Özdağ: Bahçeli'nin koalisyonla ilgili kırmızı çizgileri MHP'nin olmazsa olmazı

Özdağ: Bahçeli'nin koalisyonla ilgili kırmızı çizgileri MHP'nin olmazsa olmazı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, Devlet Bahçeli'nin bir koalisyon ortaklığı için ortaya koyduğu kırmızı çizgilerle ilgili eleştirileri değerlendirdi. Özdağ, "Bu kırmızı çizgiler aynı zamanda MHP'nin olmazsa olmaz ilkeleridir. Hepsi de Anayasa'nın emrettiği hususlardır." dedi.

Son günlerde, Bahçeli ve MHP'ye yönelik haksız bir saldırı ve psikolojik operasyon başlatıldığını savunan Özdağ, "Sanki MHP Genel Başkanı Bahçeli bir koalisyonu engelliyormuş gibi gösterilmek istenmektedir. Oysa, genel başkanımız koalisyonun şartlarını açıklarken 'MHP'nin kırmızı çizgileri var' dedi ve bu sözleri eleştirilere neden oldu." ifadesini kullandı. MHP'nin kırmızı çizgilerinin Anayasa'da yazan maddeler olduğunu ve bu kırmızı çizgilerden asla taviz vermeyeceğini dile getiren Özdağ, şöyle devam etti: "Birincisi, AKP ile HDP'nin yürütmekte olduğu ve vatandaşın içeriğini tam anlamadığı, en azından bir bölümünü anlamadığı çözüm süreci denen bir süreç var. MHP diyor ki 'Bu süreç Türkiye'yi parçalanmaya götürüyor. MHP eğer bir koalisyonun parçası olacak ise, sadece PKK'ya yarayan bu süreç durdurulacak ve tasfiye edilecektir.' Bunu daha da geniş izah edersek, Türkiye'nin bir bölümünde adı özerk veya federasyon şeklinde bir bölgenin PKK terör örgütü veya bir başka örgüte terk edilmesi, MHP'nin asla kabul edeceği bir husus değildir. Bu duruş aynı zamanda anayasanın 3'üncü maddesidir. MHP, çözüm süreci adı verilen politikalara karşıyız derken, Anayasa'nın 3'üncü maddesini savunmaktadır."

MHP'nin Türk milletinin etnik gruplara bölünmesine, etnik grupların siyasallaştırılmasına karşı olduğunu dile getiren Özdağ, "Bu da Anayasa'nın 2'nci maddesidir. MHP, Türkçe dışında bir dilin, 2'nci, 3'üncü resmi dil olarak kabul edilmesine karşıdır ve bu çözüm sürecinin bir parçasıdır. Bu da yine Anayasanın 2'nci maddesini savunmak anlamına geliyor. MHP, İmralı'da Öcalan ile, Kandil'de başkalarıyla, Oslo'da başka bir grupla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk milletinin geleceğinin ve yeni anayasasının konuşulmasına karşıdır. Anayasanın 6'ncı maddesinde belirtilen husustur. Özetle, MHP Türkiye'nin toprak bütünlüğünü, bir terör örgütüne teslim olunmamasını ve bir terör örgütünün lider kadrosunun şu veya bu şekilde çıkarılacak bir genel afla serbest bırakılmamasını ve muhatap alınmamasını istiyor." sözlerini kaydetti.

'HDP SİYASAL BİR PARTİ AMA, MHP'NİN MUHATTABI OLAN BİR PARTİ DEĞİL'

HDP'nin bir siyasal parti olduğunu ancak MHP'nin muhatabı olan bir siyasal parti olmadığını vurgulayan Özdağ yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: "HDP, adayları terör örgütü şefleri tarafından, yani ya Kandil'den, ya da İmralı'dan belirlenmiş bir siyasal parti. HDP bir terör örgütü ile iç içe geçmiş ve sadece Türkiye'nin bugününe değil, tarihine de düşman olan bir siyasal parti. Bakın HDP Ermeni sözde soykırımının Türkiye'deki lobisini oluşturuyor. HDP'li belediyeler, ki Van Belediyesi de dahil olmak üzere Güneydoğu Anadolu'da bu tür sözde soykırım iddialarını kabul ediyorlar. Gaziantep'in gazilik ünvanını kabul etmiyorlar. HDP demokratik bir parti değil. Bütün seçim kampanyası boyunca Türk milletine bir algı operasyonu yaptılar. Bu algı operasyonunda sanki karşımızda insan haklarını savunan çiçekler ve böcekler partisi varmış gibi görüntü sergilediler. Ama bu tablo çizilirken Güneydoğu Anadolu'da halk üzerinde çok ağır bir baskı uyguladılar ve ben bunu bizzat yaşayıp gördüm. İkna heyetleri dedikleri PKK heyetlerinin insanları nasıl defaatle ziyaret ederek baskı altına aldıklarını, tehdit ettiklerini biliyoruz. HDP'nin kan akan çeşmeleri duvarlara poster olarak yapıştırdığını biliyoruz. Hepimiz 6-7 Ekim olaylarını hatırlıyoruz. Van'da bu süreçte 480 tane işyeri yakıldı ve yıkıldı. Bunların sadece 260 tanesini Erciş'te yaktılar ve 'Eğer 7 Haziran'da sandıktan bizim istediğimiz sonuç çıkmaz ise 6-7 Ekim'i ararsınız' denilerek insanlar bu şekilde baskı altına alındı. Sadece Van'da, ki bu AKP Van milletvekilinin yaptığı açıklamadır; 600 tane AKP'li müşahit, uğradıkları baskıdan dolayı müşahit kartlarını seçim günü geri vermek zorunda kaldılar. Yani sandık başlarında bir tek terör örgütü hakimdi. Terör örgütünün yandaşları, ellerinde flamalarıyla okulların etrafını kuşattı. Özetle Güneydoğu Anadolu'da demokratik bir seçim olmadı. Gaziantep'te Vatan mahallesinde HDP'ye oy vermeyen kişilerin evlerinin ve araçlarının kalaşnikofla seçimden üç gün sonra tarandığını, ben Gaziantep milletvekili olarak size söyleyebilirim."

'PKK 80 MİLLETVEKİLİ BEKLEMİYORDU'

Güneydoğu Anadolu'da geçmişteki AK Parti hükümetinin teslimiyetçi politikalarından dolayı PKK terör örgütü ile oluşturulmuş ikili iktidar olduğunu öne süren Özdağ, şunları kaydetti: "Gelinen nokta, Güneydoğu Anadolu'nun PKK'nın kontrolüne bırakılmış olmasıdır. Önümüzdeki dönemde PKK Türkiye içerisinde büyük bir ayaklanmaya girmeyecek. Çünkü 80 tane milletvekilini içeri soktu ve bunu kendisi de beklemiyordu. Suriye'de daha tamamlanacak işi olduğu için, belli bir süre daha Türkiye içerisinde siyaset yollarını deneyecek ve bu arada hem devlet yönetmeyi, hem de kent savaşını öğrenecek. Çünkü buradaki deneyimli kadrolarını daha sonra Türkiye içerisindeki bir kent savaşına aktarmak için zemin oluşturmak istiyor! MHP diyor ki; Türkiye'nin her bir santimetrekaresine Türkiye Cumhuriyeti Devleti geri dönecektir. PKK terör örgütünün bu coğrafyada yaşama şansı yoktur. Bu da milli ve anayasal bir talep."

'MHP'NİN AKP İLE HİÇBİR GÖRÜŞMESİ YOK'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bir konuşmasında, 'Bu akil adamlar ve açılım lobicileri neden ortada değiller ve zaten ortada olan bir AKP-HDP koalisyonunu savunmuyorlar da, neden herkes ortaya bir AKP-MHP koalisyonu ile çıkıyor?' dediğini hatırlatan Özdağ, "Bu açıklamadan yola çıkarak, benim de bildiğim kadarıyla MHP'nin halen yürürlükte olan gizli, açık, ya da kapalı AKP ile hiçbir koalisyon görüşmesi yok. Matematik CHP-MHP koalisyonuna izin vermiyor ve CHP ile kurulacak bir koalisyon ihtimalinde HDP desteği gerekiyor. Anladığım o ki bu model de imkansız. Eğer en çok istenen koalisyon CHP-MHP koalisyonu olsaydı, oylar bu iki partinin bir hükümet kurmasına yetecek kadar çıkardı. Milliyetçi Hareket Partisi buna alternatif gösterilen CHP-MHP-HDP bloğunu kabul etmiyor. Yani böyle bir blok yok. Bu tamamen sanal olarak oluşturulan bir blok. Birileri bize 'Siyasette kırmızı çizgiler olmaz' diyor. Biz Türk milliyetçileri olarak, MHP olarak, siyasetin oportünist bir uğraş değil, ilke, inanç ve programları hayata geçirme aracı olduğunu düşünüyoruz. İlkelerimizi hayata geçiremeyeceğimiz bir iktidarda biz kendimizi inkar etmiş oluruz. Sayın Bahçeli de ilk akşam yaptığı değerlendirmede bunu açık ve net olarak ifade etti. Toplumun bazı kesimleri bunu belki tam olarak anlamadı ya da bu açıklama tam anlamıyla ortaya konulmadı, içinden bazı cümleler cımbızla çekilerek ön plana çıkarıldı. Oysa açıklamanın vurguladığı şey önce diğer partiler bir araya gelip denerler, olmazsa bize gelirler, biz kendi ilkelerimizi ortaya koyarız, bunlar üzerinden mutabakat sağlanırsa koalisyon görüşmelerine başlayabiliriz şeklindeydi. Ben sadece bir MHP milletvekili olarak değil, aynı zamanda bir siyaset bilimi profesörü olarak değerlendirme yaptığımda, Türkiye'nin bir hükümet kuracağını düşünüyorum. Çünkü seçmen yeni bir seçim istemiyor." görüşünü savundu. CİHAN
<< Önceki Haber Özdağ: Bahçeli'nin koalisyonla ilgili kırmızı çizgileri... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER