Hizmet Hareketi’nin dünyanın dört bir tarafına yayılmış eğitim kurumları gerek elde ettikleri başarılar, gerekse farklı kültürler arasında oynadıkları muazzam kaynaştırıcı rolle tüm dünyanın takdirini kazanıyor.
Çatışma bölgelerindeki, farklı etnik gruptan öğrencilerin velileri aynı masada oturuyor ve bir araya gelebiliyorlar artık. Bu barış adacıklarını kapatmak için girişilen faaliyetlerin karşılıksız kalması tesadüfî değil. Farklı ülkelerdeki okullara bizler “Türk okulu”, “sevgi okulu” desek de, onlar bu eğitim kurumlarına kendi yapıları olarak bakıyor. Kafkasya ve Orta Asya’daki okulların çoğunda Kazak, Kırgız, Azeri ve Türkmen öğretmenler var. İlk nesil öğrenciler bayrağı fedakâr öğretmenlerinden devralarak bu eğitim ordusunda birer nefer olmayı tercih etmiş. Yine aynı okullardan mezun olan eğitim gönüllüleri kendi ülkelerinin yanı sıra artık farklı ülkelerde de eğitimci olarak görev yapıyorlar.
Peki, bu okulların mezhep çatışmalarının da olduğu Ortadoğu’daki algısı hangi seviyededir? Kendi içinde büyük sorunlar yaşayan Ortadoğu coğrafyası Hizmet Hareketi’nin eğitim faaliyetlerine hangi zaviyeden bakıyor?
Sorulara yanıt bulmak için İstanbul Enstitüsü Küresel Çalışmalar Merkezi olarak “Ortadoğu Elitlerinin Hizmet Hareketi Algısı” araştırması gerçekleştirdik. 9 farklı ülkede (Fas, Filistin, Irak, İran, İsrail, Libya, Mısır, Suriye ve Tunus) 484 örneklemle görüşülerek “Ortadoğu elitleri Hizmet Hareketi’ni nasıl algılıyor?” sorusuna hem karar alıcılar hem de siyaset bilimciler için veri teşkil edebilecek bir cevap aradık. Okul kapatma hayali ile mesai harcayanların mutlaka okuması gereken can alıcı veriler ortaya çıkmış oldu.
Çatışma çözümlerinde eğitim kurumlarının rolü
Uluslararası sistem Ortadoğu’ya müşahhas sorunların sadece siyasal ve askerî yöntemlerle çözülemeyeceğini, Irak ve Libya örneklerinde yaşayarak gözlemlemiş oldu. Farklı etnisite, din, mezhep ve grupların birlikte barış içinde yaşama iddialarına, eğitim ve sosyokültürel faaliyetlerle alternatif enstrümanlar sunmayı hedefleyen Hizmet Hareketi’nin Ortadoğu’da nasıl algılandığı önemli bir soru işaretidir. Zira Hizmet gönüllülerinin Irak, Yemen ve Mısır gibi sosyal ve siyasal çatışmaların yaşandığı ülkelerde elde ettiği bilgi, başarı ve pratik kazanımlar bölge ülkelerinin ortak sorunlarının çözümünde değerlendirilebilecek alternatif yol oluşturuyor. Ortadoğu’da ulaşabildiğimiz ülkelerin farklı din, mezhep, ideoloji ve kimliklere sahip elitlerinin yüzde 40-50’si Hareket’in faaliyetlerini desteklerken, Hareket’i tanımadıklarını söyleyenlerin oranı ise yüzde 40 civarında. Tanınmalarındaki en önemli unsurun o ülkedeki eğitim gönüllülerinin sosyokültürel faaliyetlerinin yanı sıra ve eğitim çalışmaları olduğu da ortaya çıkmıştır. Elde ettiğimiz veriler Hizmet Hareketi’nin bilindiği ölçüde desteklendiğini gösteriyor. Her ne kadar Arap dünyasında Hizmet Hareketi akademik ve entelektüel seviyede de tartışılıyor olsa da eğitim gönüllülerinin sahada yakaladıkları başarı ve imaj algının oluşmasındaki en önemli etken.
Son dönemde iç çatışmalar ve kaosla beslenen radikal İslamcı grupların yükselişi Ortadoğu’daki dengeleri sarstı. Artık devletlerin arka plana itildiği ve otonom marjinal grupların hakim olmaya başladığı alanların ortaya çıktığı bölgenin gidişatı tüm dünyayı endişelendiriyor. Arap Baharı sürecinde karar alma mekanizması ve siyasal sistemlerin değiştirilmesiyle bölgenin kısa süre içinde istikrara kavuşacağı iddialarının gerçekçi olmadığı acı tecrübeler ve Suriye-Libya örneklerinde olduğu gibi büyük yıkımlarla anlaşıldı aslında. Bölgenin mevcut problemlerinin çözülmesi ve siyasal sistemlerin katılımcı bir demokrasiye evrilmesi için nitelikli insan gücü, güçlü bir sivil toplum ve özgür medya gibi demokrasilerin olmazsa olmazlarının ikame edilmesi gerektiği bölge uzmanı otoriteler tarafından da vurgulanıyor.
Ortadoğu elitlerinin yaklaşık yüzde 45’i Hizmet Hareketi’nin kendi ülkelerinde ifa ettiği ya da ifa etmeyi planladığı faaliyetlere olumlu baktıklarını ifade etmeleri araştırmanın en çarpıcı sonucu. Farklı bir ülkeden gelip kendi topraklarında projeler üretmeye çalışan oluşuma bu denli yüksek oranda olumlu bakılması kayda değer ve çok önemli bir referanstır. Tüm Ortadoğu’da katılımcıların sadece yüzde 8’i Hizmet Hareketi’nin faaliyetlerine olumsuz bakarken, yaklaşık yüzde 22’si de Hareket hakkında ‘çok iyi bilgim yok’ cevabını verdi. (‘Bilmiyorum’ diyenler yüzde 14 ve cevap vermeyenler de yüzde 8 oranındadır.)
TÜRK OKULLARI NİÇİN KAPATILAMAZ?
Hizmet Hareketi’nin faaliyetlerine en olumlu yanıtı veren ülkeler Mısır, Fas, Irak ve Suriye. Bu ülkelerden Suriye hariç tamamında Hizmet Hareketi’nin eğitim kurumları bulunuyor. Suriyeli elitler de ülkelerindeki çatışmalar sebebiyle Türkiye’ye gelerek, gerek Türkiye’yi gerek Hizmet Hareketi’ni daha yakından tanımışlar. Hizmet Hareketi’ne olumlu bakanların en az olduğu iki ülke Libya ve Filistin. Libya elitlerinin yüzde 40’ı, Filistin elitlerinin de yüzde 55’i Hizmet Hareketi’ni tanımadıklarını ifade ediyor. Bu oranlara bakarak her iki ülkede de Hizmet Hareketi’nin yeterince tanınmadığını söyleyebiliriz. Filistin’den sonra Hizmet Hareketi’nin eğitim faaliyetleri hakkında en yüksek olumsuz yanıt İsrail’den. İsrail elitlerinin yüzde 17’si ülkelerinde Hizmet’in kurumlarının faaliyetlerine olumsuz bakarken, aynı ülkede olumlu bakanların oranı yüzde 47’dir. Bu oran ile İsrail, Hareket’e olumlu bakan Ortadoğu elitlerinin ortalamasına yaklaştığını görüyoruz.
Araştırmanın en ilginç sonuçlarından biri de İran elitlerinin cevapları. Ülke genelinde Hizmet Hareketi’nin faaliyetlerine olumlu bakanların oranı yüzde 35’e tekabül ediyor. İran elitlerinin yaklaşık yüzde 50’si Hareket hakkında sorularımıza ‘çok iyi bilgim yok’ ve ‘bilmiyorum’ yanıtını verdiler. İran’da Hizmet gönüllülerinin faaliyetleri yok. Hareket’in öncülük ettiği ve gönüllülerinin desteklediği eğitim kurumlarından Mısır’da 3, Fas’ta 11 ve Irak’ta da 18 tane var. Hareket’in faaliyetlerinin olmadığı ya da çok sınırlı olduğu İsrail ve İran’daki desteğin sebepleri düşünülmeye ve daha detaylı araştırılmaya değer elbette. Din ve mezhep savaşlarının yaşandığı bir coğrafyada Hizmet Hareketi’nin her din ve mezhepten bu kadar yüksek ve birbirine yakın oranlarda (yüzde 40-50) olumlu destek bulması hayli dikkat çekici. Gönüllülerinin kahir ekseriyetini Sünni İslam anlayışına bağlı eğitimcilerin oluşturduğu Hizmet Hareketi’ne farklı İslam mezhepleri ve dinlerin eşit oranda sahip çıkması, araştırmanın en önemli bulgularındandır. Bölgede Sünni ve Şiilerin yaklaşık yüzde 45’inin –aynı oranda– Hareket’in faaliyetlerine olumlu cevap vermesi “Ortadoğu’da mezhep savaşları bitmez” karamsarlığına umut ışığı olabilir. Aynı denekler etnik kimliklerine göre tablolaştırıldığında ise Hizmet Hareketi’ne entelektüellerin neredeyse yine aynı oranda destek verdiği görülüyor. Arap, Yahudi, İranlı ve Kürt elitlerin de ortalama %40-45’inin bu çalışmalara olumlu bakması etnik çatışmalara karşı ortak bir model sunabilme adına umutlandırıcı bir veri olabilir.
Ortadoğu’da vuku bulan çatışmaların çözümünde kullanılabilecek araçlar yeniden gözden geçirilirken eğitim ve sivil toplumun başat rol oynayacağı anlaşılıyor. Ayrıca din ve mezhep savaşlarının bu denli ön plana çıktığı bir coğrafyada Hareket’in yakaladığı pozitif ortalama, Türk Okulları’nın niçin kapatılamadığı sorusuna da cevap veriyor.
*İstanbul Enstitüsü