Artık eğitim sınıfsal bir sorun Türkiye’de. Devlet okullarındaki eğitime güven azalıyor. Özel okulların ücretleri ise çok yüksek. Nitelikli, bilimsel eğitim durumu iyi ailelerin erişebileceği bir durum oldu.
Bugün CHP eğitim alanında çok önemli iddialarda bulunmak ve çok önemli hedefler de koymak zorunda. Değişim Kurultayı’nın ardından Program Kurultayı’nın ilk 3 gününde CHP’nin programının bir iktidar programı olarak sizlerle ve toplumun tüm birleşenleriyle çalışıp somut ve son haline getireceğiz. Bu programın en önemli kısımlarından bir tanesi ise eğitim alanı. Burada öğretmenlerin örgütlülüklerinin önündeki engellerin kaldırılmasından rektör seçimlerinin nasıl yapılacağına kadar ortaya koyacağız. Son anketlerde AK Parti’nin en yüksek oy aldığı yerlerde dahi ailelerin çocuklarının aldığı eğitimden memnun olanların oranı sadece yüzde 19. Biz ise CHP iktidarında pek çok yetkinliğim yanında en az bir yabancı dilin konuşulduğu ve yazılabildiği lise öğrencileri öngörüyoruz.”