Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz, yandaş yazarlar Hüseyin Gülerce ve Ahmet Taşgetiren terazinin kaydığını, operasyonun kendilerini de vurmaya başladığını iddia etti.
Darbe girişiminin ardından başlayan ve keyfi tutuklamalarla süren operasyonlar hakkında tweet atan Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz, operasyonlar kapsamında Oktay Kılıç isimli AKP'linin evinin aranmasını eleştirdi.
"15 yıldır tanıdığım, 'o gece' tankın önüne yatan, FETÖ düşmanı Oktay Kılıç'ın evi FETÖ'den aranıyorsa, bu operasyon 'bize' dönmüş demektir" ifadelerini kullanan Mücahit Küçükyılmaz, "Namaz kılanı Fetullahçı sanan, Meşveretçi, Yazıcı, Okuyucu, Nakşi, Kadiri arasındaki farkı bilmeyen 28 Şubatçılarla FETÖ temizliği yapılamaz" diyerek bir anlamda operasyonları yapan ekibe ''dindarlara zulüm yaparken lütfen hedef gözetin, vuracağınız cemaat şu, vurmayacağınız cemaat şu' şeklinde hedef düzeltmesi yaptı. Operasyon ekibinin Küçükyılmaz'ı dinleyip 'biat etmiş/biat etmemiş cemaat ayrımı' yapıp yapmayacağı bilinmiyor.
Gülerce: Endişeleniyoruz!
40 yıllık arkadaşlarını operasyon ekibiyle işbirliği yaparak tutuklatan ve serbest gezebilen Star gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce ise tepkisini bugünkü köşe yazısında dile getirdi. Kendi evladı da gözaltına alınıp bırakılan Gülerce, yazısında “Binlerce insanın meslekten atılması, gözaltına alınması ve tutuklanması, beraberinde gittikçe artan şikâyetler getiriyor. Anne babalar, en yakınlar mustarip. Bu durumdan en fazla masum çocukların etkileniyor olmasının vicdanları sızlatmaması mümkün değil. Sıkıntı nerede? Adalet terazisinin, suç ile ceza arasındaki orantıyı tesis edemeyecek olmasından endişeleniyoruz” diye yazdı.
Taşgetiren Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ı yine kandırıyorlar mı dedi?
Bir başka Star yazarı Ahmet Taşgetiren ise inanılmaz da olsa Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın operasyonlardan haberdar olmadığını ima edebildi. “Sorulması gereken sorular” başlıklı köşe yazısında operasyonların kendi yakınlarındaki isimlere uzanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren eski Burç Fm ve Mehtap TV programcısı, Bugün Gazetesi ve Aksiyon Dergisi yazarı Taşgetiren şöyle yazdı “Ne dersiniz, bu 50 bin kişinin her birinin devlet memuriyetinden atılmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın veya Başbakan Yıldırım’ın kefaleti var mıdır? Ne dersiniz, her gözaltıda, her tutuklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Yıldırım’ın bilgisi ve onayı var mıdır? Bu soruları, tüm atılmalar, tüm gözaltı ve tutuklamalar Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Yıldırım’ın kefaletine bağlı olarak meşruraştırıldığı için soruyorum. Sorduğum soruların cevabının “Elbette hayır” olduğunu biliyorum… Şu hükümlere ne dersiniz?
- Bütün emniyet teşkilatı çok objektif operasyonlar yapıyor.
- Bütün savcılar hiçbir etki altında kalmaksızın soruşturma yürütüyor.
- Bütün hakimler son derece tarafsız, bağımsız karar veriyorlar.
- Farklı bakanlıklardaki, devlet kurumlarındaki komisyonlar, “FETÖ’cüleri tespit ve ayıklama”da hiçbir etki altında kalmaksızın çalışıyorlar. Verdikleri kararlar son derece objektiftir ve hakkaniyete uygundur.
Ben bu sorulara “Evet aynen böyledir” diyecek kişi ve kurum olduğunu sanmıyorum. Devlet yapısının emniyeti, yargısı ile steril hale geldiğini düşünen bir Allah kulu var mı ki, “Bizde her şey hukuka adalete uygun seyrediyor” hükmüne varsın! …Ey Ak Parti milletvekilleri, biliyorum ki hepiniz ağlama duvarı halindesiniz.
Biliyorum ki, her biriniz FETÖ’cü diye suçlanma riskini başınızın üzerindeki Demokles kılıcı gibi hissediyorsunuz. Partinizi benim kadar düşünüyorsanız, size yönelen şikayetleri daha sorumluca dinleyin. Tabanda ciddi rahatsızlık var.”