7 Haziran Genel Seçimlerinden sonra okullar tatilde iken polis eşliğinde yapılan denetim baskınları yeni eğitim öğretim yılının üçüncü günü de sürdü. Kocaeli'nin Körfez ilçesindeki bir özel okula çok sayıda kurum denetime geldi. Yetkililer, öğrencilerin şaşkın bakışları arasında okulun her yerinde denetim gerçekleştirdi. Özel okulun bir sene içerisinde 3'üncü kez denetlendiği öğrenildi.
Denetim haberini alan ve okula gelen velilerinden avukat Yusuf Ziya Ünsal, yaşananlara, "Kimsenin imzası yok. Okul müdürünün imzası yok. Bir yetkilinin imzası yok. Kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar. Geldim burada denetim yaptım, sonucu da bu demek zorundasınız. Ben sizin buraya geldiğinizi nereden bileceğim. Sen gidip kendi sırça saraylarında, köşklerinde ve yahutta bilmem ne odalarında birilerinin emir ve talimatlarıyla bunun oturup cigaranı yakarken veyahut kahveni yudumlarken yapmadığını nereden bileceğim. Bunu kim denetleyecek?" sözleriyle tepki gösterdi.
DENETİME GELEN ÇOK SAYIDA GÖREVLİ ÖĞRENCİLERİN ŞAŞKIN BAKIŞLARI ARASINDA ÖLÇÜM YAPTI
Kocaeli'nin Körfez ilçesine faaliyet gösteren ve başarılarıyla herkesin takdirini kazanan aynı binada faaliyet gösteren Özel Bahar Erkul İlkokulu ve Özel Bahar Erkul Ortaokulu'na 7-8 kurumla sabah saatlerinden itibaren denetim yapılmaya başlandı. Denetime bu kez polis gelmezken, Halk Sağlığı Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi İmar Müdürlüğü, İtfaiye ve sağlık ekibi, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, Milli Eğitim Müfettişleri görevlilerinin geldiği belirtildi. Denetim kararının vali yardımcısı başkanlığında oluşan bir komisyon tarafından alındığı ve uygulandığı kaydedildi. Denetime gelen çok sayıda görevli, öğrencilerin şaşkın bakışları arasında ölçümlerini yaptı, evrakları inceledi. Bahçede denetimlerde bulundu. Kurumun bir yıl içerisinde bu 3'üncü denetimi olduğunu öğrenildi.
'BU ÜLKEDE HUKUK 'MİŞLE MUŞLA MI' YÜRÜYOR?'
Denetim haberini alan ve okula gelen velilerinden avukat Yusuf Ziya Ünsal, yaşananlara tepki gösterdi. Ünsal, görevlilere şunları kaydetti: "Tamam gelebilirsin. Devlettir. Erktir. Denetim yapar. Eyvallah. Buraya geldiğini bana nasıl ispatlayacaksınız? Şimdi raporu vermiyorsun. Denetim sonucunu vermiyorsun. Tutanakları vermiyorsun. Tutanaklara kimseye imza attırmıyorsun. Çok gizli ibaresi. Nasıl bir gizlilikse? Bu gizli ibaresiyle sen bu talimatları verdiğini söylüyorsun. Bir de diyorsun ki, 'Bu raporları, bu belgeleri, bu bilgileri vermeyeceksiniz. Onlar öyle demiş' Bu ülkede hukuk 'mişle muşla mı' yürüyor? Mişle giden bir tek şey biliyorum hayatımda. İki tane miş mişi koyarsın yan yana oda 'Mişmiş' olur. Oda kaysının yavrusudur ya. Başka birşey olmaz yani. Ben eğer burada bir denetimden geçiyorsam. Adliyede nasıl ifade verirken vermiş olduğum ifadenin bir suretini hakim, savcı neyse ilgili adli birim bana veriyorsa, buradaki arkadaşlar da bunu vermek zorundalar. Şunu söyleyeyim; vermedikleri gibi kimsenin imzası da yok. Okul müdürünün imzası yok. Bir yetkilinin imzası yok. Kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar. Geldim burada denetim yaptım, sonucu da bu demek zorundasınız. Ben sizin buraya geldiğinizi nereden bileceğim. Sen gidip kendi sırça saraylarında, köşklerinde ve yahutta bilmem ne odalarında birilerinin emir ve talimatlarıyla bunun oturup cigaranı yakarken veyahut kahveni yudumlarken yapmadığını nereden bileceğim. Bunu kim denetleyecek? Anladık. Hükümetsiniz. Devletsiniz. Yapısınız. Büyüksünüz. Bu kadar olmaz ki? Her şeyin bir sınırı var." CİHAN