Önder, 3.5 yıl çözüm ekibinde görev aldığını belirterek, “Başbakanların, hükümetin, istihbarat örgütünün özel ricasını PKK’ya götürdüm, günlerce sığınaklarda beraber kaldım” dedi. Önder, Anayasa Komisyonu’nda gece yarısı yaptığı konuşmada ilginç açıklamalar yaptı:
“Belki de bu son konuşmamız. Ben cezaevine ilk 16 yaşında girdim, Adıyaman’da bir halk mücadelesinde. 18 yaşında 12 Eylül faşizmine karşı direndiğim için tekrar girdim. 12 yıl ağır hapse mahkum edildim. Cezaevinde 50 günden fazla ölüm orucu direnişi gerçekleştirdim. Anayasa düzeni değiştirmeye tam teşebbüsten ceza aldım. Çıktıktan sonra bu memleketin Anayasasını yazım komisyonunda yer aldım. Hep birlikte o Anayasayı mahkum ettik. 12 Eylül rejimini şebek eden 2 tane film yazdım.
BAŞBAKANIN ÖZEL RİCASINI PKK’YA GÖTÜRDÜM
Barış süreci başladı. Sayın bakan (Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı kast ediyor) da dahil olmak üzere bakanlarla, istihbarat örgütüyle, Milli Güvenlik Kurulu temsilcisiyle, PKK’yla, Sayın Öcalan’la 3.5 sene süren düzenli görüşmeler yaptık. Devletin, sayın bakanların, Başbakanların özel ricalarını, önerilerini, itirazlarını, PKK’ye götürdük. Onlarla günlerce aynı sığınaklarda kaldık. Günlerce tartıştık, değerlendirdik. Bu ülkeye barışı getirmek için.
BU DÖNEMİN FİLMİNİ ÇEKECEĞİM
Şimdi hepinizin olumlayarak bahsettiği 2013 Nevruz bildirgesini okumuş olduğum için hakkımda müebbet hapis isteniyor. Umurunda olanı Allah şu merdivenlerden aşağıya indirmesin. Bugüne kadar yaptığım, yazdığım, çizdiğim, çektiğim her şey şeref madalyamdır. Bir şeref madalyası da siz takacaksınız. Hepinize müteşekkür olacağım. Bu şükran borcumu bu dönemi de şebek eden bir film çekmezsem bütün emeğim, hünerim bana haram olsun. Kimse kendini orada görmek istemeyecektir.
TOPLUMA FATURASI AĞIR OLACAK
Darbeleri araştırma komisyonunda görev aldım, bir şey nasip oldu. Bana işkence eden albayı sorguladım. Çıra gibi titriyordu. Yazdım, arşivlerde var. Bakan (Bozdağ) uzaktan şahit göstermesin. Beşir Atalay, Efkan Ala, Sadullah Ergin ve bizim İmralı heyeti, Başbakanlık’ta bu mahkeme kararlarının, bu çifte standartlı yaklaşımların fütursuzluğu üzerine saatlerce hasbıhal ettik. Şimdi bundan dolayı müebbet isteniyor. Bundan korkan dünyanın en alçak adamıdır. Fakat bu ülkeye toplumsal faturası büyük olacaktır. Ben çocuğuma böyle şeref mirası bırakacağım. Size evlatlarınız inşallah ‘baba onun içinde sizin de dahliniz var mıydı?’ diye sormaz. Hepinizi son bir kez saygıyla selamlıyorum.”
Kaynak: Sözcü