AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Murat Kurum dün yaptığı bir konuşmada şunları söyledi: “31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek. Gazze’de elini bize uzatan kardeşlerimiz, Gazzeli yavrularımız sevinecek. Gazze’nin özgürlüğü için İBB olarak Gazze’ye yapacağımız yardımlar için 31 Mart’ta milletimiz gerçek belediyecilikten yana tavrını koyacaktır.”
Kurum’un bu açıklamaları sosyal medyada tepki topladı:
“Erdoğan, Ekrem Bey’e ‘Sisi’ diyerek şeytanlaştırmaya çalışıyordu. Şimdi Sisi ile ahbap oldu. Ekrem Bey’in karşısına da Murat Kurum diye bir çapsızı, böylesine bir samimiyetsizi, bir istismarcıyı ve bu kadar kolay yalan söyleyen birisini koymuşlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’ye yerel seçimlerde hiçbir şey verecek olmadığının kanıtı, İstanbul’daki adayının Murat Kurum olmasıdır”
“Hükümeti eleştiriyor. Koca Türkiye Cumhuriyeti, Gazze’ye yardım edemiyor, o gelince edecekmiş. Aramızda kalsın, Erdoğan’ı eleştiriyor. Daha yeni başladık. Kavga etmeyin.”
ALİ BABACAN: GAZZE’Yİ BELEDİYE SEÇİMİNE MALZEME YAPMAK UTANÇ VERİCİ
“Gazze’deki zulüm parti fark etmeksizin hepimizi yaralıyor. Gazze’deki soykırımı belediye seçimine malzeme yapmak, Gazzeli çocukları basit siyasi çıkarlar için kullanmak utanç verici. Bu zulmü durdurmak için bir şey yapmıyorsunuz, en azından susacağınız yeri bilin.“
DAVUTOĞLU: BİR YANDAN TİCARET BİR YANDAN İSTİSMAR
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
“Dün gece yarısı gelen bir telefonla tüm gecemi derin bir hüzünle karartan bir olaya şahit oldum. Telefon Gazze’den geliyordu. Eşim Sare hanım uzun bir süre Gazze’de doğum vakti gelmiş mübarek bir anne adayının doğumuna uzaktan yardımcı olmaya gayret etti.
Aradaki bir tercüman aracılığıyla yapılması gerekenleri anlatıyor ve moral vermeye çalışıyordu. Arada çaresiz baba adayının da sesi duyuluyordu. Bir an hamile iken hastaneye yetişemeyerek vefat eden annem aklıma geldi. Sonra Gazze’deki 2012 savaşında bombalar altında eşim Sare hanımla Şifa Hastanesi’nde geçirdiğimiz o gecede katledilmiş çocuklarına sarılan anne-babalar gözümün önünde canlandı. Yüreğim sızladı; ızdırap dolu kelimeler boğazımda düğümlendi. İçimden Nisa suresi 75. ayet geçti. “Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, katından bize bir sahip çıkan gönder, katından bize bir yardımcı lutfet” diyen zavallı çocuklar, erkekler ve kadınlar için feryadımızdan başka gücümüzün kalmamış olması ne büyük acı!
Allahım şahit ol! Biz elimizden geleni yapmaya çalıştık ama feryadımız duyulmadı! Bir taraftan İsrail ile ticarete devam edip diğer taraftan “bizi seçerseniz Gazze’ye yardım ederiz” diye kampanya yürüten istismarcıları harekete geçiremedik! Daha savaşın ilk haftasında “Uluslararası Adalet Divanı’na başvurun” dedik ama Güney Afrika Cumhurbaşkanı’na sesimizi duyurabildik lakin Ankara’daki sağır kulaklara duyuramadık!
Yine daha ilk günlerde “İsrail’e hava sahamızı kapatın” dedik ancak bu çağrımız, İsrail’e giden silahların, aziz ülkemiz yani Türkiye’nin hava sahasından geçmesini durduramadı! Her gün çağrıda bulunduk ama kardeşi Sisi ile buluşan Erdoğan’ın, en azından İspanya Başbakanı gibi Refah kapısına kadar giderek dünyaya bir mesaj iletmesini, Refah’ta bir Türk Sahra hastanesi kurmasını sağlayamadık!
Haftalarca “bir hava köprüsü kurun” dedik ama koltuklarını korumaya çalışan iktidardakileri, bölgenin büyük gücü olarak görülen ülkemizi, Ürdün gibi helikopterlerle yardım göndermesine ikna edemedik!
Bize “katından bize yardımcı lütfet” diyen kadın ve çocuklara yardım edecek irade ve güç ver Ya Rab!
Nasıl ki Küresel Vicdan Bildirisi ile dünyanın dört bir yanından siyasetçiler, akademisyenler, kanaat önderleri ile tüm dünyaya “bu zulme sessiz kalmayacağız” diye Londra’dan haykırdıysak; Gazzeli çocuklar, kadınlar, mazlumlar yeniden gülümseyinceye kadar, yeryüzündeki bütün duyarlı insanlarla birlikte mücadeleye devam edeceğiz. Biz Gazze, Mescid-i Aksa , Kudüs özgürleşene kadar kararlılığımızı vurgulamayı sürdüreceğiz.”
TEMEL KARAMOLLAOĞLU: SEVİYESİZLİK
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da tepkisini şu şekilde dile getirdi: “Tüm dünyanın ayağa kalktığı, tepki gösterdiği bir dönemde Gazzeli mazlumların acılarını yerel seçimlere alet etmek ahlaksızlıktır, seviyesizliktir, vicdansızlıktır!
Halep oradaysa arşın burada! Buyurun iktidar olarak terörist İsrail’e giden ticaret gemilerini durdurun. İktidar olarak elinizde olmayan hangi yetkiyi kullanacaksınız da İBB’yi kazanınca Gazzeli mazlumlara yardım edeceksiniz? Edep ya hu!
İnsanların işlenen zulüm karşısında kendini ateşe verdiği bir dönemde yaşanan soykırımı siyasete alet edemezsiniz.”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da şu paylaşımı yaptı: “Gazze’de insanlar tüm dünyanın gözleri önünde kitleler halinde katlediliyor. Kadın, yaşlı, çocuk ayırt etmeksizin koca bir Filistin halkı göz göre göre soykırıma uğruyor ve Türkiye olarak biz İsrail’e en hafif bir yaptırım dahi uygulayamıyoruz. Bırakın yaptırımı, Türk şirketlerine ait gemilerin biri gidip diğeri geliyor İsrail limanlarına. İsrail ile ticaret hacmimiz hız kesmeden artıyor. Ama birileri utanmadan milletin Filistin hassasiyetini belediye seçimine malzeme yapıyor. ‘İnsan biraz olsun utanır’ diyeceğim ama o seviyeyi geçeli çok oldu sanırım.”
Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Kani Torun da şu paylaşımı yaptı: “Hükümetiniz böyle seyretmeye devam ederse 31 Martta Gazze’de sevinecek mazlum kalmayacak!”
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bület Kaya, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “2019 seçiminde de Sisi’ye karşı olanlar AKP’ye oy versin deyip sonra Kardeşim Sisi demiştiniz. Şimdi de Gazze için oy isteyip Seçimden Sonra Netanyahu demeyesiniz ! Yazık ! Yazık !”