Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Aytuğ Onur, Türkiye'de toplam işletmelerin yüzde 99'unu, istihdamın yüzde 78'ini ve üretimin yüzde 54'ünü oluşturan KOBİ'lerin ülke ekonomisinin dinamosu olduğunu söyledi.
Bursa iş dünyasının çatı kuruluşu BTSO tarafından Bursa Barosu işbirliğiyle 'Finansal Durumu Bozulan Sermaye Şirketlerinde İyileştirme Tedbirleri -İflasın Ertelenmesi ve Yeniden Yapılandırma' konulu panel gerçekleştirildi. BTSO Akademi Projesi kapsamında Oda Hizmet Binasında düzenlenen programa, BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Aytuğ Onur, Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Halit Aker, Bursa Barosu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Neslihan Aktosun ve iş dünyası temsilcileri katıldı.
Türkiye'deki işletmelerin yüzde 99'unun KOBİ olduğunu kaydeden Onur, Türkiye'nin ve şirketlerin üretime dayalı en önemli büyüme enstrümanının ihracat olduğunu vurguladı. KOBİ'lere yalnızca ekonomik gelişimin değil, sosyal dengenin ve istikrarın da en önemli aktörü olduğunu vurgulayan BTSO Yönetim Kurulu Üyesi, sözlerini şöyle sürürdü: "KOBİ'lerimiz toplam işletmelerin yüzde 99,8'ini, istihdamın yüzde 77,8'ini üretimin ise yüzde 54,2'sini karşılıyor. KOBİ'lerimizin sağladığı katma değer ise yüzde 55 seviyesinde bulunuyor. KOBİ'lerimizin verimliliklerini yükseltmeli, uluslararası piyasalarla entegrasyon süreçlerini doğru stratejilerle desteklemeliyiz. Ülkemizin küresel ekonomik sistemde güçlü bir rol üstlenebilmesinin yolu KOBİ'lerimizin rekabet gücü kazandırmaktan geçiyor."
BTSO olarak KOBİ'lerin sermaye yapısının güçlendirilmesi ve varlıklarının sürekli hale getirilmesi adına şirketlere rehberlik ettiklerini kaydeden Aytuğ Onur, kentin ortak aklını harekete geçirerek Türkiye'de ilk kez hayata geçirilen sektörel konsey yapılanması içerisinde Ekonomik İlişkiler ve Finans Konseyi'ni kurduklarını dile getirdi.
"İFLAS ERTELENMESİ CAN SİMİDİ GİBİDİR"
Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Halit Aker ise işletmelerin bazen içsel bazen de kontrol edemedikleri dışsal sebeplerle finansal dar boğazlarla, fırtınalarla boğuşmak zorunda kalabildiğini söyledi. Aker, "İşletmelerin ise birçok sosyal ve ekonomik paydaşlarının bulunduğu bir gerçek var. Oysa her iflas genel ve yerel ekonomi bakımından büyük kayıplar oluşturabilir. Bu nedenle iflasın ertelenmesini, adeta can simidi olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır. Bu sayede işletmelerin yeniden sakin sularda yol almaları mümkün olabilir. Sektör temsilcilerini katıldığı bu tür toplantılar süreçlerde yaşanan sorunların karşılanabilmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilebilmesi açısından oldukça önemlidir." şeklinde konuştu.
CİHAN